inşaat sektörünün çökme noktasına gelmesi

  • genel kanının aksine, türkiyenin kurtuluşu olarak gördüğüm durumdur.
    böylece yatırım kaynaklarının, ülke toprağının ve yaşam kalitesinin verimsizleşmesine neden olan, durağan bir değer olan binaların sayısının artışını durdurmasına ve bu kaynakların belli zümreye olan akışına engel teşkil edecektir.
    sermayenin üretim ve tarım gibi alanlara yönelmesi ve de harcamalarını emlak üzerine yapan insanların tüketimlerini, bütçelerinden fazlasını sömüren ve geleceklerinin uzun yıllarını ipotek altına alan bu sistemden, toplumun daha geneline faydası dokunan üretim noktalarına yayacağını beklerim.

  • neymiş işçiler ofise gelip hüngür hüngür ağlıyorlarmis.

    napalim amk. adamlar ağlıyor diye hayvan gibi faiz çekip ev mi alalım?

    is bulamiyorsa.bulamiyor. bana ne amk

    ben işsiz kaldığımda inşaatçılar ağlıyor muydu?

    gidip koşa koşa egonomi cohh eyi deyip akp'ye mührü vuruyorlardı ki hala aynilar.

    sikeyim gebersinler amk. siktirip gidin başka yerde aglayin. gidin akp il başkanına ona aglayin.

    o her gün ofise iş sormaya gelen ve ağlayan isci yıllarca egonomi cohh eyi derken bu günleri düşünecekti.

    dusunmediyse salakligina yansın.

    svihs.

  • defalarca yazdım. yine söyleyeyim . zor durumda olanlar kredi kullananlar, işi bilmeyen ve yeterince sermayesi olmayanlar*. marka konutlar *.
    yıllardır istanbul anadolu yakasının orta kesim mahallelerinde apartman yaparım. %20 %30 arası kar marjı ile çalışırım. yapacağım projenin en az 2 katı param yoksa o işe girmem. asla barter usulü çalışmam. işleri hep nakit, mümkün olduğunca uygun yaptırırım. aynı zamanda malzemeciyim. o bahsettiğiniz vatandaşlar gibi nalburdan alışveriş yapmıyorum. direkt fabrikadan hem satmak hem kullanmak için malzeme alırım. her binada aynı işçilik , malzeme ve iç tasarımı uygularım. hiçbir sıkıntım yok. hiçbir kişiye ya da kuruma borcum yok. hala satıyorum. çünkü orta kesime hitap ediyorum. kimseyi kandırmıyorum. asla ama asla malzemeden çalmıyorum. marka konutlarda olan her markayı ben de kullanıyorum. onlardan daha ucuza temin edebiliyorum. bir binayı bitirip iskanını aldıktan sonra asla uğramıyorum. hatasız iş yapıyorum. aynı anda farklı semtlerde en az üç bina yapıp (ortalama 10-20 daire) minimum kar marjıyla 8-9-10 aylık çeklerle aldığım malzemeyi nakite çevirmiş oluyorum, üzerine %20-30 kar koyup ürüne dönüştürüyoruz yani.

    hiçbir seçimde malum partiye oy vermedim, yandaş değilim, kimsenin götünü yalamadım, hiçbir yandaş dernek veya stkya üye olmadım. hiçbir belediyede tanıdığım yok. uğramıyorum bile, mimar arkadaş ilgilenir o işlerle.
    eğer bugüne kadar bir kuruş rüşvet verdiysem burnumdan gelsin
    kimseyi kandırmadım, dolandırmadım
    10 lafından 9u inşallah maşallah olanlar gibi kdv satmadım,hepsini çatır çatır ödedim, sigortasız işçi çalıştırmadım, afgan suriyeli türkmen vs. prensip gereği asla çalıştırmıyorum
    fahiş kar uygulamadım
    malzemeden çalmadım
    fiyatta diretmedim
    imkanlarını zorlayarak ev almaya çalıştığını farkettiğim müşterilerime karşı hep daha esnek davrandım
    şimdi burada edilen küfür, yazılan iftiralar ve bunlara gerekçe sunulan her şeye cevap vermiş oldum.

    şimdi ben soruyorum.
    o evlere hangi akılla 600-700-800 binler milyonlar verdiniz?
    sıcak para dönerken alıyordunuz iyiydiler şimdi neden tek kötü onlar oldular? onlarca katlı dev projelerde konu komşu eş dost akrabaya caka satarken iyiydi?
    sırf faiz düşük diye hesapsızca çektiğiniz uzun vade kredileri yüzde yüze yakın kar marjıyla çalışan akbabalara akıttınız. peki 10 yıl boyunca enflasyonun ayni kalacağını mı düşündünüz? suyun öbür tarafını neden hesap etmediniz. bu adamlar durduk yere mi bu durumlara geldiler? ben allaha şükür bu halimle 4 yıl önce yakacıkta yaptığım apartmanda oturuyorum. adam 4-5 bin gelirle 400-500 binlere varan krediler kullanıp rezidans alıyordu. şimdi üdüyemiyürüm diye söylenip , gelip burda genellemelerle küfürler beddualar savuruyor. bu sektörde aklı selim satıcı ve alıcı hep çok azdı. artık hiç yok.
    alıcılara da satıcılara da son sözüm. bu işleri bu hale getirenler sizlersiniz ,kusura bakmayın ceremesini de sizler çekeceksiniz. benim gibi düşünen ve çalışan birilerinin var olduğunu da çok iyi biliyorum. ben çok iyiyim birader inşallah sizler de iyisinizdir.

    son olarak; geçmiş entrylerimde gerek sözlükte gerek mesaj yoluyla yazıldığını gördüğüm küfür, beddua ve hakaretlerden dolayı sinirlenmiş ve ağır, itici bir dille bir şeyler yazmış olabilirim. bu düşüncelerimi bilmeden okumuş olanlar lütfen kusura bakmasınlar. mensubu olduğunuz mesleğe ve icra edenlere genelleme yapılarak hiç haketmediğiniz halde küfür ve hakaretler edilince elbette rahatsız olur ve tepki verirsiniz. bir daha bu mevzularla ilgili hiçbir şey de yazmayacağım. çok afedersiniz ama çomak sokayım balonunuza. onu şişirmeden önce siz düşünecektiniz.

    cebinizde paranızla bizim binaların önünden geçerken durmuyordunuz bile. ben o zaman da kartal’da pendik’te 100 m2 daireye 300 bin istiyordum şimdi de aynı. hayal park, west coast, zırt life olunca koşa koşa gidiyordunuz ne değişti? ben söyleyeyim. paranız bitti gelip burada genelleme yapıp ana bacı sövüyorusunuz.

  • çok nazikçe belirtilen başlık. ben olsam "inşaat sektörünün yarrağı yemiş olması" diye açardım.

    not: mimarım