her çocuk rızkıyla gelir

  • fakir tesellisi.
    cahil cesaretiyle, kendi ekonomik ve psikolojik durumunuza bakmadan çocuk yapıyorsunuz. üstelik bir tane de değil birkaç tane.

    sizlik sıkıntı yok tabii, o çocuğun ne dertler ne çileler çektiğini, o yoklukta ne travmalar yaşadığını bilmiyorsunuz.

    bakamayacaksanız, kendinizi hazır hissetmiyorsanız yapmayın. ne istediği bir şeyi alabiliyorsunuz ne adam akıllı çocukları besleyebiliyorsunuz.

    ben bok gibi yaşadım bari çocuğum yaşamasın demeniz gerekirken, geçmişten ders almanız gerekirken size nasıl öğretildiyse öyle yapıyorsunuz.

  • bunu diyenin, bazı ölen bebeklerin adli tıp raporunda "yetersiz beslenmeye bağlı ölüm" yazdığından haberi yok sanırım.

  • eşim de ben de iyi şirketlerde üst düzey beyaz yakalılar olarak çalışıyoruz. pandemi sürecinde işyerlerimiz faaliyeti hiç bırakmadı, ücretli/ücretsiz izne hiç çıkarılmadık. eve giren aylık gelir güzel beş basamaklı rakamlarda. ülke koşullarını düşündüğümüzde refah seviyemiz yüksek şekilde yaşıyoruz. yan gelirlerimizi saymıyorum bile. 3 ay sonra sağlıklı bir sekilde kızımıza kavuşmayı bekliyoruz ve yavaştan hazırlıklarımıza başladık. yemin ederim kafayı yedik. masraftan delirmek üzereyiz. dağ gibi adam ‘yeter duymak istemiyorum’ diye diye ali rıza beye bağladı, ben evin içinde nemrudun kızını söyleye söyleye geziyorum. el kadar şey daha doğmadan ekonomik olarak ağzımıza sıçtı. eskiden bize yayla gibi gelen 2+1 evimize bunun eşyası yüzünden sığamamaya başladık ve 3+1’e mi geçsek diye düşünüyoruz. rızkı mızkı gelmiyor gelmediği gibi olan rızkı da götürüyor kesin bilgi.

  • bu tarz söylemler artik ölmelidir. yoksulluğu yücelten her söylem insanlığa vurulan en ağır darbelerden biridir.

  • rıskıyla gelir yazan başlık sahibini buradan kınıyorum.

    doğrusu rıfkıyla olacaktı. moderasyon greve...

    edit: bayram tatili nedir bilmeyen sürekli çalışan admin kardeşlere düzeltme için teşekkürler. seviyorum onları.

  • (bkz: her çocuk riskiyle gelir)

  • rızıktan kasıt sabahları margarinli poğaça, akşamları osman marka ayçiçek yağıyla pişmiş patates yemeğiyse evet gelebilir.
    sorun şu ki ülkemizde kaliteli hayat diye bir şey yok. hayatta kalmak var sadece. bir çok anne baba da kendi yaşadıkları boktan hayata çocuklarını da katıyorlar. onları da sefil hayata mahkum ediyorlar. bakın tatil ve dışarıda 2-3 akşam yemeğini kesmekten falan bahseden entry çok beğenilmiş neden? çünkü boktan hayata o kadar alışkınız ki bunlar lüks geliyor! çocuğunu da tatile çıkaramayacaksan yapma. sen de üremeyiver. iyi bir eğitim almasını sağlayamayacaksan, maddi-manevi ihtiyaçlarını karşılayamayacaksan üreme. hiç nenelerimiz de tatil yapardı falan demeyin. nenelerinizle aynı hayatı yaşamıyorsunuz. neneniz bütün gün bilgisayar başında çalışmıyordu. fazla mesaiye de kalmıyordu.
    herkes genleri inanılmazmış gibi üremek zorunda hissediyor kendini. olmuşuz zaten 7 milyar. dünyanın sonunu bu üreme bencilliği getirecek.
    gelmez kardeşim. çocuk rızkıyla mızkıyla gelmez.
    hayatta kalmayı yaşamak sanıyorsunuz, hep ondan oluyor.