kadının çalışmasının evlilikleri bitirmesi

  • tamam da neden “evlilik her şartta devam etmesi gereken bir şey” olsun? bomboş “evlilik kutsaldır” lakırdısından başka bir şey değil bu. bir kadının parası olmadığı için evliliğe katlanmasından daha iyi değil mi istemediği evliliği bitirmesi? insanlar mecbur kaldığı için mi yürüyormuş aslında “kutsal evlilik müessesesi”. tam kutsal bulacağım bir gülme geliyor.

  • en sevdiğim yazar bu başlığa yazdığına göre ben de damlayabilirim sanırım. bundan sonra böyle. o nereye ben oraya. *

    kendisine ve kendisi gibi düşünen yazarlara söyleyeceğim ilk şey korelasyon ile nedensellik arasındaki farkı öğrenmeleri olacaktır. iki durumun birbirleriyle korelasyon içinde olmaları, tek başına bu iki durum arasında bir nedensellik bağı olduğuna işaret etmez. bu iki durum, tek taraflı bir nedensellikten ziyade karşılıklı nedensellik bağıyla bağlı olabilir, başka bir üçüncü durumun ortak sonucu olabilirler ya da bu korelasyon ilişkisi tamamen anlamsız da olabilir. onlarca, yüzlerce, binlerce örnek bulunabilir sanırım. ama özellikle en sevdiğim yazar adına konuşursak, onun için nedensellik vs hak getire, bir şeyi söylerken tek derdi söylemine yarayıp yaramadığı. (korelasyon başlığında şöyle basit ama görece güzel bir örneğe rastladım. (bkz: #287605))

    istatistiklere bakmadım ama ekonomik özgürlüğü olan kadınların daha çok boşanması benim de beklediğim sonuçtur. fakat bu, ekonomik özgürlüğünü eline almış kadınların ev hanımlarına göre daha mutsuz olmalarından ziyade, kendi başlarına bir hayat kurma noktasında daha atik, daha cesur karar alabilmelerinden kaynaklanıyor olmasın muhterem sözlük yazarları? ne dersiniz?

    ilgili yazarların fikriyatına göre, çalışmayan kadınlar boşanmıyorlar çünkü mutlular. boşanmayla bitmeyen her evlilik oldukça mutluyken, boşanmayla sonlananlarsa tamamen birer facia oluyor. bu zaten ilgili yazarların zihin dünyaları hakkında bize yeterince fikir veriyor. çalışmayan kadınlarda boşanma oranlarının düşük olmasının sebebi, bu insanların mutlu mesut yaşıyor olmaları değil, bundan daha çok tek başlarına bir hayata başlamak noktasında karşılaşacakları güçlükler, ekonomik özgürlüklerinin olmayışı, toplumun daha alt katmanlarında ailesinden ve etraftan göreceği baskılardan çekinmesi, ya da daha yaşlı olanlarında böyle bir ihtimalin akıllarına dahi gelmemesi olabilir. ben etrafımda bu tip gerekçelerle boşanmayı gerçekçi bir yol olarak görmeyen kadınlar gördüm. toplumun üst katmanlarındaki kadınlara bakarak nafakadan falan bahsedebilirsiniz, hoş ona da karşı olduğunuzu gayet iyi biliyoruz ya, fakat toplumun alt katmanlarına inildikçe, hem o nafakalar tek başına bir hayat kurmaya yetecek meblağlar olmayacaktır, hem de kadınların gerek ailesinden gerekse boşanmak istediği eşinden baskı ya da psikolojik veya fiziki şiddet görme sıklıkları artacaktır. ne zaman haberleri açsam bu şekilde bir kadına yönelik şiddet haberine rastlıyorum, rastlıyoruz. mesele biraz buradan kaynaklanıyor, elbette toplumun daha üst katmanlarındaki kadınlar bu tip sorunlardan muaf değil ama hem görülme sıklığı azalıyor, hem de bu kadınlar daha etkin mücadele edebiliyorlar bu tip sorunlarla. demem o ki sevgili dostlarım, kadınların çalışması evliliklerinde mutsuz olmalarının nedeni olmaktan ziyade, mutsuz olduklarında boşanma kararı almalarını kolaylaştıran bir etken. yoksa ne devam eden her evlilik mutlu bir evlilik, ne de boşanmayla sonuçlanan her evlilik bir facia. eğer insanlar birlikte mutsuzlarsa, evliliklerini sürdüremiyorlarsa, boşanmaları ikisinin de faydasına olacakken, bu çok zeki ve çok bilgili dostlarımıza göre kadınların boşanmak istemesinin önünü kesmek için çalışmalarına ya da daha doğru bir tabirle ekonomik özgürlüklerini ellerine almalarına karşı olmak gerekiyor. sonra bu fikirlerin geri kafalı, arkaik fikirler olduğunu söylediğimizde kızıyorsunuz. ekonomik ya da toplumsal olarak size muhtaç olduğu için evliliklerini sizinle sürdürmeye mecbur olan kadınlarla yaşamak istiyorsanız bilemiyorum ama birinin sırf mecburiyetten yanımda kalması kadar can sıkıcı bir şey olamaz sanırım kendi adıma.

    bu arada, kadınların kapitalizme köle olmasını falan savunmuyoruz. eğer kira gelirleri ya da benzer gelirleri varsa çalışmasınlar elbet. ama kitlesel olarak ekonomik özgürlüğü eline almanın en yaygın yolu olduğu için kadınların iş hayatına katılımı savunuluyor. yoksa asıl savunulan şey ekonomik özgürlüğünün olması. hem anlamadığınız şey şu, kadınların ekonomik özgürlüğü arttıkça, iş hayatındaki cinsiyete dayalı bariyerler azaldıkça, kadınların nafaka alma oranları düşecektir, ki uslu birer çocuk olup cinsiyet eşitliğini sağlarsak, belki kim bilir nafaka gibi görece anakronik bir kurum da tedavülden kalkacaktır. siz hem nafakaya karşısınız, hem kadının çalışmasına, bir imza bir ömür düsturunuz sanırım. bu arada size bir sır vereyim, umarım deneyimleyerek öğrenmek zorunda kalmazsınız ama mutsuz bir evliliği sürdürmektense boşanmak çok daha uygun olacaktır.