ismet badem

  • öğrenciyken çalıştığım kuruma bir ödül verilmişti. kim vermişti niçin vermişti şimdi hatırlamıyorum. o gün nöbetçi olduğum için şefimiz beni görevlendirdi. tören harbiye'de akşam saatlerinde. başka kimlere ödül verildiğini bilmiyordum ama salona gelince gördüm ki ödül alanların çoğu televizyonlardan tanıdık isimler. sahneye çıkan her ünlüyü davetliler alkışlıyor gazeteci ordusu da flaşlarını patlatıyor. "heyecanını yen aman bir pot kırma." diye kendi kendime telkinde bulunuyorum. ama ne çare ! sıra yavaş yavaş bana doğru ilerlerken dizlerim iyice titremeye başladı. sonunda adım anons edildi, sahneye çıktım ve ödülü aldım. acemice birkaç kelam ettim galiba. çalıştığım yer marka değeri yüksek bir kurum olduğu için alkışlayanlar oldu ama kimse beni tanımadıği için rica ettiğim basın mensubu dışında fotoğrafımı çeken olmadı. bakışların altında iyice ezildikten sonra kendimi zor bela sahneden attım. tam kurtuldum derken spiker ''şimdi de toplu fotoğraf çektirelecek.'' deyince acaba kaçsam mı diye düşündüm ama patron kızabilir endişesiyle mecburen tekrar sahneye döndüm. o kadar ünlü isim arasında refleks olarak iyice kenara geçip beklerken omzuma dostça bir el uzandı. sağıma dönünce ismet badem'i gördüm. bir tanışıklığımız yoktu ama sanırım kan ter içinde kaldığımı görünce bana destek olduğunu göstermek istemişti. çok büyük bir rahatlama geldiğini hatırlıyorum... ölüm haberini alınca aklıma hemen bu anekdot geldi. ışıklar içinde yat canım abim. seni hep gülen yüzünle hatırlayacağım. allah mekanını cennet eylesin.

  • kemoterapi ile çürümeden, orasından burasından hortumlar sarkmadan, kimsenin tuvalette kıçını silmesine muhtaç kalmadan en sevdiği aktivitelerden birini yaparken hayata gözlerini yummuştur. ışıklar içinde yatsın.