kızları etkilemek için söylenen yalanlar

  • feysbuk üzerinden birbirine rakı gönderebildiğin güzel dönemlerdi. harbiden ilkokul, ortaokul, lise arkadaşlarını bulmaya yarıyordu. bir gün bir arkadaşlık talebi geldi. aha oydu lan! bütün lise boyunca yüzüme bakmayan, sanırım havuz problemlerinin zorluklarından dolayı bana sürekli "kafam karışık yaa ilişki düşünmüyorum" deyip 13 kişiyle çıkan lisedeki platonik aşkımdı. 4 sene geçmişti üzerinden, en sonunda bulmuştu galiba beni. hevesli gibi görünmemek için 10 dakika beklemeye karar verdim arkadaşlık isteğini kabul etmek için sonuçta kuul gözükmeliydim, lisede değildik artık. sonra 7 dakikanın da kuul olabileceğine karar verip kabul ettim. şöyle bir göz ucuyla fotoğraflarına baktım 4 saat falan. ardından mesaj kutusunda (1) işaretini gördüm. aman allahım bana mesaj yazmıştı; "selam :))))". gülücüğe odaklanmayıp kuul görünmek için 2.5 dakika civarı bekledim ve cevap yazdım. havadan, sudan baya bir konuştuktan sonra muhabbet ilerlemiş ve o nalet lise günlerine gelmişti.

    - lisedeyken şiir yazardın sen :)

    şiir mi yazardım? ben? kimbilir hangi şairin şiirlerini ben yazdım diye itelemiştim zırcahile. feysbuk fotoğrafları kitap, kahve, kediden geçilmiyordu dayanamadım ben de.

    + ahahahahahahaah tabi ya hala yazıyorum :)))

    allaam ne diyordum ben? ne yazıyordum lan? kalem kağıdı bi tek batak masasında yaz boz için kullanıyordum. ama lisedeki platonik aşkımı bulmuşken yardırıyorum.

    + hatta sadece şiir değil kısa öyküler de yazıyorum artık :)))

    kısa öykü mü? öyküyle tek ilişkim "uffff kanka öykü serter de taş bee" seviyesinde olan ben yalanda sınır tanımıyordum artık.

    + hatta fantastik bi roman yazmak için kafamda bi şeyler var bu ara.

    fantastik ney lan? ben ki yüzüklerin efendisi'nde horlamaktan sinema salonundan kovulmuş insanım ama kız "hmmm süpermiş :)))", "oha harikasın :)))" dedikçe kurban olduğum rabbim yalanları söylettikçe söyletiyordu. kız "ee sevgilin var mı ne şanslıdır varsa :)))" deyince kayışı kopardım yine.

    + bir şeyler yazabilmek, düşünebilmek için yalnızlığı seviyorum. şiir yazmak için uzun doğa yürüyüşleri ve nereye gittiğimi bilmeden uzun otobüs yolculuklarına çıkıyorum............

    oysa daha bu konuşmanın sabahında 100 metre ilerideki bakkala ekmek almaya gitmediğim için ev arkadaşımla kavga etmiştim. üniversite okuduğum şehirde oturan anne tarafından uzaktan akrabamız olan cemile teyzeye gitmediğim için adım aile içinde haine, vefasıza çıkmıştı bile. ama artık o klavyedeki parmaklar benim değildi sanki. yazdıkça yazıyordum sonunu düşünmeden.

    - buraya da gelsene belki yolda bana da bi şeyler yazarsın :))))

    aha teklif gelmişti, lisedeki platonik aşkım beni çağırıyordu mesajlaşmayı gülücüklere boğarak. ama kim gidecekti lan izmir'den bursa'ya? kestane şekeri, iskender iyi olurdu ama hem ne yazacaktım lan ben bu kıza? 3.5 dakikalık bi istişareden sonra hayatımın kırılma anlarından biri yaşandı.

    + sen gelsene buraya ya ev de var hazır. hem ben sana burada her türlü yazarım :)))

    kızı öyle etkilemişim ki kalktı geldi, o günden beri hiç ayrılmadık, o gün söylediğim yalanlara neşe içinde gülüyoruz kızımızla beraber. iyi ki söylemişim o yalanları. iyi ki varsın canı... şaka la şaka o mesajdan sonra hep bi işi oldu kızın, bi türlü müsait olamadı. dur bakalım çocuğu anaokuluna başladı ya bu aralar ondan yazamıyordur. ben de bekliyorum işte, ha bu arada gerçekten şiir yazıyorum artık. belki bi gün dönersin de sana okuyabilirim diye. yok la yok neyse şiiri, romanı siktir et de kestane şekeri olsa da yesek.