herkes çocuğuna sahip olsaydı sapıklıklar olmazdı

  • 2 saat önce cumhuriyet'te okudum bu haberi.

    cümlesi tam olarak şu: “özellikle bu çocukların böyle olmasında önce aileler yani çocuğu edinen, çocuk sahibi olan herkes çocuğuna sahip olabilseydi ve kendi nefsine sahip olabilseydi, bu sapkınlıklar yaşanmazdı. kontrolsüz tatmin duygusundan çıkan bu sapkınlıkların hepsi insani bir olaydır ve bu insani olayların üstüne birlikte gitmemiz lazım. farkındalık ve bilinç yükseltmelerle ve özellikle bizim tezimiz olarak da dini ve imani konularla bunun çözümü olduğuna inananlardanım. onun için, çağrılacak uzmanlara ek olarak diyanet'ten de uzman alabileceğimiz kanaatimi belirtmek istiyorum.’’

    neresinden tutsam elimde kalıyor. bu çocukların böyle olması.. adını zikredemiyor durumun. adını sesli söyleyemiyor. bu çocukların böyle olması diyor. "böyle" dediği şey tecavüz. tecavüzü zikredememenin verdiği rahatlıkla bir kadın olarak konuşuyor. tecavüze uğrayan ensar vakfının çocuklarını konuşurken söylüyor.

    aileleri sahip çıksaydı diyor. sonra ailelerine sussunlar diye ödenen paraları anmıyor ağzına. tecavüzler hep sahip çıkamamaktan. mesela damacanaya da sahip çıkan olsaydı olmazdı bunlar.

    konuşması gittikçe ağırlaşıyor. pisleşiyor. "din" diyor. iman.. oysa "din, başörtüsü" diyerek iktidara gelen bir parti var.

    tek din diyen bir parti. 15 senedir bu partinin yönettiği muhafazakarlaşan bir ülke var. "din" diyor. psikiyatri değil diyanet diyor. imam diyor.

    öz kızına şehvet duyan baba fetvaları meydanda olan kurumdan yardım istiyor. dindarlaştıkça çözülecek sorunlar. yüzde 97'si müslüman ülke.

    her gün 3 kişinin cinsel tacize uğradığı ülkemde, bunları ateistler, komünistler, kısaca “allahsız” lar yapıyor sanıyor hanımefendi.

    türkiye’de 79 bin 96 cami, 90 binden fazla din görevlisi, bütçesi dört bakanlık ve 22 üniversitenin bütçesine denk diyanet işleri başkanlığı var.

    türkiye’de 536 imam hatip lisesinde 105 bin öğrenci okuyor ve bu liselerden çıkanlar, otobüsçü oluyorlar, rtük’çü, gemici, otelci, limancı, ihaleci oluyorlar, hatta milletvekili ve iktidar oluyorlar.

    türkiye’nin 79 bin 96 minaresinden her gün beş kez ezan okunuyor, müminler allah’a imana çağrılıyor.

    din, her şeyden önce bir ahlak öğretisi. imamlar her vaazda cemaate “güzel ahlak”ı anlatıyor. tüm müminler, allah’a imanın onun emrettiği “iyi insanlık”, sevap işlemek, günaha girmemek olduğunu biliyorlar.

    oysa bir ahlak erozyonu yaşıyor türkiye, hiç olmadığı kadar. günah rekorları kırılıyor.

    liste uzun. kimsenin kendi işini yapamadığı türkiye, işinin ehli olmayan sorumsuz kişilerin elinde binlerce insanın sağlığından, canından, malından olduğu, çocuklarını yitirdiği bir ülke.

    hala imam hatip sayısını arttırarak, cami yaparak "ahlaksızlıktan" kurtulacağını sanıyor.

    çocuklarını yitiren ülke, geleceğini yitirmez sanıyor.