izmir

  • son birkaç senedir zengin kekoların bostanlı'yı mesken ettiği şehir.

    adım başı "tarz keko mekanı" doldu. leş gibi nargile kokusu, yüksek sesli keko müzikli pahalı alman arabası içinden çıkan sert bakışlı kısa pantalonlu kekolar her yerde.

    bu kekolar parasını kazanıp gidip kendi memleketlerinde takılmazlar. o parayı kendi memleketlerine harcayıp özendikleri bostanlı'nın onlara ait versiyonunu kurmazlar.

    illa bostanlı'ya, alaçatı'ya çöküp ortamın anasını belleyecekler.

    10+ yıl istanbul'da yaşadım, çalıştım, en son "bizim gibiler"e yer kalmadı, 3 paralel sokağa sıkıştık kadıköy'de deyip işimi gücümü kurup memleketime döndüm. burası da bitiyor, bitmekte.

    beyaz yakalı göçüne laf ediyorlar da, 40 yaş altı beyaz yaka buraya bu kekoların getirdiğinin 1/100'ü kötülüğü getirmez. tam tersi etkinlik artar, kültürel faaliyet artar falan.

    bir tane sofistike müzik çalan pahalı araba önümden geçse oh be diyeceğim. neyse... en azından bir pizzacısında stoned jesus çalıyor arada bir bangır bangır, oh diyorum.

    hayır arkadaş, ben gelip senin memleketinin kültürümle ağzına sıçmaya çalışıyor muyum?

    bok kokuyormuş... kokuyor tabi, deniz olmayan yeri de bok kokuyor.

  • izmirde dört yıl yaşadım hiç anlatıldığı gibi bir yer değildi.fakir bir gecekondu mahallesinde çalışıyordum.deniz görmemiş çocuklar vardı bu mahallede.sonra haftasonları karşıyakaya gidiyorsun bornova falan aaa medeniyet bu diyorsun.yani her şehirde olduğu gibi paran varsa güzel yerlerde oturursun ve o şehir sana çok güzel gelir.benim için izmir böyleydi.

  • şu an evim ana karadan bağımsızlığını ilan etti. yunanistanin gelip bayrak dikmesini bekliyorum. pencereden de olta atıyorum. gündüz kefal yapıyor gece de iri çupra yakalıyorum.

  • 1 haftadır bok kokusunun nedeni limana gelen angus (dana) gemisinin yaydığı bok kokusudur.

    bu angusları yurt dışından kim getiriyor ? akp hükümeti.

    siz bayram da 4 kişi danaya giricek veya nusret tuz serpicek diye biz bu bok kokusunu çekmek zorundayız.

    hadi şimdi siktirin gidin.

    not: 6 yıllık alsancak sakini

  • sevgili istanbullu,

    orası bayraklı diye bir semtti, çomarlar mevcut şartlarda merkezden ilçe alamıyorlardı il teşkilatı burada böyle bir semt var alt kimlik çomar dolu burayı ilçe yapalım denize de sıfır hem arazi hem konum müthiş merkezden de belediye garanti diye ilçe yaptılar sonra ilk seçimlerde hesap tutmadı orayı da chp aldı

    hesapları bitti mi elbette hayır, hemen ilçede gökdelen yapımına izin verildi çünkü ilçe olacaktı alacaklardı ona göre tonla söz verildi parsel satışı yapıldı,

    sahilden özkanlara kadar bataklık olan alana mantar gibi gökdelen diktiler, estetik kaygısı olmadan bina inşaatı yapılıyor ve buna izin veren çevre ve şehircilik bakanlığı hiçbir altyapı tedbiri almadan berbat sistemin üzerine gökdelen dikilmesine hala izin veriyor,

    izmir e göç eden istanbullu profili felaket, her şeyi para ile alabileceğini sanan züppe tipli adamlar yüzünden tarlaların fiyatları iki yılda dört katına çıktı,

    trafiği de unutmayalım, on dakikaya gittiğimiz yolu bir saate alıyoruz artık bol bol yakıt tüketimi,

    senin o gördüğün yer hala gecekondu semtidir çünkü modern yapılar yapılırken hiçbir şehircilik anlayışına dayanmadan rant kaygısıyla izin verilmiştir,

    sizden ricam lütfen defolun allah rızası için

  • türkiye'de daha seküler bir yaşam tarzına sahip bireylerin az-çok mutlu olabileceği nadir şehirlerden birisi.

    altyapısı, ulaşımı, trafiği gerçekten büyük sorun. merkezi bir yerde yaşıyorum, 20 dakika park yeri aradığım oluyor. çevreyolu bazen o kadar tıkanıyor ki 10 dakikalık yolu 1.5 saatte alabiliyorsunuz. elektrik ve su kesintileri eskisi kadar çok değil bak, o var. ulaşımı da geliştireceğim diye daha da b.k ediyorlar, bunların hepsi doğru. lakin bu haliyle bile izmir'den çok çok daha düzgün, düzenli bir şehir olan konya'ya göre çok daha mutluyum burada.

    konya şehir planlamacılığı açısından türkiye standartlarının çok üstünde bir yer. caddeler geniş, ulaşım izmir'den çok daha iyi, en son elektrik/su kesintisini ne zaman yaşadıklarını kendileri de hatırlamıyordur belki. üstelik ülkenin deprem açısından en güvenli yerlerinden birisi. üstelik konya'ya yerleşecek olsam izmir'deki hayat standartlarımın çok daha üstünde yaşama fırsatım var. lakin yerleşmeyi geçtim, aile ziyareti için birkaç günlüğüne gittiğimde bile mümkün olduğunca dışarıya çıkmadan gelmeye çalışıyorum. işte asıl fark burada yatıyor.

    çok alkol tüketen bir insan değilim mesela, ama izmir'de arkadaşlarla birer bira içmek istediğim zaman rahatça ulaşabileceğim, nezih, pislik muamelesi görmediğim/etrafta gerçekten pislik insanların olmadığı birçok yer var. konya'da öyle mi? şehrin alkollü mekanlarını tek bir yere toplamışlar, bir kere araçla önlerinden geçtim gece vakti de dışarıya pislik akıyordu resmen. hayatta adım atmam. ya da izmir'de bir markete/dükkana girdiğim zaman ufak bir selamlaşma faslı yaşarım her zaman. konya'da dönüp suratınıza bakmaz çoğu esnaf, özellikle de onlar gibi dini jargon kullanmıyorsanız. izmir'de bir cafede saatlerce takılırsın yeri geldiğinde, konya'da yarım saatte bir başına dikilirler "sipariş alalım" diye. izmir'de demlendikten sonra evine gitmeye çalışan adamlar görürsün gece saat 2'de, çoğunun en büyük zararı lafa tutup zamanından çalmaktır. konya'da gece saat 2'de sokakta gördüğün adam ayık haliyle ters baktın diye seni dövmeye çalışır. izmir'de karşı cinsten biriyle konuştuğun zaman ilk saniyede sapık yaftası yemezsin, konya'da ise senden yaşlı kadın güya erkeğe saygı ve mesafe belirtme ifadesi diye sana "abi" diye hitap eder. izmir'de bir kadın senden hoşlandığı zaman bunu belli eder, yeri gelir ilk adımı atar, konya'da ise senden çok hoşlanan kadın bile -en azından dışarıya karşı- sana köpek çekmeye çalışır. izmir'de sana saçından, sakalından dolayı laf söyleyecek, dövmeye çalışacak insan azınlıktır, konya'da en iyisi bile olmayan aklıyla sana nasihat, olmayan estetik algısıyla "hiç yakışmış mı, bak şöyle yapsan ne kadar güzel olacak" diye moda tavsiyesi vermeye çalışır. izmir'de ülkedeki sürekli kötüye giden trendden nispeten daha az etkilenirsin, konya'da reisleri ne yapsa hayatlarıyla savunacak bir çoğunluğun içinde nefes almaya çalışırsın. ben 10 yıldır izmir'de yaşıyorum, bu 10 yılda bile ciddi bir kötüye gidiş gördüm, eskiler daha da iyi olduğunu söylüyor, ama izmir'in en kötü hali buysa, konya'nın medeniyete en yakın olduğu 2002-2003 yıllarından yine katmer katmer iyidir.

    türkiye'desin işte. gönül istiyor ki hem altyapısıyla, hem insanıyla medeni standartlarda olunsun ama ben ikisini bir arada göremedim buralarda henüz. bu herkesin anlayıp empati yapabileceği bir şey değil, lakin insan seçim yapmak mecburiyetinde kaldığında kötü altyapıyla daha insani bir ortamda yaşamayı iyi altyapıyla kendisini boğan bir şehirde yaşamaya tercih edebiliyor. şahsen benim izmir sevgim bundandır, yoksa yemişim chp'sini de belediyesini de, aziz kocaoğlunu da olgun atilasını da. hayır burada yazdıklarıma bakıp da marjinal, buzlu bademli yaşadığımı sanma, eskiden biraz öyleydi ama görsen, son yıllarda o kadar da memur gibi yaşıyorum ki hayatı... ayda içtiğim 3-4 bira, onda da dostlarımla güzel bir yerde muhabbet edemeyeceksem, 50 yaşında konsomatrislerin olduğu mekanlar dışında alternatifim kalmayacaksa yemişim öyle altyapıyı.

  • artık ölmüş olan şehir.

    bakmayın taşralı göçmenlerin hadsiz hesapsız övgülerine.

    şan sineması yok, cumhuriyet lokantası yok, çakmak gazcı kör hafız yok, fuar bitmiş, kemeraltı ölmüş, buca'nın bornova'nın içine sıçılmış, alsancak torbacı yatağı, karşıyaka küçük ankara olmuş...

    tilkilik tamamiyle arapça levhalarla dolu, aktaş eczanesi yok, altın damlası yok, şerbetçiler kapanmış, kosova köftecisi terk-i diyar etmiş.

    levantenler ya yurtdışına çekip gitmiş yada (küçük bir azınlığı) şehir dışına yerleşmiş. kordon apaçi yurdu, boş beleş birahanelerle dolu. onda da hepsinin camında low profile "kahvaltı" menüleri.

    varyantta camiden biraz önceki kahveyi, kemeraltı ezogelin'i, alsancak doğu tandır'ı, trafiğe açık ve italyan, rum, yahudi, beyaz rus, ermeni esnaflarıyla 5 - 6 dilde günaydınlaşılan kıbrıs şehitler caddesini, kağıt helvacıları, kolivacıları, sübyecileri, seyyar kumrucuları, lunapark ve göl gazinolarını, cincibir gazozlarını, sütsan dondurmalarını görmeyen bir kitle habire izmir'i övüyor duruyor.

    ancak övdükleri genelde kendileri...

    taşrayı ve eğlence anlayışını aynen izmir'e taşıdılar tek fark kızlı erkekli ortam taşradan biraz dahha serbest ancak o da yakında çökecek. artık izmirde kadınlar geceleri eskisi kadar rahat değiller. bundan 30 - 40 yıl önce dahi geceyarısından sonra 2 kadın sokakta olabilirdi. şimdi askıntı olanı, rahatsız edeni çok.

    izmir önceleri göçleri kaldırabiliyordu.

    şehir, merkezlerden bağımsız uydu kentlere bölünmemişti. göçle gelenler yerli ahalinin yaşadığı semtlere yerleşip, şehrin kültürüne - az çok - adapte olabiliyordu şimdilerde ise her yana pıtrak gibi kurulan sitelerde izmir kent kültürünü tanımadan ayda bir inilen avm benzeri yerlerde sosyalleşen kitleler izmirde yaşıyor ama izmirli olamıyor. gitgide de kendi örfünü ananesini dayatmaya başlıyor.

    izmir bitti.

    çok bakımsız kalmış ama geçmişi görkemli bir gül bahçesi gibi.

    çölden gelip, eski halini bilmeyen güzel zannediyor, eski halini bilen ise acı acı gülümsüyor.

    güzelyalıdan denize girmiş, kordondan balık tutmuş bir çocuğun acı dolu günlüğünden....

  • taksileri cok pahali , bundan çok sikayetçiyim.

  • saat 6.45'de kalkıp otobüs ve izban kombinasyonu ile havaalanı yoluna koyuldum. 5 dakika sonra havaalanında inip iç hatlardan araç kiralayıp şirinceye kahvaltıya gidip yedi uyuyanları ziyaret edeceğiz. ardından kalemlik milli parkına gidip deniz sefası yapacağız. 8 gibi yola çıkıp geri geleceğiz.

    diyeceğim şu ki gün içinde yapacağım yol 400 km, evden havaalanına toplu ulaşım 30 dakika, istanbullu ve bir takım yobazların bu şehir için salyalarını akıtmaları ise paha biçilemez. kudurun lan!

  • izmirli değilim, buraya geleli 10 yıl oldu. bir çok şehirde uzun yıllar yaşamış, yaşadığım şehirlerde çevre şehirleri gezmiş biri olarak söyleyebilirim ki; izmir'e gezmek için gelenler izmir'i beğenmemekte haklı.

    insanların kendini daha özgür, daha güvende hissettiği için sevdiği bir şehir burası.
    medeniyet yoksunu bir çomarla geçen herhangi bir tartışmada "burası izmir yarraam" gibi bir cümleyi kurabilmenin huzuru var.

    izmir evimiz gibi. ondandır bu güzellemeler.