kadıköy sokaklarında amaçsızca tek başına dolanmak

  • insanı yalnız hissettiren bi eylem. herkesin yanında arkadaşları, sevgilisi vardır benim ise kulaklığım. kalabalığın içinde yürürken kendime yalnız olmanın daha güzel olduğuna dair de bin bir yalan söylerim.

  • fikirtepe sokaklarında akşamüstleri yaparak ruhuma terapi uyguladigim şey. ah metrobüse çıkan o kıvrım kıvrım gri sokaklar, oh müteahhit stili 4 katlı apartmanlar, güzelim e5 sesi, beni çeken tatlı mavi bir şeyler var tanımlayamadığım; nedir, fısıldayamadıgım...

    noldu beğenemediniz mi yarrağımlar? kadıköy deyince caferağa mah.'ın 3 tane sokağından başka bir halt bilmeyen varoş lümpenler sizi. kadıköyse o da kadıköy.

  • ben bir gece yaptım bunu, aslında pek amaçsız da değildim. içmiyor olmama rağmen bir arkadaşıma bira almaya çıkmıştım, herif ayakta duramayacak halde olduğu için öyle göndermek istemedim. ulan ne süper bir insanım ben böyle ya. bir süre sonra yolumu kaybedince amaçsız yürümeye başladım.

    asıl mevzuya gelirsek; o güne kadar sokakta gördüğüm at hırsızı tipli heriflere bakmadan geçmeyi tercih ederdim. sanki bakarsam bir olay çıkacak da durduk yere uğraşacakmışım gibi bir düşüncem vardı. o gece biraz sinirliydim, kadıköy'deki tüm at hırsızı kılıklı adamlara ters ters baktım, tam karşımdan gelenlerin üstüne doğru yürüdüm şeridimi değiştirmedim yani. sonuçta kimse bana bulaşmadı, onlar yollarını değiştirdi. "vay be demek böyle yapınca daha güvende oluyor insan" diye düşünmüştüm en başta ama sonradan anladım ki ben kadıköy'deki en büyük at hırsızı tipliden daha at hırsızı tipliyim sanırım.

    teşekkürler türkiye.