kadınların erkeksiz de yaşayabileceği gerçeği

  • nereden tutsam elimde kalan önerme ya da her ne haltsa işte.

    (heteroseksüel) bir kadının erkeksiz de yaşayabilmesiyle neyin anlatılmaya çalışıldığını anlamadım açıkçası. bundan kasıt, kadının herhangi bir erkeğe bağlanmadan, sevişmeden, çevresinde yalnızca kadınlar bulundurarak yaşaması mı? eğer öyleyse bu pekala mümkündür. tersi de erkekler için mümkündür. koskoca bir toplum içinde yaşıyoruz ve istesek de istemesek de, kabul etsek de etmesek birlikte yaşamak için başka insanlara bağımlıyız. aldığım eşyaları evime taşıyan nakliyeciler erkekti. alışveriş yaptığım marketteki kasiyer kadındı. tez danışmanım da kadın. ders aldığım hocalardan biri erkekti.

    evli değilim. çocuğum da yok. evlenip çocuk sahibi olmayı istiyorum ama, yaşamımın amacı haline getirmiyorum bunları. evet, erkeksiz de yaşayabiliyorum bu bakımdan. bunda övünülecek herhangi bir şey göremiyorum. yüzyıllar boyunca kadınlar bir şeylere sahip olmak, bir şeyler yapabilmek ya da bir yerlere gelebilmek için erkeklerin izin vermesini beklemek zorunda kaldılar. sanırım buna pek kimsenin itirazı olmaz. bu nedenle de pek çok kadında ki aralarında ben de varım, bir şeyleri başarabilmiş olmaya haklı olarak daha fazla anlam yüklediler diye düşünüyorum. erkek olmanın anlamını bilemem. hiç erkek olmadım; ama bir kadın olarak söyleyebilirim ki türkiye gibi kadının olabildiğince bastırıldığı bir ülkede üniversiteye gitmek, iş sahibi olmak, tek başına yaşamak gibi fazlasıyla "sıradan" durumları bir kadının yapabilmesi kadın için büyük anlamlar taşıyor. gelişmiş bir toplumda lafı bile edilmeyecek şeyler türkiye'de birer başarı öyküsüne dönüşüyor ister istemez; çünkü belirli bir mücadele sonunda elde ediliyor. yaşamımın hemen her aşamasında yalnızca ailemden değil, kadın erkek fark etmeksizin arkadaşlarımdan da büyük bir destek gördüğümü inkar edemem; ama şunu da belirtmeliyim ki kadından beklenen şey, var olabilmeleri için erkeklere bağlı olmaları. erkeklere de evlenmeleri yönünde bir baskı var olmasına karşın hiç evlenmemiş bir erkek tek başına çok daha rahatça yaşayabiliyorken hiç evlenmemiş bir kadın aile evini bırakamıyor. bu baskıya direnip belirli özgürlükleri elde eden kadınlar sonunda şunu fark ediyor: ben bir kadın olarak tek başıma var olabiliyormuşum; erkeksiz de yaşayabiliyormuşum. bunu çok rahat biçimde anlayabiliyorum; çünkü ben de dedim; ama sonrasında fark ettiğim şey, yaptığım şeyin erkeksiz yaşamak değil, özerkliğimi kazanmak olduğuydu. yani ben her şeyde birilerine, aileme ya da arkadaşlarıma, bağlı olmadan yaşayabiliyormuşum aslında. sorunlarımı çözmek için her seferinde birilerine koşmam gerekmiyormuş.

    yani başlık hatalı bence. "kadınların da özerk yaşayabileceği gerçeği" diye düzeltilmeli. gerçi bizim ülkede bence erkekler de özerk yaşamıyorlar. bireyleşmemizi gerçekleştiremiyoruz. ne özerkiz, ne de bireyiz.