kitapçıların uçuk fiyatlarıyla hevesimizi öldürmesinden yeğdir.örneğin yky kitabın arkasına baskı olarak 6 lira yazmış, kitapçı ne yapmış o 6 liranın üzerine etiketle 12 lira yazmış ve ykynin bastığı fiyatı kapatmış.bu küçük bir örnek sadece.okuma oranının böylesine az olduğu bir ülkede kitapçılar da nereden vururuz mantığında olurlarsa kusra bakmayın ama o ölen kitapçılığa hiç de acımam.
mesele rafları dolaşırken aldığımız zevkse,o atmosferi solumaksa evet soluyorum fakat gidip atmosferi soludum diye de kazığı yemiyorum, alıyorum internetten neredeyse yarı fiyatına ve gidiyorum denize karşı,sabah sessizliğinde bir bankta,yolculukta yahut en alakasız yerde okuyorum ve bahsettiğiniz hazzı fazlasıyla yaşıyorum.önemli olan o kitabı nereden aldığın değil,o kitaptan aldığın hazdır ve bu hazzın bir mekanı yok.hissedebildiğin her yer senin mekanın.kısacası kitapçılarda bir masada okumayarak,kitap satın almayarak bizler kitapçıları öldürmüyoruz ve hazdan da yoksun kalmıyoruz.bizim için hava hoş ve içimiz rahat ,düşünmesi gerekenler kitabı internetten alamayan kişilere fahiş fiyata satan kitapçılardır. eşekli kütüphaneci(bkz: mustafa güzelgöz) 30dan fazla köye karşılıksız kitap dağıtmıştır.böyle güzel insanları analım,duyar kasmaktansa.
not: genelleme yapmıyorum illaki bu örneği çürütecek kitapçılar da vardır fakat hak verirsiniz ki çoğu kitapçı ne yazıkki okuyucuyu düşünmüyor.kütüphanelerden de kitap okumayı alışkanlık haline getirirseniz kitaplığımda olmasa da olur dediğiniz kitaplara para vermemiş olursunuz zira kütüphanelerde de çoğu kitabı bulmak mümkün.kitabı satın alınca içini de satın almış olmuyoruz,kütüphaneden okuyarak kitaplığınızı zihninizde inşa edebilirsiniz.
edit:imla.