köpeklere yaklaşmayı bilmeyen adamın acı sonu

  • türkiye'nin doğu batı kültürleri arasında sıkışmış bir topluma sahip olduğunun en büyük delillerinden biri de bu sahipsiz, başı boş sokak hayvanlarıdır. yıllardır anlayamadığım olaylardan biridir.

    avrupada gördüğüm başı boş kedi, köpek olan bi ülke yoktur. bizde sözde aydın maydın elitist geçinen tiplere bakıyorum bir yandan her fırsatta avrupalı gibi olmayı isterlerken diğer yandan da bu sokak köpekleri meselesinde tam bir yobaz gibi davranmaktalar.

    arkadaş! bu ülkede insanlar her gün terörle, trafik kazalarıyla, iş güvenliği ihmalleriyle ölüyor. her canlı kutsaldır ve yaşam hakkı vardır diyerek sokak köpeklerinin de hakkını savunalım. nereden başlıcaz peki? görünen o ki belediyelerin ilgili birimleri kısırlaştırma takibini yeterince yapamıyor. öyle olsaydı 10 sene içinde çoktan sayılarında gözle görülür bir azalma olacaktı. hayvanları koruma kanununun uygulanmasında hatalar var ve kimse bunu gündeme getirmeye cesaret bile edemiyor.

    evimde beslediğim iki tane kedim var. bunlardan üçüncüsü geçtiğimiz ay öldü ve uzun süre üzüldüm. parklarda bahçelerde üniversite kampuslerinde her gün ölen binlerce yavru kedi köpeği siz düşünün. bunlara hiç üzülüyor musunuz yoksa tek derdiniz onları belediyelerin toplaması mı?

    çare ne diye soracak olursanız, belediyelerin bunları alıp götüreceği ve kısırlaştırma işlemlerini adam gibi takip edeceği sağlıklı bir ortam oluşturması gerekmekte. trt katkı payı ödeyeceğimize her ay faturamıza sokak hayvanları giderleri için 1 lira eklense 81 ile fıstık gibi sokak hayvanları için kamplar kurulabilir mesela.

    onun yerine hayvanlar için duyar kasan ve çözüm adına konuşanları linç etmekten başka bir işe yaramayan insanlar umarım artık hayvanların da insanların da sonsuz özgürlük hakkı olmadığına ikna olurlar.

    edit: o küfürler aynen size girsin.