hastasını bela olarak nitelendiren doktor

  • yaklaşık 1.5 yıldır yeditepe üniversitesi hastanesi’ nde kemoterapi görmekte olan annemi 2 gün önce son yolculuğuna uğurladık. bu süreçte yaşadığımız iyi ya da kötü her şey, hayatımın sonuna dek zihnimde kalacak. fakat son dönemde yaşadığımız bir olay var ki, bu saygısızlığı hayatım boyunca unutmayacağım.

    2 hafta önce annem fenalaştıktan sonra, annemi ambulans ile yeditepe üniversitesi hastanesi’ ne getirdik. annemin doktoru olan, onkoloji bölümünden doç. dr. orhan önder eren, bu kez ‘terminal döneme girmiş olan’ annemi kabul etmek istemedi. fakat annem sürekli ‘’beni yeditepe’ ye götürün’’ diye sayıkladığı için de, onu oraya yatırmaktan başka çaremiz yoktu.

    normalde, tedavi süresi boyunca fenalaşma gibi durumlarda hastanenin acil servisini ve hasta yatışı ek ücret ödemeksizin kullanabiliyorduk. bu tamamen doktorun insiyatifine kalan bir durumdu ve bu gibi durumlarda daha önce hiç ek ücret ödemedik.

    doktorun reddetmesine karşın, annemin de ısrarları neticesinde hastaneye ‘harici’ olarak giriş yapmak zorunda kaldık. bu raddeden sonra bizim için paranın bir önemi yoktu. elbette maddi ve manevi anlamda zor durumdaydık. 1.5 yıl boyunca varımızı yoğumuzu annemin tedavisine harcadık. ancak ne olursa olsun bu durumda annemi kıramazdık ve hastaneye girişini sağladık. tabi ki doktorun onayı olmadığı için, geceliği 4.5 bin lira gibi bir ücreti olan yoğun bakım ünitesine annemi yatırdık.
    yaşanılan tatsızlığın maddi boyutu bir kenara, doktorun annem için sarfettiği sözleri hiçbir zaman unutmayacağım.

    her şeye rağmen annemi oraya yatırdığımızı izleyen doktor, yanındaki hemşirelere isyan edercesine ‘’başımıza bela getirdiler’’ cümlesini sarfetti. o esnada dayım ve ben duvarın arka tarafında kaldığımız için bizi görmediği için bu cümleyi sarfettiğini düşünüyoruz.

    canımızı, hayatımızı, sevdiklerimizi emanet ettiğimiz hipokrat yeminli bir doktorun, hastasını ‘’bela’’ olarak görmesi, tıp ve etik açısından ne kadar doğrudur bunu sorguluyoruz günlerdir.

    hayatım boyunca her zaman bu mesleği icra eden insanlara saygı duydum. tedavi başarılı olur ya da olmaz, bu ayrı bir konu. ancak ben, hastalığının terminal dönemine girmiş bir hastasını ‘’bela’’ olarak niteleyebilen bir doktora nasıl saygı duyabileceğimi gerçekten çok merak ediyorum.

    allah kimseyi, doç. dr. orhan önder eren gibi acımasız ve hastasına karşı saygısı olmayan insanların eline düşürmesin.

    edit: birçok arkadaş, kendi kararımız ve keyfimiz doğrultusunda annemi yoğun bakıma yatırttığımızı beyan etmiş ve hatta bizleri de 'yoğun bakımı işgal etmekle' suçlamış.

    annem hastalığı boyunca çok sık fenalaştı. her defasında da acil servisten giriş yaptık ve duruma göre doktor yatış verip annemi birkaç gün hastanede yatırdı. zaten tedavi süresince ödediğimiz ağır faturalardan ötürü, hiçbir zaman yatış için ek ücret almadılar. bu kez de böyle olacağını tahmin ediyorduk ancak doktor bizi reddettiği ve bizim de üstelememiz doğrultusunda annem yoğun bakıma yatırıldı. kısacası maddi açıdan cezalandırıldık. çünkü annemin yoğun bakıma yatmasının hiçbir anlamı yoktu.

    bağlı olan kateter, diren, damar yolu ile beslenme ve sürekli verilmesi gereken ağrı kesiciler varken, o şekilde nasıl evde idare edebilirdik ? huzurlu bir şekilde süreci yaşaması ve acısız bir şekilde veda etmesi gerekiyordu. bizim yeditepe' ye annemi tekrar götürme amacımız buydu. fakat bunu anneme lüks gördükleri için de, 'doktorun da yaptırımı' ile bize geceliği 4-4.5 bin lira civarı olan yoğun bakım faturasını kesmeyi uygun gördüler.