iş arkadaşlarıyla günlük hayatta görüşmeyen insan

  • görüşünce mesaiye kalıyorum gibi hissediyorum. üstelik ücretini almadığım bir mesai.
    e bedava çalışmanın alemi yok.

  • enteresan olmayan insan. farklı bir ilgin niyetin yoksa hemen hemen haftanın 7günü gördüğün, ailenden sevgilinden daha çok gördüğün insanla bir de sana özel kalan zamanında niye görüşesin?

    işten geriye kalan zamanını ailesine, sevgilisine ayıran insan.

  • önce sol ayağıma çorap giymek ve asla makarnayla ekmek yememekten sonra hayatımdaki üçüncü ve son prensiptir iş arkadaşlarımla günlük hayatta görüşmemek.

    başlıktaki entrylerde bahsedilen gibi kendimi beğenmişlikten veya "pfff hrks bna hsta yha .s .s" tribimden dolayı değil lan. belki görüşmeye devam etseydim onlar benim için diyecekti "bu ne ya ıyyy" diye. ben de zamanında denedim aman iş arkadaşlarımla iş çıkışı 2 bira içeyim, vizyondaki filmleri takip edeyim, hafta sonları parklarda, bahçelerde davar gibi yayılalım ama yok olmadı, olamadı.

    bundan 2 sene öncesine kadar asosyallik üzerine rekor denemelerim vardı. bazen maç izlerken hakeme sövdüğümde 2 gündür konuşmadığım için kendi sesimi duyup "o kim lan?!" diye irkiliyordum. bir gün, zamanında hiç kurumsal bir şirketten iş arkadaşım şemsi abinin zamanında mekan sahibinin manitasına asılıp bizi ölümden döndürdüğü kara günü unutup gaza gelerek yeni iş arkadaşlarımın "hadi ortamlara aqalım kardooo" teklifini kabul ettim. oturduk bir yere ama herkes bi panik içinde. madem dışarı çıktık "memur qanqilerimle hafta sonu qeyfi" selfisi koymadan olmaz diye telefonumu çıkarttığım an sanki mutfağında böcekle uğur dündar'a yakalanmış pastane sahibi gibi üzerime atladılar "çekme laaan" diyerek. neymiş işyerinde alkol aldıklarını bilmiyorlarmış, neymiş terfisine mi engel olacakmışım. ulan bütün gece arkamızdan geçen her gölgede, patlayan her flaşta su başındaki ürkek ceylan gibi kafamızı kaldırarak geçti gece. "niye dışarı çıktık olm o zaman böyle paranoyak gibi takılacaksak?" dedim kimi hanımdan kimi kayınvalideden kaçmış, içlerinde camiye gidiyorum diye çıkanı vardı lan evden. "şimdi 3.rekata anca geçtim" diye diye süre hesaplıyordu manyak.

    yapacağınız programı, sosyalleşmenizi sikeyim diyerek içkiye verdim kendimi ben de. kandaki alkol oranı arttıkça çene kaslarının gevşemesiyle konuşmaya başladı tabi herkes. vay müdür şöyle vay başkanı eşekler kovalasın, vay genel müdürün odasına basıp tekmeyi girmeler derken ertesi sabah "başkanım life is drunk milliyet.com.tr'de ayıp fotoğraflara bakıyoooo" diye ispiyonluyor adamlar. alkolün zararlarına dair vaaz falan veriyorlar.

    işte o gün karar verdim yalnızlıktan mermer bile yesem bu hırtolarla dışarı çıkmamaya. bundan sonra anca bunlarla "çaylar rize'den mi geliyor?" esprisine gülerim, tek ortak derdimiz sistemin gitmesi olur, en fazla "süveterinin baklavaları çok güzelmiş nerden aldın?" diye sorarım.

    al işte milliyet.com.tr'yi de yasakladılar, mynet'e kaldık bu davarlar yüzünden.