kötü söz söyletilen kavanoz

  • tübitak'ın tasfiye edildiği ve kalitesiz insanlara tübitakta makam verildiği bir hakikat. ancak işin aslını öğrenmeden bu saçma sapan deneyin bütün sorumluluğunu da tübitaka yıkma taraftarı değilim.

    anladığım kadarıyla tübitak, okullarda 5-12 sınıflar arası çocukların fen ve teknoloji, fizik, kimya biyoloji dersi öğretmenlerine (belki diğer branşlar da vardır bilemiyorum) bilim fuarı açma yetkisi ve üzerine finansal destek hakkı vermiş: http://bilimiz.tubitak.gov.tr/bilimfuari.htm

    türkiye genelinde de 4007 okul bilim fuarı/bilim şenliği ilan etmişler bu destek sayesinde. bu konuda tübitak'ı destekliyorum ve takdir ediyorum: https://www.tubitak.gov.tr/…-senligi-cagrisi-acildi

    ancak;

    1- eğer bilim şenliğini okulunda açan öğretmenler sergileyecekleri bilimsel projeleri ve deneyleri tübitak'a onaylatmak zorunda iseler ve onaylatmışlarsa tübitak'ın böyle bir projeye onay vermiş olması rezalettir.

    2- eğer bilim şenliğini okulunda açan öğretmenler projelerini ve deneylerini tübitak'a onaylatmak zorunda değillerse bu deney o okulun fen ve teknoloji ya da biyoloji/fizik/kimya (olayın içinde küflenme var ona biyoloji desek; yukarıda bazı ekşiciler de "kuantum var oğlum siz anlamazsınız" demişler hadi ona da fizik diyelim. tam bilimin hangi dalına giriyor bu amk?) öğretmeninin bilim düşmanlığı/ ideolojik takıntısı/ islamcılığı ya da bir boktan habersiz olması ile açıklanır. ötesinde de öğretmenlere milletin vergisinden para verip de bilim şenliği yapan tübitak'ın bu öğretmenlerin nasıl projeler yaptıklarını denetlemeyişi sorunu var. eğer denetlemediyse tübitak'ın rezaleti var ancak doğrudan değil dolaylı yoldan.

    her iki durumda da öncelikli olarak o okuldaki fen öğretmenleri suçlu. çünkü metafiziği bilim diye çocuklara öğreten ve ötesine de geçip metafizik bir olguyu bilim şenliği standına dahil eden onlar. o yüzden o öğretmenlere iki çift lafım var:

    öncelikle kavanozun içinde pamuk mudur pirinç midir göremedim her neyse işte onun kötü söz karşısında küflenmesi tam olarak bilimin hangi alanına girmektedir? biyolojiye mi? bazı ekşici einsteinların dediği gibi kuantuma mı? yoksa metafizik denilen narkoz türünü "bu kuantum aga siz anlamazsınız" ayağına vatandaşa yutturmaya mı kalkıyorsunuz? böyle kuantum deneyi mi olur? atomaltı parçacıklardan nerede bahsediyor mesela? eğer "kötü sözün ses şiddetindeki bilmem ne atomaltı parçacıklarda kuarkların hareketine şu yönde bir ivme katar bu da küflenmeye neden olan bakterinin nükleik asidine ışık hızında şu şekilde etki eder küflenmeyi hızlandırır gibi (çok saçma oldu) bir nedensellik ve detaylandırma olsaydı hadi kuantum falan filan biz anlamayız derdik de "kuranda yazıyor" şeklinde savunma yapmak ney lan? manyak mısınız sapık mısını oğlum bu mudur gerçek kuantum? kuantumu ne hallere düşürdünüz vay mk.

    sevgili yobaz öğretmenlerim. siz prostat ya da meme kanseri olduğunuzda kuranı mı açıp bakıyorsunuz yoksa bize gavur avrupalıların hediyesi olan tıp eğitiminin, bilimsel kanser araştırmalarının peşinde mi koşturuyorsunuz? niye kurana bakıp da billurlarınızı oradan kendi kendinize tedavi etmiyorsunuz oğlum? siz niye böylesiniz lan? fizik, kimya ve matematik üzerinden icat edilmiş cep telefonunun, otomobilin, uçağın neden bilimsel metodla değil de kurana ve sünnete bakarak metafizik metodla alternatiflerini bulmuyorsunuz lan?

    "götüm ağrıdığında fizik (gerçek bilim) kullanırım ama çocuklara da metafizik (sahte bilim) öğretirim."

    yok öyle yağma

    işte bu yüzden iki yüzlüsünüz.

    metafizik efsanedir, inançla ilgilidir bu dünya ile ilgili değildir. metafizik ile kendi evinde kim ne istiyorsa onu yapar; sevmesek de saygı duyarız ama kamusal alana milletin vergileri ile sokulduğu zaman da bizim bunu yapanlara embesil, ruh hastası ve iki yüzlü deme hakkımız var. metafiziğin onu kullanıp da siyasi ve ekonomik çıkar elde edenlerin dışında kimseye beş kuruş faydası yok.

    laiklik bir sopa olarak kullanıldı diyorlar. evet laiklik çocuklara bu tür bilgiler öğretecek öğretmenlerin kafasına vurmak için kullanılan bir sopadır. gerçek laiklik budur. çünkü bu öğretmene bu devlet bir dünya eğitim verdi yatırım yaptı bir de üzerine maaş ödüyor. sonuç ne? kötü söz kavanozda küflenmeye neden oluyormuş. laiklik böyle adamları normal insana çevirmek için bir sopadır. çünkü bu insanlar ideolojilerini, dogmalarını, naslarını kamusal alana sokmaya çalışıyorlar. sonra da bunu eleştiren, bu durumdan şikayet eden normal insanlara diyorlar ki: "asıl siz ideolojilerinizi kamusal alanlara dayatıyorsunuz". böyle hurafeler yerine normal bilimsel deneylerin, mesela fasulyenin çimlenmesinin falan gösterilmesi gerektiğini düşünen adamlara "bize diyorsunuz ama asıl siz dayatmacısınız, siz laiklikle kafamıza vurmaya çalışıyorsunuz" diyorlar. oğlum o laiklik elbette vuracak senin kafana. senin gibilerin kafasına vurmayacaksa laiklik başka ne işe yarar? laikliğin en temel işlevi bu: kötü söz söylenen kavanozun kuran ayeti referanslı küflenmesini bilimsel deney adı altında aynı toprakları paylaşmak zorunda olduğum insanların çocuklarına öğretenlerin kafasına vurmak. laiklik kul hakkını savunmak için var. siz bunları öğreterek 80 milyonun hakkını yiyorsunuz, milli serveti imam hatiplere hocalara vaizlere benim ve ben gibi milyonların hakkına tecavüz ederek akıtıyorsunuz. örneğin şu olayda bile bana doğrudan zararınız var çünkü sizin eğittikleriniz benim sosyal çevremi orta çağa dönüştürüyor, ülkemi daha yaşanmaz ve daha karanlık yapıyor. fasulyenin çimlenmesi bütün dünya genelinde bilimsel bir deney ama sizin gösterdiğiniz sadece müslüman ülkelerde olabilecek din yüceltme amacıyla haksızca onursuzca aldatarak insanları aptal yerine koyarak yapılmış bir saçmalıktır. oysa it gibi biliyorsunuz asla öyle bir küflenme biçimi olmayacağını. fasulyenin çimlenmesini göstermek ideolojik değil bilimseldir. sizin bu gösterdiğiniz kendinize ait inancınızın teşhirini yaparak manevi mastürbasyon elde etmektir. bu noktada kimin ideolojik anlamda haksız ve ahlaksız olduğuna aklı ve vicdanı olan insanlar zaten akıllarını ve vicdanlarını kullanarak karar vereceklerdir. ve bu kararı kendini kandırmadan, dürüstçe verenler laiklik sopasının kullanılmasının ne kadar gerekli olduğunu da anlayacaklardır muhtemelen.

    kamusal alanlar bir toplumun namusudur. o alanları koruyan iki ilke de sekülerizm ile pozitivizimdir. biri vicdanı diğeri aklı özgürleştirir. sekülerizm vicdanın haysiyet kazanmasıdır. pozitivizm aklın doğru sanılan oysa bilimsel metot ile sınanmamış hiçbir dogmanın baskısı altına giremeyeceğini garanti eder. kamusal alanlar üzerinde benim de senin de onun da hakkı olan alanlardır. bu alanlara tecavüz etmek bu alanlarda dogma reklamı yapmak kul hakkı yemektir. kamusal alanlarda kul hakkı yenmesinin önüne geçen yegane ilkeler bunlardır arkadaşlar. bütün islam alemine duyurulur.

    bu arada öğrenciler o kadar uğraşmış. türkçe anlayabilen kavanoz icat ettikleri için kutluyorum kendilerini.

  • tübitak bilim şenliği'nde, böylesine muhteşem bir bilim yuvasında geleceğimiz olan bazı ak kardeşlerimizin tanıtımını yaptığı kavanozdur.

    video

    kendileri deney yapmışlar. iki kavanozun içine bir şeyler doldurup birine kötü söz kavanozu, diğerine iyi söz kavanozu demişler. gelen öğrencilere kavanozlardan birine kötü söz, diğerine iyi söz söyletip etkilerini görmek istemişler ve 3. gün sonunda kötü söz kavanozu küflenmeye başlamış. kuran'ın bir çok suresinde ve ayetinde güzel söze ve etkili iletişime dikkat çekildiğini söyleyerek mesajını veriyor kardeşimiz.

    tübitak'ı siktir ettim, öncelikle yaptığınız iş bilimsel bir ifade midir, bilimsel değeri var mıdır? mesela "dünya düzdür" hipotezi bilimsel bir ifadedir. çünkü bu hipotezimizi test edip sonuçlarını görerek hipotezimizin yanlış olduğunu söyleyebiliriz. peki kendi yaptıkları nedir? iki kavanozdaki bir maddeye(ne koydularsa tam seçemedim) kötü söz söyletilerek o maddenin küflenebileceği düşüncesi ve kaynak olarak da kuran'ı göstermek nedir? ben bunu nasıl test edeceğim ulan? hiçbir şeye açık değil. bu bilimsel ifade değildir, bilimsel hiçbir değeri yoktur. hatta kişisel yorum katarak da safsatadır da denilebilir.

    abi siz taşak mı geçiyorsunuz ya? tübitak ne hale geldi. bundan önce de birinci olan eleman vardı. fasulyelerden birine kuran, birine arabesk rap müziki biri de sessiz ortamda yetiştiriliyordu. yok kuran dinletilen epey büyüyordu, arabesk rap dinletilen hiç büyümüyordu filan.
    link

    bu musunuz arkadaş ya? bilim dediğiniz bu mudur? hayır, ben bu arkadaşları da suçlamıyorum. bir şeylere inanmışlar, inançlarıyla bir iki bir şeyi birleştirip mucize olarak sunmak istemişler. koca tübitak; bu aptalca deneyleri, millete bilimsel değeri varmış gibi yedirip üzerine bir de ödül veriyor. tamam tübitak bozdu, efsane bozdu, önünü alamadık da içerisinde 1 tane aklı başında insan yok mu kardeş siz ne ayaksınız diyebilen?

    ayrıca bu arkadaşlar için uzun bir entry yazmıştım, merak eden okuyabilir.
    (bkz: dinlerin insanı sığlaştırması)