homofobik mekanları ifşa kampanyası

  • desteklemediğim kampanya.

    neden desteklemediğimi de çok net biçimde açıklayayım size. ankara'da bir mekanda eğleniyoruz. iki tane erkek mekanın ortasında sevişmeye başladı. gayet net biçimde sevişiyorlar yani, böyle abartılı öpüşmekten falan bahsetmiyorum ben. daha sonra mekandaki görevliler, bu iki kişiyi uyardı. aynı hareketi daha önce yapan heteroseksüel çiftlere de uyarılar gelmişti, o mekanda sık karşılaşılan şeyler çünkü bunlar.

    aradan yirmi dakika geçti, bunlar yine aynı hareketlere devam ettiler. aynı görevliler gelip, bu kişileri kibarca dışarı davet etti. çıkmak istemediler, tartışma başladı. dahil oldukları gruptan birkaç kişi daha geldi ve görevlilere saldırmaya başladılar. ve tabii ki malum son; görevliler bu arkadaşları bir miktar sopalayarak mekandan attı.

    sonra iki gün geçti, ben yine aynı mekana gidiyorum. mekana varmadan bir 100 metre ötede o gün dayak yiyen elemanlardan birkaçının da bulunduğu bir grup, kendi bastırdıkları broşürleri dağıtıyorlar. sosyal medya üzerinden de mekanla ilgili bir kampanya yürüttüklerini, mekanın homofobik olduğunu ve insanların oraya gitmemesi gerektiğini gösteren şeyler yazıyordu broşürlerde.

    varmak istediğim noktayı anlamışsınızdır ancak ben yine de açıklayayım. bir mekanın, insanların sevişmesine karışmasını eleştirebilirsin ki bence bu pek eleştiriye açık değildir. ben orada senin sevişmeni görmek zorunda değilim. fakat bunların savunmalarının temeli mekanın homofobik olması. yahu aynı hareketi hetero çift yapsa, onlar da uyarılıyorlar. ondan sonra sen adamlara saldırırsan, herifler de senin ağzını burnunu yamultur yani bu doğanın bir kanunudur zaten.

    şimdi gelelim bu olaya. sen sürekli saygı beklediğin ki kısmen saygı da gördüğün müslüman insanların kutsal buldukları ayla ilgili pankart hazırla, daha sonra aranızdan üç beş kişi tamamen soyunup sokağın ortasında dans etsin, ondan sonra insanların sana sempati duymasını bekle.

    yapılanlar doğrudur ya da yanlıştır demiyorum zira ben genelde kendimi ilgilendirmeyen şeylere bulaşmam. daha net bir ifadeyle bu ülkedeki birçok grup benim sikimde değil, ne yapıyorsanız yapın. fakat sen bir grup insandan saygı ve hoşgörü bekliyorsan, kendi hareketlerini de ona göre şekillendirirsin. kaldı ki bir müslümandan zaten bu konuda saygı ve hoşgörü beklemek bence çok saçma, bildiğim kadarıyla islamiyet bunu kesinlikle yasaklıyor.

    adamın kendi mekanıdır, istediğini alır, istemediğini almaz. sen adama rahatça "faşist bunlar hede hödö" diyorsan, o da sana rahatça "ibne bunlar yhaaa" diyebilir. bence ikisi de yanlıştır ancak yukarıda da belirttiğim gibi sikimde değildir. ayrıca polis tabii ki bir grubun sırtını sıvazlarken, diğer grubun karşısında yer alacaktır zira tarafsızlık hiçbir zaman olmamıştır, olmayacaktır.

    bu kampanya da eğer bir şekilde başlarsa boku çıkar, ben size diyeyim. mekanda yaşadığı her boku "ama biz eşcinsel olduğumuz için :(((" noktasına getirecek binlerce insan tanıyorum. sonuçta sik gibi ülke olduğumuz için her şeyi on sene geriden takip ediyoruz. bugün sizin yaptığınızı, on sene önce amerika'da zenciler yapıyordu. "ama biz zenciyiz de ondan :((("

    iki altıma girilen için not: eğer bu ülke anarşizme sürüklenirse çok mutlu olurum. aynı zamanda insanların kendi problemlerini, kendileri çözmesi gerektiğini de düşünüyorum. takmadığım baş örtüsünü ya da yaşamadığım sorunların kaynağını protesto etmeyeceğim, aynı şekilde benim yaşadığım sorunlar için de insanların bir şeyleri protesto etmesini beklemeyeceğim.

    "gruptan çıkan densizler" ifadesine gelirsek. olaylara böyle bakamayız. yani eğer böyle bakacaksak gezi olayları sırasında insanlara satırla -ya da başka bir bıçak işte neyse- saldıran sığır da bir "densiz" oluyor. yahut kafamıza doğru biber gazı sıkan polis de "bir grup densiz" oluyor, sonuçta ben eylemler sırasında birçok polisle insan gibi konuşabildim de. bahsi geçenler "bir grup densiz" değil, grubun ta kendisidir.

    son ek yapar kaçarım: başlığın ilk entrysinde "kafanız kabileler olarak çalışıyor, benden olan ve olmayan" gibilerinden bir şeyler söylenmiş. herkesin kafası öyle çalışıyor, çünkü insan olarak çıkarcı karakterlerimiz var. kendimizden olan dediğimiz insanlardan daha büyük fayda sağlayabiliriz. kaldı ki, bunu sen de yapıyorsun. bak mesela ne demişsin:

    "şu ayrımcılık meselesini, kıt muhasebeniz ve algınızdan bir çıkarsanız. çok güzel olacak bu ülke. fakat işte olmuyor. kumaş neyse, elbise o: yamalı, biçimsiz, manasız, çirkin, pis."

    şimdi senin gibi düşünmeyen adamların kumaşı kötü mü yani? yahut seni desteklemiyor diye muhasebe ve algısı kıt mı oluyor? aaa, sen de yapmışsın ya bu "senden/benden" olayını. hayat ne tuhaf işte, vapurlar falan.