internette tanışılan kişiyle ilk buluşma

  • devrin popüler sitelerinden birinde tanışmıştık. burası kastı diyip msn'e geçmiştik. msn'de, o zamanlar vakit de bol, saatlerce konuşuyorduk. konular muhtelif ve akıcıydı. sohbet ilerledikçe ilerliyordu ama nedense ikimiz de birbirimize" gel artık bir kafede görüşelim" teklifini sunmamıştık. belki ikimiz de cool yapmıştık ya da bu güzel sohbetin gerçek hayatta devam etmeyeceğinden korkmuştuk.
    bir gün çok yakın bir arkadaşım bana içmeye geldi. onunla geyik yaparken ikimiz de döktük neler yaptığımızı. ben internetten yazıştığım kızı anlattım, o da o dönem kimlere yazdığını. tipik iki abazanın içip-sıçmasıydı.
    kız ile muhabbetimiz tam gaz devam ediyordu bu arada. fiziken hiç görmediğim kız için onun doğumgününde video bile hazırlamıştım. bazı ödevlerimde bana yardımcı oluyordu, ben de onunkilere katkıda bulunuyordum. benim için çeviri bile yapmıştı. iki-üç gün için yurtdışına çıkması gerekmişti, döndüğünde en çok özlediği şeylerden birinin benimle akşamları geyik yapmak olduğunu söylemişti.
    aylar geçiyordu ama birbirimizi bir türlü gerçek hayatta davet etmiyorduk. bu durum artık benim canımı sıktığı için ne olacaksa olsun diyip onu, izmir'in geleneksel buluşma noktasına sevinç pastanesi önüne çağırmaya karar verdim. o akşam, muhabbeti hep bu yönde kurdum. sanırım o da niyetimi anladı ve bana acı gerçeği söyledi: ben bir buçuk aydır biriyle beraberim.
    acayip şaşırdım. her bokunu anlatan kızın, bunu gizlemesine anlam veremedim.

    açıkla ki olay orada bitsin di mi? ne diye bu kadar süre bekledin, niye gizledin?
    bunca muhabbetten sonra "ama ben seni arkadaş olarak görüyorum" diyecek sığlıkta bir kız değildi çünkü.
    canım sıkıldı. msn'de ne kadar kızabiliyorsam o kadar kızdım. bana iki saat sonra daha acı bir şey söyledi: "ben x ile beraberim."
    x dediği adam, başta belirttiğim, beraber içtiğim herif. o gün içtiktikten sonra gitmiş ertesi gün, benim arkadaş listemi incelemiş ve kızı eklemiş. ben aylardır naif naif konuşurken hızlı davranıp kıza buluşma teklif etmiş. bir de sevgili olmuşlar.
    bunları öğrendikten sonra tek bir kelime bile edemedim. sustum. karşı taraf msn'den bir ton açıklama yapıyordu ama artık daha fazlasına gerek duymuyordum. ne yazdığını bile okumadan engelledim.
    sandalyeme çöktüm. geçen ayları, doğumgünü videosunu, konuştuklarımızı düşünürken kapım çaldı. gelen, benim arkadaştı. olay giderek tuhaf bir duruma sürükleniyordu. arkadaş, kusura bakma ne zamandır söylecektim ama tepkinden korktum, bir türlü söyleyemedim diyordu. kız da ağlıyormuş. lütfen engeli kaldırsın, ben hiç böyle olmasını istemedim diye haber vermiş. lan manyak mısınız, kafayı mı yediniz...
    arkadaşıma, olm git başımdan ne bok yerseniz yiyin. engeli de kaldırmıyorum. ne konuşacam senin sevgilinle artık dedim. gavat mısın arkadaşım sen diye çemkirdim. ne dersem diyim kızın çok kötü durumda olduğunu ve benle konuşmak istediğini söyleyip duruyordu. engeli kaldırmam için dil döküyordu.
    bir süre daha konuştuktan sonra, bende hiçbir kıpırdı olmadığını fark edince ben gideyim dedi.
    kendimi çok kötü hissettim. kandırılmış, salak, kazık yemiş... ne derseniz diyin. tüm bu yakıştırmalara itirazsız boyun eğecek haldeydim. ikide bir evime gelen arkadaşım kaç haftadır beni kandırıyormuş. her gün yazıştığım kız da aynı şekilde beni yiyormuş. ne boktan bir haldeyim lan dedim, filmlerde gördüğüm o aptal şu an benim.

    -olay burada bitmiyor, başlık internette tanışılan kişiyle ilk buluşma sonuçta-

    arkadaş bana e-posta üstüne e-posta atmaya başladı. hepsinde durumu açıklayıp özür diyordu, bunun yanında kızın bana söylemek istediklerini aktarıyordu. kısacası manyak bir çift vardı karşımda. bir rahat verin deli misiniz dedikçe daha bir özürle geri geliyorlardı. kız bir yandan, bizim eleman bir yandan yaptık bir hata affet tarzında yazmayı sürdürmüşlerdi.
    bir süre sonra bu özürler kesildi nihayet dedim vazgeçtiler, peşimi bırakacaklar. en olmayacak şey oldu.
    bir akşam o meş'um kapım tekrar çaldı ve aylardır yazıştığım, gerçek hayatta göremeden beni aldatan kız ile sevgilisi karşımda bana bakıyorlardı. ellerinde poşetler, yiyecek içki falan almışlar, nasıl bir yüzle bilemiyorum ama benimle konuşmak için gelmişlerdi. böylelikle ilk kez kızı gerçek hayatta görmüş oluyordum, hem de evime girmek için hazırlanıyorken.
    o an ağzım açık, ne yapacağımı bilemedim. grup seks mi teklif edecekler acaba diye içimden geçirdim. çift olarak bana aşık sanırım bunlar, evime baskına geldiler diye düşündüm. hafiften de tırstım ayrıca. filmde seyretsem, senarist ne saçmalamış diyeceğim olayı yaşıyordum.
    ayakkabılarını çıkarıp daldılar içeriye. hiçbir şey yapamadım. kız hemen mutfağı aradı. zaten göt kadar evim olduğu için hemen buldu ve bir şeyler pişirmeye başladı. meze hazırladı. o bunları yaparken, arkadaş beni salona çekti ve sanki bir bok yaşanmamış gibi geyiği harladı. gelirken yol çok tıkalıymış da, insanlar çok kabaymış da...
    rüyada mıyım diye arada sırada kendimi kontrol ettim. derin nefes aldım. tam kızacağım, siz ne utanmaz arlanmaz insanlarsınız diye basıcam bağıracam... kız mutfaktan mezeleri getirmeye başladı. bizim eleman hemen rakıyı açtı, buzdolabından soğuk su getirdi. bir ikram, bir hürmet...
    -kanka bilgisayarı açıyorum, usb'de fasıl getirdim dinleriz.
    aç amına koyiim dedim. aç...
    kız, bizim arkadaş ve ben o gece baya içtik. mezeler harikaydı gerçekten. özür faslından sonra şakalar, espriler havada uçuştu. üstüne üstlük bizim eleman sızdı ve kızla baş başa kalıp bir süre daha konuştuk. sonra sabah oldu, kahvaltı etmeden gittiler.

    o geceden sonra bir daha beni rahatsız etmediler. sanırım kendilerince vicdanlarını rahatlattılar.
    aylar sonra bizim arkadaş o kızdan da ayrıldı. bana gelip
    -kanka iyi ki çıkmamışsın, çok boş bir hatunmuş sana gelmezmiş.
    dedi. eyvallah dedim. senin gibi dost zor bulunur, benim için kendini feda ettin...

  • baya enteresandir benim ki burdan tanisitigim biriyle bulusmamin hikayesidir;

    simdi yine bir gun burda basliklarda dolaniyorum, hatta baba kiz diyaloglari basligina bakiyorum da belki kiz dusururum diye. orda onun entrysini gordum almanyaya gelmekle ilgili referansi olan bir entry girmis. sonra girdim baktim profile konusma acmaya yol acacak entry varmi diye bakiyorum, yine almanyaya gelmekle ilgili bir entry girmis.

    iste bu entrye mesaj attim, yok ole gelinmez bole gelinir sunu yap bunu yap diye . hemen cevap geldi, sonra ben bir mesaj daha ondan baska bir cevap daha. simdi bu tamamen laf olsun diye yazmis bu almanyaya gelme isini, aslinda gayet kariyeri belli ve bu kariyer icin uzun donemdir yaptigi bir calisma da var o calismayi birakip almanyaya gelmeye yonelse geri donusu yok o calisma bosa gider.
    neyse yine onla 3 gun bu sekilde konustuk, ciddi ciddi bu almanya yoluna girdi, o yaptigi calismayi birakti, falan.
    hala konusuyoruz ama hala birbirimizi gormemisiz, en sounda face ten eklestik.
    bir baktim ki aman allahim, yillardir aradigim tipte ki kiz ama onu aradigimi bilmiyormusum. sonra ben iyice niyeti bozdum, ama cok caktirmiyorum, bellli belirsiz flortoz laflar ediyorum ama cok abartmiyorum, sonra toefl falan bahanesiyle(bu arada ben almanyadayim kendisi tr de bir sehirde ailem de ayni sehirde) onu anneme yonlendirdim dedim git konus yardimci olur ogretmen diye.
    neyse gitti bu annemlere tam 3 saat onlarla oturmus kanka olmus falan. ki zaten meyilliyim, iyice tutuldum kiza bizimkiler de hafif gaz verdi.
    neyse iste o gunun aksami artik dedim ak koyun kara koyun ciksin ortaya face de konusurken zarf attim cok hossun die*.
    bundan gelen cevap :eyvallah.
    neyse biraz sasirdim cunku onunda bana biraz meyilli oldugunu hissediyordum.
    ilk basta birsey demesemde dayanamadim tabi ne ayaksin sen minvalinde bir konusma yaptim.
    sonra olay dusunmem lazima baglandi, ben de madem dusuneceksin hakkimda ki kotu ozellikleri de ogren diye o gune kadar yaptigim butun zamparaliliklari vicdanimi sizlatan ufakda olsa her olayi teker teker anlattim.
    yazdim gonderdim face ten.
    2 dk gecti cevap yok
    5 dk 15 dk
    30 dk sonra cevap geldi bende nasil bekliyorum kesin iyy diye silecek diye.
    neyse ay bunlarin ne onemi var sen cok iyi bir inansin bence gibi bir cevap geldi.
    sonra ben dedim senden hoslanmiyorum sana asigim evlenelim dedim. butun bunlar birkac gunluk tanisiklikta oluyor.
    neyse oyle diyince skyptan aradi ay ciddimisin sen ya diye, istmen lazim ozaman falan diye hafif geyik konusuyoruz, ama o anda gel evlenek dese direk evlenirim. neyse iste bu skilde bir anda sevgili olduk, gunde 6-7 saat konusuyoruz ki, ben master ya[an 10 dksini bile hesaplayan bir adamim o da oyle son sinif asiri zor bir bolumde okuyor.
    bu bu sekilde bir ay gitti, sonra ben dayanamadim artik bulusalim dedim.
    simdi ben almanyadan istanbula gelicem o da ankaradan gelicek istanbulda 2 gun geciricez beraber.
    neyse gittim pegasustan biletimi aldim gidis donus te lufthansadan aldim, plana gore ben bir de binicem burdan 5 te orda olucam.
    gittim havalimanina, ilk basta ucak ertelendi uce dedim hay allah cunku sabihada buluscaz bekleticem diye uzuluyorum.
    sonra 4 e ertelendi sonra 6 en sonunda 8 e ertelendi dedim bu ucagin ucacagi yok.
    thyden aldim hemen ama nasil bir panikle adama soruyorum bilet varmi ilk istanbul ucagina diye filmlerde ki gibi aynen. 160 euro da para bayildim. son anda aldigim icin. tabi bu sirada kizla da konusuyoruz ilk once sabiha gokcene gitti sonra benim gecikecegimi ogrenince otele dondu, sonra thy ile geldigim icin ataturke gitti ki zaten 2 gunlugune bulusuyoruz onunda 8 saati rotarla gitti.
    neyse normalde 5 te buluscakken gece 1 de bulustuk.
    ben ciktim tam o bekleyen insanlarin arasinda belki yuz adam var ama bir tek onu goruyorum boyle parliyor sanki. hemen ustune aladim sarildim falan, hatta opiyim dedim ilk basta biraz tereddut etti sonra kirk yillik sevgili gibi olduk.
    neyse iste elele tutustuk hemen havasa gidicez, saatlerdir yemek yememis acliktan agzi kokuyor ama bana parfum gibi geliyor o koku. neyse havasin onunde bekliyoruz, cebimden direk yuzugu cikardim verdim. 300 euroya aldigim pirlanta 9 tas bir yuzuk.
    ay inanmiyorum, falan cok sasirdi. kinayeli kinayeli gordugum en romantik teklif dedi.
    devaminda ise yuzuk buyuk geldi, ve bunu alamam dedi. neyse yine de cok olay olmadi bizim icin. 2 gun boyunca elele kolkola gezdik, almanyada yoktur diye, ne kadar kebap varsa yedirdi bana. hic birsey de ismarlattirtmadi ne kadar olay yaratsam da . neyse iste sonra donduk ulkelerimize. simdi burdan bir yerden staj icin kabul almis onun derdine dustuk. yuzuk ise hala duruyor bende ilerde ananiz bunu ilk verdigimde almadi salak diye cocuklarima gosteririm.

  • ben lisede çetleştiğim amerikalı hatunun bana "yazın didim'e geliyorum buluşuruz" deyişinden 4 sene sonra hala gelmemesiyle bu internetten buluşma işlerini bırakmıştım. sonra bi gün ekşi sözlük girdi hayatıma. sözlükten biriyle tanıştım. o da antalya'daymış, konuştuk ettik 2-3 gün. sonra niye buluşmuyoruz ki biz dedik dolayısıyla. tabi benim eski anılarım depreşti hemen. ya o da geliyorum deyip 4 sene gelmezse? ya ben her gün buluşacağımız yerde onu beklersem? aklımda deli sorular var. bu arada isimlerimizi biliyoruz birbirimizin, o benim erkek olduğumu biliyor da, onun ismi çok ortada yani kadın da olabilir erkek de. entrylerinden de bi bok anlaşılmıyor. soramıyorum da ve üstü kapalı hiçbir sorum bu merakıma cevap olmuyor, arayamıyorum da çekiniyorum nedense. ne fotoğraf var ne konuşma. anca yazışarak geyik yapıyoruz. "internette kız yoktur" felsefesini benimsemiş olsam da insanın aklına bi şüphe düşüyor ister istemez.

    "lan belki kızdır da ekşi sözlük'te yazarım ben de yıllar sonra çocuklarımın annesiyle ilk buluşmamızdaki anılarımı" hayalleriyle gittim konuştuğumuz yere. bu heyecanla buluşmaya 1 saat erken gitmemin etkisiyle sağı solu kesiyorum hemen kapının yanındaki masaya oturup. "lan şu kız mı acaba? ı ıh değilmiş. aboo şu mu lan yoksa? ay inşallah çocuklarımız annesine benzer. pff o da değilmiş lan şu kız bana mı bakıyor lan? oha erkekmiş kaç kaç kaç!" derken bir mesaj geldi; "ben geldim neredesin?", kafamı bi kaldırdım kapının önünde ben duruyorum. ben duruyorum lan bildiğin. bi boy küçüğüm resmen karşımda. oha kendimle buluşmaya gelmişim resmen. matrix gerçekmiş lan internetin ta kendisiymiş meğersem. adamla birbirimize bakıyoruz daha doğrusu kendimize bakıyoruz gibi tövbe estağfurullah. adam oturdu, "naber kem küm" demeye çalışıyoruz ama ikimiz de gözlerimizi alamıyoruz birbirimizden. ama öyle hayranlıktan veya meraktan değil "ulan bula bula yıllardır kayıp olan ikizimi buldum şansımı sikeyim" dercesine bakıyoruz. saçlar, gözlük, tipsizlik hepsi birebir aynı. o da memur çıktı allah kahretsin insanın matrix'teki yansıması da memur olur mu lan?!

    herkes hayatının aşkıyla, şimdiki karısıyla/kocasıyla ilk buluşmasını anlatmış. vay efendim şimdi ilkokula giden çocuklarından bahsetmiş falan. çok imrenerek, "yhaa ufff tatliş misiniz siz" diyerek okudum çoğunu. ne kadar şanslı, güzel hikayeler. allah hepinizin mutluluğunu daim etsin inşallah da herkesin hayatı sizin gibi toz pembe değil arkadaşlar. tamam yüzyılın aşkını yaşayacağım kadınla tanışmayayım kabul, tamam herhangi bi kadınla da tanışmayayım ama direkt kendimle de buluşmasaydım lan. o kadar da bahtsız olmasaydım. dünyada bu kadar çok acı varken bi de sen çıkmasaydın lan internetten.

    yazarken sinirim bozuldu yemin ederim. tipe bak ya! tipini sikeyim diyecem dolayısıyla kendi tipimi de sikmiş olucam. bi şey de diyemiyorum adama kendime küfrediyor gibi olcam iyice geriliyorum. akşam 2 bira kap gel lan ya da gelme çekemicem seni yani kendimi yok yok seni. e sen bensin zaten kim çekemicem lan ben o zaman? dzzzt dzzttt faal error dzzttt dzzttt!

  • bundan neredeyse 8 bucuk yil once basima gelendir. kiz halimle beni yarim saat bekletmisti taksimdeki tramvay duraginda. nihayet geldi, mephistoya gittik. ben bi cafe latte ictim, o cay icti. hic begenmemistim kendisini. o ise begendigini fazlasiyla belli etmisti. sirf ilk bulusmada kestirip atmak ayip olur diye ikinci kez bulusma teklifini kabul ettim. bu sefer daha sicak ve sevimli gelmeye basladi.
    3. bulusma: ya aslinda o kadar da fena adam degilmis
    4. bulusma: sanki hoslanmaya mi basladim ne?
    5,6,7,8,9......... diye gecti gitti aylar, yillar. sirf adama ayip olmasin, gururu kirilmasin diye kabul ettigim 2. bulusma teklifi meger hayatimin donum noktasiymis. 8,5 yillik sevgilimi, 1,5 yillik kocami, kizimin babasini reddedecekmisim nerdeyse.