halı sahada çakılı stoper oynayan adam

  • bu benim. 1-2 maç oynadıktan sonra göbek defans mevkim tescillenir, yarı sahaya yaklaştığım anda tüm takım açılma diye seslenir. maç cozutursa 45-55 arası nadir gelişen osasuna atakları gibi ileri çıkarım.

  • okeye dördüncü olarak gelir.
    kavgaya sorgusuz gelir.
    içmeye koşarak gelir.
    adamın dibidir.

  • karşı takımdaki seri golcüye kafayı takmış adamdır. onun ataklarını sonuna kadar kovalar, teknik seviyesi o golcü kadar iyi olmadığından çalımlara karşı tekme sallamaz, şut vuracağı anı bekler. dribbling ile bir sağa bir sola savrulup açı arayan yırtıcı forveti bu şekilde iyice yorar. rakibin bacağı gerildiğinde şut atmak üzere olduğunu anlar ve pür dikkat kesilir, işte o sırada hamlesini yapar ve rakibin şutunu ayağı ile karşılar, rakip seken topa bir daha vurur o da ya outa çıkar ya da tekrar seker. bu esnada kendi kalecisi n'oluyor lan diyerek sağa ve sola boşa atlamaktadır, halbuki top stoperden geçmemektedir.

    halı sahada en çok nefret ettiği şey taç atışı olmamasıdır. zira rakip topu duvara çarptırıp sektirerek kendisini kolayca geçebilmektedir. zaten bu duvar hilesi ve zeminin sertliğinden dolayı topların dengesiz zıplayarak defans arkasına sarkması durumları olmasa rakibe oyun oynatmayacak adamdır.

  • sırf takımının zaferi uğruna her maç işini yapan, etliye sütlüye karışmadan topunu oynayan adamdır. öyle ki, maç boyu gelen topu yılmadan uzaklaştırır, yerinde müdahale etmeye çalışır. hücumdaki takım arkadaşları hata yaptığında "olsun beyler bravo" diyerek motive etmesini de bilir, kendisi hata yaptığında efendi efendi özür dilemesini de. havadan top gelir aslanlar gibi çıkar vurur kafasını, savaşçıdır. topa girmekten çekinmez, dosta güven rakiplere korku verir. hiçbir zaman spot ışıklarının altında olmasa da motivasyonu tamdır, yılmaz, yıldırmaz. adeta captain america gibi destek olur takımına. savunmacıların övülmemesini çoktan kabullenmiştir, ama o sorun etmez, underrated olmak kendisi için bir yaşam tarzıdır artık. pepe misali çıkardığı maçtan sonra "ayağınıza sağlık beyler" der, efendi efendi çekilir köşesine. evinde annesi veya eşi, maçı soran ilk kadın kişisi tarafından "kaç gol attın" sorusuna maruz bırakılır. "hiç" der, "ama ben savunmadaydım". karşı taraftan genellikle "hmm .s olsun" cevabını alır, anlatamaz derdini. "fm'de olsa 9.7 ile oynardım" diyemez, anlamaz karşısındaki onu. ama o çoktan kaderiyle yüzleşmiş, olgun bir insandır.