iktidar hırsı nedir? sorusunu bir kıssa ile cevaplayalım.
1 ekim 1918'de şam düşünce osmanlı savaşı kaybettiğini anladı. hükümet istifa etti. yeni hükümet dış işleri bakanlığına "ingiliz yanlısı" rauf bey'i getirdi. ateşkes için resmi olarak ingilizlere başvuru yapıldı. ingilizler osmanlı heyetini mondros'a davet etti. padişah, ingiliz yanlısı olması sebebiyle rauf bey'i görevlendirdi.
şimdi manzarayı hayal edin.
yemen'den galiçya'ya dek mağlup olmuş ordu. bitip tükenmiş bir halk. türlü hastalık ve kıtlık yetmezmiş gibi, memleketin her yanı düşmanın onur kırıcı bazen de ırz düşmanı tavırlarına açık...
kafkasya'da ermeni, trakya'da rum çeteleri ahaliyi ezmek için işaret bekliyor. yani "ümmet" ciddi tehlike altında.
bu şartlar dahilinde, padişah vahdettin mondros'a gönderilen rauf bey'e ne demiştir biliyor musunuz?
vazgeçilmez iki şartımız var: hanedanın saltanatı ve hilafetin devamı.
işte iktidar hırsı budur. en ağır ve berbat şartlarda dahi yalnızca kendi iktidarını korumak demektir.