ilk maaşla yapılanlar

  • annem servis sehpa takımı istiyordu.maaşım yatınca heyecanla sehpa takımı satın alıp 20 dk lık yolda kucaklayıp yürüyerek eve götürdüm.o mutlulukla hiç ağır gelmedi.genetik fakir olduğumdan taksi aklıma gelmemiş.
    bir de eve gittiğimde tüp bitmiş-o zaman evde doğalgaz yoktu tüpçüye gururla parayı ben vermiştim. unutulmaz ve bereketli bir ilk maaştı.

  • üniversitenin hazırlık yazında izmir konak pier içindeki sinemada bardakta mısır satmaya başlamıştım.

    işten eve git gel yaklaşık yarım saatlik bir yol yürüyordum ve sabah akşam sahil boyunca yürürken kulaklarımda kulaklık müzik dinleyerek gitmek istesem de samsung ace model olduğunu hatırladığım telefonum buna pek müsade etmiyordu.

    o yüzden ilk maaşımla kendime 2 gb hafızalı bu görsel sony walkman'i balçova kipa'nın elektronik marketinden almıştım.

    yaklaşık 14 sene önce vuku bulan bu olayı hatırlayıp, bu yazıyı şu an elimdeki iphone 14 pro max ile yazdığımı fark ettiğimi belirteyim de şu samimi ve duygusal hava yerini negatif duygulara bırakarak dağılsın…..

  • 350 tl'ye rayban wayfarer almıştım, çok dokunmamıştı sene 2010. şu an yalnızca 1500 tlcik olduğu için pazardan çakmasını alıyorum arada. birgün zengin olursam yine neden almayayım.

    (bkz: yalnız iyi fakirleştik)

  • 1100 tl idi. 650 lirasıyla anneme mont hediye etmiştim.

  • 15 yaşındaydım, takıldığımız internet cafe bana yazın çalışır mısın dedi. zaten her gün saatlerce orada olduğumdan kabul ettim. haftalık 40 lira alacaktım. * ilk hafta çalıştım, yerleri sildim, akşamları bilgisayarları sıfırladım, çay koydum. sanırım sabah 8de gidip akşam 9da çıkıyordum. * 1 hafta dolunca anneme yemek yapma akşama dedim. aldım 40 liramı, evde annem babam var lahmacun ve tatlı alacaktım ama madem benim param, benim sevdiğim yemeği yesinler dedim * gittim pizzacıya en büyük boy sanırım 8 kişilik pizza aldım, yanına da tatlı diye dondurma aldım. sırıta sırıta koşarak eve gittim. olumsuz tavırlarla şaşırdılar, annem belli etmemeye çalıştı da babam suratıma değil direk elimdekilere bakıp içeri geçti. ben pizza yemem dedi, hevesim kırıldı, annem gitti konuştu çocuk ilk maaşıyla almış bari yalandan bir dilim al diye yok dedi, yumurta kırdı gitti salonda yedi, biz annemle pizzayı ve dondurmayı yedik. yavşak babam bak yine farklı anıyla aklıma geldi, adam bulunduğu her anıyı kötü anı yaptı.

    edit: mesaj yağmuruna tutuldum, mesajların çoğu babamı duvardan duvara vurmak ile alakalıydı, bir kısmı da "ya olsun o senin baban" mesajlarıydı. hepinize teşekkürler ancak abartmamam gerektiğini, aramızın hala iyi olması gerektiğini isteyen arkadaşlara durumu daha iyi anlamaları için daha önce yazdığım bir entry'i şuraya koyuyorum. unut gitsin o senin baban ara şimdi aranız düzelsin demeden önce okuyunuz.
    (bkz: #90097352)

  • esime hediye saat almistim o kadar sevdiki eskimesin diye hic takmadi*

  • ilk maaşım olmamakla birlikte ilk kazandığım parayla yaptığım şey tevazu elde edebilmekti herhalde.
    normalde çok sert, gıcık kibirli bir tipimdir.

    ama

    banka hesabıma 2 aylık ödemem tek parça halinde yatırılmıştı.
    sayıyı görünce gözlerim dolmuştu. çok çalışılıp elde edilmiş bir rakam...
    3.5 yıllık bir işin ilk hasadı...
    para yattıktan yarım saat sonra bankadan aradılar; buyurun tanışalım diye
    tramvaya yöneldim, kartımda para kalmamış.
    tekrar atm'ye dönüp 30 tl çektim.
    30 çektim çünkü bir adet 10'luk bir adet 20'lik versin de 10'u karta yükler tramvaya binerim dedim.
    tramvay tam banka kapısının önündeki durakta durdu.
    gaziantepte, gazimuhtar paşa bulvarındaki yapı kredi bankası...
    bankaya girdim, güvenliğe müdürle randevum olduğunu söyledim; üstümde beyaz bir t-shirt, kısa paça jean, beyaz kinetix ayakkabı, yaş
    20...
    güvenlik bana baktı; hafif güvenlikçi sertliğiyle "müdür yok" dedi.
    "olur mu biliyor geleceğimi" dedim.
    "çıktı az önce kardeşim" dedi.
    ben bozuldum tabii.
    yedim seni güvenlik parçası diye karşı saldırıya geçerken arkamdan bir dede serkan bey buyurun sizi bekliyorduk dedi.
    müdürmüş.
    3 saat kadar sohbet ettik. tabii saat altı buçuğu geçmiş; banka kapanmış ama personel içeride, müdür beni kapıya kadar uğurladı ve arabanızı getirsinler dedi.
    arabam yok tramvayla dönerim dedim.
    müdür şaşırdı.
    öyle mi ben size eşlik edeyim buyurun dedi.
    odasına anahtar almaya gitti.
    o sırada güvenlik kıvrılıyor eziliyor "kusura bakmayın beyefendi ben o an..." derken adama kibarca gülümseyip "rica ederim" dedim.
    normal karakterim altında, sert çıkışmam gerekirken azami mertebe alttan almıştım.
    o günden beridir konuşmama her zaman rica ederek başlıyorum.
    sonunda bazen öküze bağlama ihtiyacı doğuyor.
    ama göte de göt demek lazım geliyor.

  • annem ve babamın parmaklarında hiç yüzük görmemiştim 22 yaşına kadar. çocukken sormadım, ilerleyen yıllar da tahmin ettiğim ama düşündüğüm doğru ise onları üzmemek için soramadım.

    2005 yılında ilk maaşımı aldığım gün hemen kuyumcuya gittim. parmak ölçülerini bilmediğimden göz kararı 2 tane alyans aldım. akşam tüm aile kurdele takılan yüzüklerle merasim yaptık. babamın yüzüğü tam olmuştu ama annemin yüzüğü dar gelmişti. yüzüğü avucunun içine alıp dakikalarca ağlamıştı. hiç öyle ağladığına tanık olmamıştım. o akşam da soramadım neden hiç yüzük takmadıklarını.

    eşim 4 yıl önce vefat etti. 5 aydır işsizim. 4.5 yaşında kızım var. onun mutluluğu için 3 ay önce eşimin hatırası olan yüzüğü satmak zorunda kaldım. kuyumcuya "lütfen 2 ay sende kalsın geri alıcam yoksa başka bir yere vericem" dedim. anlamsızca suratıma bakıp, sonra durumu kavradı sanırım "tamam abi söz patrona söyleyeceğim bende" dedi. 3 ay oldu yüzüğün akibetini bilmiyorum ama galiba annemin gözyaşlarının sırrını çözdüm. şimdi ilk kazandığım para ile ya o alyansı alacağım ya da kızım ilk maaşı ile bana bir alyans alacak sanırım.

  • tuttuğum evin iki aylık kirası ve depozitosunu vermiştim. kalanıyla da 12 aylık senet yaparak bi çamaşır makinası bir de yatak almak istemiştim. yatağa para yetmeyince halı aldım. ilk gece o halının üstünde uyudum. sonra belim tutuldu. hangi akla hizmet çamaşır makinası aldım, niye önce yatak almadım onu halen çözebilmiş değilim.

  • anneme alyans almak. beni ankara'da okutmak için alyansına kadar satmak zorunda kalmışlardı ailem maalesef, okulu bitirip stajyer avukat olarak ilk kazandığım maaşımla yaptığım ilk iş annemin alyansını almak oldu.