hiroshima'ya atılan bombanın soykırım sayılmaması

  • debe'ye giren girdi atom bombasının soykırımdan kötü olduğunu vurgulayarak, yangın bombalarını da hatırlatarak bir çeşit vicdan rahatlatması yapmış daha önce abd'nin emperyalizmi için başkası olsaydı daha kötüsünü yapardı girdilerinin de etkisiyle belki de.

    amerikalıların önemli bir kısmı hatta belki de çoğunluğu atom bombası saldırısını soykırımdan kötü bir suç görmüyor.

    soykırımdan kötü bir suç o yüzden soykırım sayılmaması suçun ağırlığının anlaşılması için iyi, tanımına bu noktada insanın kendine söylediği beyaz yalanların büyüklüğüne örnekten başka bir açıklama getiremiyorum.

    jon stewart abd basınındaki ana akım anlatıma uymayan biridir ara sıra. bu adam atom bombasının savaş suçu olduğunu söylediği için inanılmaz tepki çekmiştir ve ne hikmetse bunun soykırımdan kötü olduğunu iddia eden abdlilerin varlığı iddiasına rağmen bu tespiti için geri adım atıp özür dilemiştir.

    abd halkının tepkilerinden sonra.

    birileri de gelmiş. vay efendim, japonların toplu yokedilmesi istenmiyordu filan demiş. sen hitler'in yaptığı planı sağa sola kafana göre siyasi emeller için savaş suçlarına yakıştırırsan dresden bombalamasını da tokyo bombalamasını da nagazaki, hiroşimayı da hatırlatırlar.

    daha da kötüsü atom bombası japon adalarına sovyet rusya hakim olmasın diye atılmıştır çünkü japonlar savaşı zaten kaybetseler de dirençleri kırılmamıştı.

    o zamana kadar karşısındaki insanın direncini savaşı kazanarak ya da yangın bombası gibi savaş suçlarıyla kırarak ilerleyen batı cephesi, bu sefer atom bombasını tercih etmiştir. bunu da savaşı kazanmak için değil, savaş sonrası ganimeti için yapmışlardır.

    görüldüğü üzere, nasıl ermeni soykırımı tanımlaması birinin çıkarına, diğerinin kör noktasına geliyorsa; 2.dünya savaşı'ndaki savaş suçları da aynı şekildedir.

    yok efendim, bir etnisite yok edilmek istenmedi filan diye hem gizliden kıyaslama yapılan ermeni soykırımı hakkında hem de soykırım tanımının açıklığı vede muğlaklığı hakkında batı kaynaklı propaganda ne dediyse kabul ettikten sonra vicdani üstünlük taslayanların durumu da ayrı akıl yoksunluğu.

  • daha ilk virajda uçurumdan yuvarlanan tartışmalardan:

    1: "asıl soykırımcı amerikalılar, gelip bize ermeni soykırımını anlatmasınlar"
    2: "ama teknik olarak bm soykırım tanımına uymuyor"
    3: "vay arkadaş atom bombasını bile savunanlar var, o bm tanımlarını kazananlar yazmadı mı?".
    2: "lan savunmadım? ama sen japonların yaptıklarına bak asıl, haketti adamlar"
    1: "ermeniler diyordum konuyu dağıttınız. bence soykırımdan bahsetmeye yüzü olmayan ülkeler listesi yapalım, kosta rika dışında herkesi koyalım. biz de bahsetmemiş oluruz"

    ***

    neyse, ben başka bir şeyden bahsetmeye gelmiştim:
    hiroşima ve nagasakiye atılan atom bombalarının soykırım sayılmaması gayet iyi bir şey. teknik olarak doğru-yanlış demiyorum, iyi diyorum. niye?

    soykırımı en aşağılık suç olarak düşünüyoruz ama politize olduğu için bu tanımın psikolojik etkisi az. zira herkes üste çıkmak için birbirini soykırımla suçluyor. şu listeye bakın. bazılarında milyonlar ölmüş, bazılarındaysa binler. bazıları tartışmalı, bazıları değil.

    oysa atom bombası kullanımının tarihte tek bir örneği var (iki şehre atıldı ama bunları beraber düşünüyoruz). görüntüleri herkesin hafızasına, hislerine bu şekilde kazılı: "eşi benzeri görülmemiş bir vahşet".

    bu başlıkta bahsedilmemiş olmasına şaşırdım: amerikalılar 42-45 arası defalarca tokyo'yu bombaladılar. bunların en meşhuru 10 mart 1945'teki yangın bombası saldırısıydı, sadece 3 saat içinde 100 bin kişi öldürüldü. 100 bin! bu rakam nagasaki'de ölenlerin 2 katı kadar, hiroşimayla ise orantılı. tokyo'nun çoğu ahşap evlerden yapıldığı için, bu napalm bombaları şehri yerle bir ettiler

    tokyo bombardımanı, dresden bombardımanı ile beraber tarihin en korkunç bombardımanıydı. ama yine de tanıdık bir şeydi. sadece daha fazla uçak, daha fazla bomba, daha çok ölü.

    atom bombasının kötülüğü ise, yıkım istatistiklerinin ötesinde, yabancı olduğumuz bir şeyden ileri geliyor. zaten o yüzden, hiroşima'yı herkes anarken, benzer bir yıkım yaşayan tokyo'yu hatırlayanınız olmamış, "tokyo da soykırım sayılsın" diyen olmamış.

    ***

    soykırım etiketi, psikolojik bir eşiğin aşılmasıdır. tedavisi olmasa bile, sırf bir hastalığın isminin konulması, insanı rahatlatır. "buna yakalanan başka hastalar da var, yalnız değilim". "başka soykırımlar da var".

    oysa atom bombasının o yabancı ve eşsiz korkunçluğu, herhangi bir teşhisle azaltılmamalı. tüm kategorilerin dışında kalmalı ki, her düşündüğümüzde bir tarafımıza batsın. amerikalılar "başka soykırımlar da vardı" diyerek bu vicdani yükten kurtulamasınlar. bir gün başka eller de o kırmızı düğmenin üstünde dolaşırsa, tarih tarafından eşi benzeri olmayacak biçimde yargılanacaklarının bilincinde olsunlar.

  • ben böyle yüzsüzlük görmedim denilen adaletsizlik.

    ulan atom bombası yapılıyor utanmadan şehrin ortasına atılıyor, 140bin kişi yanarak kül oluyor, çoluk çocuk ne varsa ölüyor.

    yetmiyor nagazaki'ye fırlatılıyor bir tane. ulan işin içinden askeri yer sanıyodum diye çıkmaya çalışsan o zaman naziler de der ki biz yahudileri asker sanıyoduk. savaştaydık, savaşıyorduk desen anasını satayım nazilerde savaştaydık demesini bilir, aynı savaş bir de.

    valla büyük ibnelik okullarda hayat bilgisi dersinden itibaren okutulmalı japon soykırımı diye.
    yüzsüz ibneler onun meclisine bunun meclisine burnunu sokup şuna tazminat ver buna tazminat ver diye diğer ülkelere akıl veriyor utanmadan.

    ah ulan united states ne ibnelik varsa ordasın he

    edit: hararetle yazarken eklemeyi unutmuşum, bir de soykırımı geçtim adamlar o soyun geleceğinin topal beş bacaklı kalmasını sağlayacak bir bomba atmış ama hala ermeni soykırım rerörerörö