kadın siniriyle mücadele

  • gençken insan uğraşıyor ediyor durum düzelsin diye ama kırk yaşına gelince hiç çekilmiyor arkadaş.

    hanım diyor ki beni sen delirtiyorsun, sana o yüzden bağırıyorum; tamam da arkadaş, benim de öfkelendiğim zamanlar oluyor, bugüne kadar hiç sesimi yükseltmedim sana, saygımızı kaybetmeyelim diye tek kelime argo söz kullanmadım, bu nasıl oluyor? tasvip etmediğim birşey olunca, kılıçdaroğlu modunda "doğru bulmuyorum" diyorum ama tüm evliliğimiz boyunca hiç bir falsom olmamasına rağmen, mesleki kurstan tanıştığım bir bayan sabah whatsapp'tan bir kitap indirimi ile ilgili mesaj atınca benim ne zamparalığım kalıyor, o günahsız kızın ne orospuluğu; kursa hatun bulmaya gitmekle suçlanıyorum, evde sabahın köründe bağırış çağırış kıyamet kopuyor; ağzımı açıp bir şey söylemeye kalksam "zeytinyağı gibi üste çıkmakla" suçlanıyorum; bu nasıl oluyor?

    perşembe gecesi evde, cuma sabahı beşe kadar çalışmış, hazırlanıp sekiz uçağı ile antalya'ya gidip duruşmalara girmiş öğleden sonra ankara'ya dönüp toplantıya katılmış, oradan zorunlu bir yemekli çalışmanın ardından gece onbirde yorgun argın eve girmişim; ayağımda on sekiz saattir aynı çorap daha dururken "ben evde çok sıkıldım, bunaldım" diye trip atıp, kavga çıkartmak neden?

    bu başlığın ilk entrysi çok doğru; ben dahil biz erkeklerin çok kusuru, günahı vardır elbette; kadına şiddet hiçbir şekilde kabul edilemez ama kadının erkeğe şiddetinin de konuşulması lazım.

    çevremde iyi eğitimli, sosyal durumu düzgün arkadaşlarıma bakıyorum; efendi adamların ağzına ediyor kadınlar; buradan elbette kadına kötü davranılsın mesajı çıkmasın ama bir kadın, erkeği eline geçirdi mi kedinin, yumakla oynadığı gibi oynamaktan çekinmiyor arkadaş; hele bir de evlilik olursa önce arkadaşlarından, sonra ailesinden koparmaya, yerine kendi ailesi ve arkadaşlarını koymaya çalışıyor; akşam evde erkeğin istediği dizi bile izlenmiyor; eş baskısı nedeniyle acun'un programlarını izlemekten kurdeşen olan arkadaşım var; karşı çıkmaya kalktığında karısı öyle bir kıyameti koparttı ki çocukcağız sırf ağzının tadı kaçmasın diye yıllardır hafta içi hemen her gece aptal programlardan kendisi aptallaştı.

    ortalama türk kızı ve kadınının, evlilik ile tavan yapan, bir erkek ile birlikte olduğunda neler yapması gerektiğine dair çok kötü hazırlanmış bir ön programı var; sevgililik, nişanlılık ve evlilik, kadın için mülkiyet ilişkisi üzerinden yürüyor; erkeği sahiplenmek, onun hayatını sahiplenmek, dünyasını onunla sınırlamak, öyle ki ne kendisi ne de erkek için nefes alacak en ufak bir boşluk bırakmamak; herşeyi birlikte yapmaya çalışmak, erkeğe bir mahremiyet alanı bırakmamak; saat başı arayıp kontrol etmek; sosyal medya hesabı açtırmamak, açtığı varsa sürekli kimlerle arkadaş olduğu ve paylaştıklarını takip etmek (bu arada kendisi ınstagram başta bir yığın sosyal medya sitesinde fink atmak) erkeğin, arkadaşları ile birlikte arada bir vakit geçirmesine engel olmak, es kaza program yapmışlarsa sürekli arayıp mesaj atarak trollemek; sürekli bitmez bir ilgi beklentisinde olmak, yoksa trip atmak; çok mu yazdım? bence az bile.

    bizde ne erkek çağdaş bir birey olabiliyor ne kadın maalesef; birey olamayan erkek, kadına fiziksel şiddet uyguluyor, birey olamayan kadın da erkeğe psikolojik şiddet; ikisi de kabul edilebilir şey değil ve özellikle kırk yaşında hiç çekilmiyor.

  • obeziteyle mücadele gibi, topluma bilinç kazandırılarak sürdürülmesi ve devlet politikası haline getirilmesi gereken geniş çaplı sağlık operasyonudur.

    öncelikle şu önemli videoyu seyretmenizi rica ediyorum: https://www.youtube.com/watch?v=4f8dzq8g0v8

    bugün ülkedeki neredeyse her erkek sevgilisinin, karısının, nişanlısının, yavuklusunun sinir krizlerinden, sürekli kavga çıkarmasından, istediği bir şey olmadığında ortalığı aleve vermesinden şikayet ediyorsa, kadınlarımızın ağır bir sinir hastalığının pençesinde kendisinin ve erkeğin hayatını törpülediğini kolayca görebilirsiniz.

    dolayısıyla, kadın sinirinin obeziteden daha ağır bir tehdit olduğunu kabul edelim ve toplumca bununla mücadele edelim.

    çevremizde sinir krizi geçiren kadınlar gördüğümüzde onların burnuna işaret parmağımızı götürelim ve şşşş sakin bebeğim diyelim.

    çevremizde sinir krizi geçiren kadınlar gördüğümüzde onlara hemen tek taş yüzük alıp, onları mücevhere boğma alışkanlığımızdan vazgeçelim. çünkü böyle yaparak kadınları, pavlov deneyindeki hayvanlar gibi, sinirlendikçe mücevher geliyor düşüncesine şartlamış oluyoruz. kadınlarımız sinirlenmeyi zenginleşmenin en kolay yolu olarak algılamaya başlıyorlar. lütfen bunu yapmayalım.

    çevremizde sinir krizi geçiren kadınlar gördüğümüzde onlardan hemen özür dileme refleksinden vazgeçelim. sinir krizi geçiren kadın haklıdır diye bir şey yok. gayet de haksızlar ve bunu bildikleri için üste çıkmak amacıyla sinire başvurup bizi bastırmaya ve istediklerini yaptırmaya çalışıyorlar. markette istediği çikolata alınmadığında kendini yerlere atıp anırıp bağıran küçük çocuklara annelerinin babalarının kayıtsız kalması gibi, bırakın yerlerde yuvarlansınlar, bağırsınlar, ortalığı kırıp döksünler, avaz avaz anırsınlar. hiç oralı olmayın, onlar yokmuş gibi yapın. terbiye olana kadar kendilerine zarar versinler. çok da fifi.

    çevremizde sinir krizi geçiren bir kadın gördüğümüzde, eğer bu bizim sevgilimizse, onu hemen oracıkta terk edelim. (bkz: nikah iptal ilişki bitti bavulunu al evimden çık)

    çevremizde sinir krizi geçiren bir kadın gördüğümüzde bilelim ki, hayatımızı mahvetmek, bizi köleleştirmek için planlar kuran çakal bir kadının hedefindeyiz ve o kadın bu planlarını gerçekleştirmek için varıyla yokuyla, bütün varlığı ile hedefine kilitlenmiş, gerektiğinde de böyle teatral krizlerle bizim direncimizi düşürerek boynumuza tasmayı geçirmeye çalışıyor. kanmayalım. yemezler.

    sevgili sinir hastası hanımlar, lütfen, tedavi olup öyle aşık olun.

    hiçbir kadın için kendinizi bu işkenceye kurban etmeyin gençler, buyrun bir tane daha: https://www.youtube.com/watch?v=3rs6xafmqv0

    bir diğeri: https://www.youtube.com/watch?v=qjvzkvkwhnm

    peki, size bazı önemi sorular soracağım, kendinize şu soruların cevabını vermeye çalışın:

    size ruh hastalarını tedavi edesiniz diye para mı veriyorlar? böyle bir göreviniz mi var? annesi babası prensesim diye seve seve kızını ruh hastası yaparken, siz mi onları iyileştireceksiniz? gönderin anası babası doktorlara, ilaçlara servet yatırıp kızlarını tedavi etsinler. siz niçin hayatınızı bir sinir hastasını tedavi etmek için harcıyorsunuz genç dostlarım? ya aileleri ya da devlet tedavi etsin onları. bu bizim sorunumuz değil.

    erkeği tavlarken her türlü rolü yapan, sakin, şefkat dolu, sevgi dolu, aşk dolu kadın pozlarına giren ama erkeği ele geçirdikten, imzaları attıktan sonra şiddetle, mobbingle, sinir krizleriyle erkeği pasifize etmek için her türlü çirkinliği yapan bu insanlar size normal mi geliyor dostlar? lütfen kendinizi bilinçlendirin ve çevrenize de bu bilinci aşılayın, her yerde, her fırsatta kadın sinirine karşı bilinç oluşturmaya çalışın ki, toplumda tamamen erkekleri sömürmek için alışkanlık haline gelmiş olan ve normal karşılanan bu çirkin gelenek artık azalarak son bulsun.

    ayrıca unutmayın, bu şiddetin, sinirin bir de pasif versiyonu var. sizi tamamen bilinçli uygulanan pasif öfkeyle triple, duygusal şiddetle pasifize edip yaşam enerjinizi çalmaya çalışan kadınları unutmayın. seven insan, sevdiğine bunu yapmaz. pasif veya aktif, şiddet, öfke, asabiyet, sinir krizleri ile yaşamak zorunda kaldığınızı düşünüyorsanız, siz aslında sevilmiyorsunuz, sadece karınız/sevgiliniz tarafından sömürülüyorsunuz demektir.

    buna izin vermeyin. kendinize bunu yapmayın. terk edin.

    hiçbir kadının şiddetine, sinir krizlerine, asabiyetine maruz kalmayı kabullenmek zorunda değilsiniz.

    ayrıca boş bir zamanınızda şu felsefeyi de detaylıca incelemenizi tavsiye ederim: mgtow

    son olarak şunu da hatırlatayım, birazdan bu başlığa üşüşüp, "kidini irkiği yik, öfki hirkis için zirirlidir. kidin ifkisi demeyin, insin ifkisi diyiciksiniz," gibi saçmalıklar zırvalayan meriçlerle karşılaşacağız, bu gazlara da gelmeyin. sorunu teşhis etmeyi engelleyen bu tür girişimler yüzünden onlarca yıldır toplum bu sorundan kurtulamadı. öfke problemi olan insan gidip tedavisini oluyor. ama öfke problemi olan kadınlara bunu kabul ettirmek bile mümkün olmuyor çünkü toplum bunu kanıksamış, bu bir normal haline gelmiş. kadındır sinirlenir, hakkı var, kocası onu sinirlendirmiştir, sinirlenmeye hakkı var deniliyor ve kadın yine mağdur, suçlu yine erkek oluyor.

    bu oyunlara gelmeyin. sorunun adını doğru koyun: kadın siniri.

    hayatınızı mahvetmeyin ve bu insanlardan koşarak kaçın. onları sevmeyin, onlara aşık olmayın, onlarla ilişki yürütmek için çaba sarf etmeyin, kahraman olmaya çalışmayın, destek olmaya kalkışmayın, bu çukura girip de çıkabilen erkek daha görülmedi. yaşınız gençken kaçın, kendinizi kurtarın koçerolar.