inek sütünün buzağı için olması

  • ben sütümü komşumdan alıyorum. serbest otlayan bir ineği var. geçenlerde yine doğurdu. komşum ineğin sütünün üç litresini buzağı için ayırıyor, gerisini satıyor. buzağı sütten kesildikten sonra dahi ineği sağmayı bırakmazsanız, ineğin sütü tekrar hamile kalana kadar kesilmez.

    yani benim durumumda buzağının hakkını değil, ihtiyaç fazlası olan sütü alıyorsunuz. bu da benim tavuklarımla kurduğum simbiyotik ilişkinin bir benzeri oluyor. ben onlara yemek, barınak ve koruma sağlıyorum, onlar bana günde dört yumurta sağlıyor.

    edit: veganlık değil ama vegan komünitesi hakkındaki düşücelerim şurada netlik kazanmıştı.

  • vegan ve vejetaryen değilim, ama endüstriyel üretim esnasında hayvanların neler çektiğini görüp/okuyup içi acımayanın insanlığından şüphe ederim.

    gerek debe'ye giren, gerek girmeyen bazı entry'lerde saf salak bir köy romantizmi yapılıyor. ah canısı yaa, markette içtiğin sütler de zaten senin nenenin sağdığı gibi sağılıyor di mi? hep doğal yolla hamile kalıyor inekler, hiç hormon almıyor, daha fazla süt üretsinler diye genleriyle oynanmıyor, elle nazik nazik sağılıyorlar, di mi? veganlara laf ediyorsunuz ama, sizin kafalar bence onlardan daha fazla durmuş!

    "bitkiler acı çekmiyor mu?" diye zırvalayanlara ise ne desem boş! doğadaki her canlı, elbette hayatta kalmak için bir şeyler yiyecek. herhalde geyik avlayan kaplana "ya sen niye geyik avlıyorsun?" demeyeceğim. eğer bir insan, beslenmesi için gerekli olan asgari besini sağlamak için bir cana son veriyorsa (ama bitki, ama hayvan) inanın buna da lafım yok. ama endüstriyel üretimdeki metotlar hiç de "hayatta kalmak için gereken besini sağlamak" mantığı üstünden filan çalışmıyor; "hayvanlara istediğimiz kadar eziyet edebiliriz, önemli olan maliyetleri düşürmek ve kârımızı maksimize etmek" mantığıyla çalışıyor. sen kalkıp bu endüstriyel eziyeti şikayet edene köy romantizmiyle gelirsen, esas proteini eksik olanın kendin olduğunu fark etmelisin. hayır, o kadar et de yemişsin, süt de içmişsin ama gene işe yaramamış, esas yazık olan kısım o! sen daha fazla et yiyesin diye o hayvanlar sadece öldürülürken değil, hayatta kaldıkları her an acı çekiyor.

    farklı her fikre kapalı olan biri olduğun için anlamamışsındır, tekrar vurgulayayım, eleştirdiğim şey et yemen süt içmen bile değil, o etin/sütün/yumurtanın nasıl üretildiğini hiç umursamaman. sen vücuduna on kilo daha fazla yağ yükleyeceksin diye sıkış tepiş kabinlerde büyüyen, "süt danası" denen yumuşak et türüne dönüşsün diye hortumla beslenen buzağıları görmek beni üzüyor. sen hâlâ bütün hayvanların senin köyündeki gibi ortalıkta gezinerek, çayırlarda zıplayarak büyüdüğünü; tavukların ortalıkta koşuşturduğunu, süt fabrikalarının milka reklamındakiler gibi olduğunu düşünüyorsan, gerçekten aptalsın. bunu fark et lütfen, tamam?

  • hayatında hiç köye gitmemiş veya inek ile buzağı görmemiş birinin saçmalamasıdır.
    sen o sütü buzağıya verirsen, o buzağı ölür (halk arasında çatlamak deniyor ) ,ineği sağmazsan hayvan acıdan duramaz
    o yüzden inek sağılmalı ve sütün bir kısmı buzağıya verilmelidir.

    oturduğunuz yerden saçma sapan videolar izleyip , kendinizi doğadan bu kadar soyutlayacağınıza ,gidin bir köye inek bakın ,inceleyin !