kadınların evlenmek istememe nedenleri

  • türk erkek modelinin hastalıklı olmasından kaynaklanıyor. şöyle özetleyeyim;

    erkekler hem sex yapabilecekleri hem de anneleri gibi olan bir kadın modeli arıyorlar. bunu yaparken de sorumluluk almak, sıkılmak ve yorulmak istemiyorlar. çoğu doğru düzgün iş sahibi bile değil. psikolojik olarak yeterli sağlığa sahip değiller. birey olmanın getirdiği yükümlülükleri bunca zaman anne ve babasına yüklemiş olduklarından, evlendikleri anda bütün hepsini eşlerine yüklemeye çalışıyorlar. %90'ı böyle olan bir erkek popülasyonunu bilen kadının da aklı varsa zaten evlenmek istemez.

  • bir insanın gereksiz yüklerini taşımak istemiyorum. bizim kültürümüzde türk anneleri oğullarına ev işi yapmayı, ihtiyaçlarını kendilerinin giderebileceklerini öğretmiyorlar. örneğin komşum. 26 yaşına geldiği halde annesini arar, dışarıda olduğunu duyunca saatlerce annesinin gelmesini bekler ki annesi ona yemek yapsın. veyahut eline bir bez, bir süpürge alıp evi temizleyen türk erkeği gördünüz mü? anca erkeklerle toplanıp, kadınların çaylarını ayaklarına kadar getirmelerini beklerler. kadınlar sabahtan akşama kadar bunlara hizmet etmekle meşgul olurlar. saatlerce temizliği, yemekleri yapan da kadın, hizmeti yapan da kadın. erkekler ise çok mühim bir iş yapıyormuş gibi hunarca siyaset futbol tartışırlar. * evlendiğimde böyle düşünen bir ailenin gelini olmak istemiyorum mesela - ki benim ailem zaten bu kafada olduğu için oldukça yorucu. bir de evlenip başka bir ailenin yükünü daha mı çekeyim hiç yoktan yere?

    ben işe gidip, çalışıp, eve geldiğimde büyük bir ihtimalle ev işini evlendiğim adamla beraber yapmayacağım. muhtemelen yemeği de, ev işlerini de ben yapacağım çünkü kraliyet soyundan gelen erkek evladımız o işlere karışmaz sonuçta. tek olduğumda sadece benim çamaşarım, bulaşığım, yemeğim olacak - ki çok değil. peki bir insanın böyle gereksiz yükümlüğünü niye alayım ben? bana yük olan, yardım etmeyen, kendi işlerini bile göremeyen, hep benden bekleyen bir erkekle niye evleneyim?

    ailelere gelirsek; ben kendi ailemdeki bireylere bazen çok fazla öfkelenirken, başka bir insanın da bunlara katlanmasını istemiyorum mesela. o istediği vakit ailesini ziyarete gitsin, ben istediğim zaman ailemi ziyarete gideyim. kimse kimseye karışmasın, kimse kimseden de aile ziyareti beklemesin. ama bunu kabul edecek insan var mı? ki kabul edilmemesini de anlarım ama ben hayatımda daha fazla sorun, daha çok stres istemiyorum ve malesef bir çok aile de huzur vermiyor.

    gel gelelim hayat arkadaşlığına. ben herkesin hayat arkadaşının olduğuna inanmıyorum. eğer hayat arkadaşım yoksa neden evleneyim ki? sırf evlenmiş olmak, sırf yalnız kalmamak için mi? eğer bunun için evlenirsem, karşımdaki insana saygısızlık yapmış olurum, çünkü evlenirsem aşık olduğum, sevdiğim için evlenmek isterim. ve aşk, sevgi dediğimiz şey, karşılıksız olan şeyler. eğer yalnız kalmamak ve benzeri durumlar için evlenirsem, kendi menfaatlerim uğruna evlenmiş olurum ve böyle bir insan olmak istemiyorum.

    son olarak da çoğu erkeklerin artık pek sahiplenici, fedakar olmadığını gözlemliyorum. kadın çalışsın, kadın bana yük olmasın, kadın benden bir şey istemesin, ben eve bakmak zorunda değilim gibi bir tutumları olmaya başladı ve ben kendim de çalışıp, kendi paramı kazanıp, kimseye yük olmamayı istesem de, böyle düşünen bir erkekle de evlenmek istemem - ki neredeyse artık hepsi böyle düşünüyor. insan sevdiği insana karşı cimri olmamalı ve ben sevdiğim insanlara her şeyimi veririm, yeter ki iyi, mutlu olsunlar. böyle düşünen bir erkek bana itici geliyor. sanki cimriymiş, sevmiyormuş, mekanik şekilde robot gibi sırf evlenmek için evlenmek istiyormuş gibi bir algı yaratıyor ve böyle birisiyle de hayatımı birleştirmek istemiyorum.

    kısacası, eğer karşıma hayat arkadaşım olabilecek, sorumluğunu bilen, cimri olmayan, kadınına insan gibi davranan vs. bir erkek çıksa evlenirim. her kadın evlenir. ama tüm kriterlerin bir insanda bulunması, böyle bir insanın karşına çıkması ve çıksa dahi bu insanın da bekar olup senden hoşlanması gerektiğini de işin içine katarsak çok zor. o yüzden gerçekci olup evlenmemeyi tercih ederim.

    edit1: aklıma gelenleri unutmadan hemen yazmak istediğim için ve düşüncesi bile beni gerdiği için, yazımın bazı yerleri bazı erkeklere biraz sert gelmiş olabilir. genelleme yapmak gibi bir amacım yoktu, yalnız bir çok durumda da kadınların hep daha fazla yüklendiğini de es geçmemeliyiz. buna değinmek istedim sadece.
    iyi kalpli, saygılı, efendi erkekleri tenzih ediyorum. siz iyi ki varsınız.

    edit2: bana çeliştiğimi yazan yazarlar olmuş. “hem kimsenin yükünü taşımamak istiyorsun, hem erkekten sahiplenicilik, fedakarlık bekliyorsun” gibi.
    benim (gereksiz) yükümlülükler olarak adlandırdığım yükümlülüklere misal verirsem; erkeğin annesinin gelinine kötü davranması, sürekli laf sokması, küçük görmesi, oğlunu kimse layık görememesi gibi durumlar. veya akrabaların sürekli borç isteyip, geri vermemeleri gibi gereksiz stres unsurları.
    eşim hasta olur, bakıma muhtaç olur, işini kaybeder, amenna. eşime elimden geldiğince destek olup, ona bakarım.
    ama sınır belirleyemeyen, hayır diyemeyen, beni böyle gereksiz streslere sokan bir erkeğe denk gelmekten korkuyorum ve böyle bir insanın yükümlülüğünü taşımak istemiyorum. ve 30 yaşına gelmiş yetişkin bir insanın çocuk gibi davranması, yemek gibi basit şeylerde bile karısının ensesinde sürekli karısını bekliyormuş gibi bir his vermesi de gereksiz bir yükümlülük bence.
    umarım daha güzel şekilde ifade esebilmişimdir kendimi.