ilkokul öğretmenine söylemek istenen şeyler

  • thanks for nothing

  • doğu'dan göç etmiş, bursa'nın bir köyünde okuma yazma bilmeyen bir annenin ve ilkokul üçten terk bir babanın yedi çocuğundan birine güvendiğiniz için teşekkürler öğretmenim. sayenizde ailemin ilk üniversite mezunu üyesi oldum. ne mutlu ki bana siz yalnız değildiniz, neredeyse çevremdeki tüm öğretmenler sizin gibi atatürkçü, idealist ve köy çocukları için her şeyini veren öğretmenlerdi. tekrar yolumuz kesişir de ellerinizden öperim diye bekliyorum. londra'dan selamlar.

  • serbest kıyafetle gelineceğini, pikniğe gidileceğini unutmuştum; beni geri göndermemeliydin, daha altı yaşındaydım. seni affetmiyorum.

  • sene 94-95 eğitim ve öğretim yılı.

    2.sınıfım.

    okulum diyarbakır'da bulunan,

    5 nisan ilköğretim okulu.

    asker çocuğuyum ve babamın görevi nedeniyle oradayım.

    dönem karışık. terörün azgın zamanları.

    devir taso devri.

    tenefüsler de çılgın gibi taso oynuyoruz.
    deli oyuncuyum.
    namım hemen yayıldı.

    o dönem diğer asker çocukları askeri lojmanda güven içinde oynarken ben her daim lojman dışında takılıyorum.

    dağkapı, şehitlik, ofis, alay, iskanevler, seyrantepe bu yaşımda giremeyeceğim mahallelerde cirit atıp taso kovalıyorum bisikletim ile gidip.

    her akşam pederden dayak yiyorum. nerede kaldım diye.
    cep telefonu yok tabi.
    devir karışık.
    ben de kaçırılmaya musait bir tatlılık içindeyim.
    adam da haklı.
    her gün kavga ediyorum, kir ve pas içinde eve geliyorum.

    elimde mega tasolar var.
    mega taso o zaman 5'lik.

    dedim bundan sonra mega taso 10'luk.
    haber tez salındı okulda.

    kimse kabul etmiyor.
    kabul etmeyenleri dışlıyoruz.
    oynayacak kimse bulamayınca affedersiniz sike sike kabul ediyorlar.

    okulun taso baronuyum resmen.
    taso satmaya falan başladım para ile.
    parası olmayanlara faiz ile verdim.
    10 tane verirdim 13 tane isterdim geriye.
    veren verirdi.
    vermeyeni döverdim.

    bir okul çıkışı 5. sınıflardan 6-7 kişi yanıma geldi.
    dediler ki mega taso tekrar 5'lik olacak.
    dedim olmayacak.

    hayatımda böyle dayağı bir de 18 yıl sonra brezilya'da yiyecektim ama haberim yoktu..

    ertesi gün okula gittim.
    göz ikisi de mor.

    öğretmenim zülküf küçükbayrak dedi oğlum bu hal.
    dedim öğretmenim böyle böyle.
    dedi sebebi ne idi.
    dedim mega taso mevzusu.

    göster dedi bana çocukları.
    gittik 5b'nin kapısına dayandık.

    eşgalleri verdim.
    hepsini tahtaya kaldırdı öğretmenim ve sıra dayağı attı.
    bir daha kendinizden küçüklere el kaldırmayacaksınız dedi.

    en son da sınıftan çıkarken döndü dedi ki

    "ayrıca mega taso 10'luk olacak!!!"

    öğretmenim...

    ınan benim arkamda bu yaşıma kadar böyle duran olmadı.

    umarım halen hayattasınızdır ve bir gün sizinle beraber yad ederiz bu anıyı.

  • hocam ellerinizden öperim.. karınız sağlık ocağındaki hademeyle kaçtığı günün ertesi; kıvırıp, hiç olmamış gibi yapmadan ve sınıftaki fısıldaşmalara aldırmadan acı acı gülümseyip, ''hayat'' demiştiniz, ''biz de devam edeceğiz,dün nerede kalmıştık''..

  • size hiç saygı duymadım çünkü beni sürekli arkadaşlarımın yanında küçük düşürdünüz. kilolarımla dalga geçerek onlara örnek oldunuz. başarılıydım fakat her türlü etkinliğin baş kahramanı olarak sırf daha güzel gözüktükleri için hep o sevimli, şirin kız ve erkek çocuklarını tercih erttiniz. bir kere 500bin liram vardı. okulun yanındaki marketten 250 bin lira vererek cips almıştım. haliyle para üstü olarak 250 bin almıştım. çılgın bir kalabalık vardı bakkalın önünde. bakkal benim ödeme yapmadığımı sandı cüzdanımı alıp baktı. 250bin lira var bunu bana vereceksin dedi. direndim. seni okuluna şikayet edeceğim dedi. et dedim ben de. ispiyoncu sınıf arkadaşlarım olayı sana anlatmışlardı. beni, tüm sınıfın karşısında tahtaya kaldırdınız ve azarlayıp aşağışadınız. tarafınızdan iftiraya uğruyordum. o gün ağlamamıştım çünkü iğrenmiştim sizden. tek hatırladığım deli gibi kalbimin çarptığı. bir daha o markete hiç gitmedim. sizi de hiç sevmedim. yıllar sonra karşılaştık. büyümüş, zayıflamış, çocukluk halinden çıkmış ve ergenliğimi atlatmıştım. başarılıydım. sen ise bir grup öğretmen arkadaşınla oturuyordun. beni gördün ve benimle övündün, işte benim öğrencim diyerek... ben sadece samimiyetsizce gülümsedim. keşke o gün söyleyebilseydim, beni sizin iyilikleriniz, zekanız, bilgi kaliteniz yetiştirmedi, beni sizin ikiyüzlülüğünüz, gaddarlığınız ve kötülüğünüz yetiştirdi.

  • o zamanlar anlayamamıştım ama simdi düşünce yapını çok iyi biliyorum. küçücük beyinlerdi sana emanet edilen. insanları sınıflandırdın, bir kısmını aşağıladın. derse gelince de pek iyi olduğun söylenemez. hala 4 işlem yaparken zorlanıyorum sayende. karşıma çıkmasan iyi edersin.