haftada 45 saat çalışmaya tepki gösterilmemesi

  • işim gereği bir süre romanya'da çalıştım.
    romanya'da ilk başta bana da garip ve fazla gelse de;
    -çalışan işçi haftada 2 gün izin hakkına sahiptir.
    -işçi beş günden fazla çalışamaz. 6. günü gerekirse ek izin alacak şekilde dinlendirilmek zorundadır.
    -hangi sektörde çalışırsa çalışsın ayda en az bir hafta haftasonu izin almak zorundadır.
    -her 3 ayda 3 gün ücretli izin hakkı doğar.

    bu çalışma sistemi nedeniyle sanılanın aksine ülkede hiçbir iş aksamıyor. bu durum yeterli sayıda çalışan bulundurma ihtiyacı nedeniyle daha fazla istihdam imkanı yaratıyor.
    en önemlisi işçi, yaşamına zaman ayırabildiği için verimli çalışıyor.

    bende 45+ çalışan ve fazla mesai ücretini alamayan biri olarak şunu söylüyorum;
    (bkz: sen eşek olduktan sonra, semer vuranın çok olur)

  • anlam veremediğim tepkisizlik.

    c.tesi pazarın tatil olduğu bir işyerinde 8.30-18.30 saatleri arasında çalışıyorum. işe gidebilmek için saat 6.10'da uyanıyorum, duş hazırlanma yol derken 8.15 civarında işyerinde olabiliyorum, kahve çay içip işe başlıyorum. iş çıkışından sonra eve ulaşabildiğim saat 20.10 suları. eve geldikten sonra yemek hazırlıyorum, yemek yiyorum derken saat 22.00'yi geçmiş oluyor. bir bölüm dizi izlersem izliyorum sonra uykum geliyor.

    yani ben beş gün boyunca günlük yaşamımın 14 saatini iş için harcıyorum.

    c.tesi günü bulaşık, çamaşır, ütü, ev temizliği, market alışverişi ile tükeniyor. pazar günü de kendime ayırabilirsem ayırıyorum, dışarı çıkıyorum yada yorgunluğum o kadar fazla oluyor ki evden dışarı çıkmıyorum.

    ve sistem ben daha kendime bile gelemeden hafta başından itibaren yine mükemmel bir performans ile patronuma daha fazla kazandırabilmemi bekliyor.

    yıllık izin sürem 14 gün, bu 14 günün içşne c.tesi günlerini dahil edip hesaplıyorlar.

    haftalık maksimum çalışma saatini devlet belirliyor, işyeri bu maksimum saati uygular yada uygulamaz, ben maksimum saatte çalışılan bir işyerindeyim ve biliyorum ki türkiyede çoğu işyeri bu 45 saati uyguluyor. daha fazlasını da uygulayan var muhakkak.

    avrupanın birçok ülkesinde çalışma saati haftalık 30-35 (35-40 olarak düzenliyorum, birkaç ülkede 35 saatin üstündeymiş allah da beni bildiği gibi yapsın) saat. yıllık izin süresi 8 hafta. buna rağmen ekonomik koşulları ve yaşam kalitesini kıyaslamaya gerek dahi yok.

    fakat insanlar o derece hayatında baskıya maruz kalmış ki sürekli bir 'şükür' havasında. şükür bir işim var, şükür işsiz değilim, şükür bugün de karnımız doydu.

    bu çalışma koşullarının değişmesi ile ilgili bir tane de stk, bir siyasi oluşum yada bir kuruluş tepki göstermiyor.

    özellikle kışın güneş görmüyorum, gece gidiyorum işe gece dönüyorum. güneşi görmediğim halde benden nasıl bir akıl sağlığı beklenebilir ki? mutsuzum ve bu şartlar altında çalışan kişilerin de mutsuz olduğuna eminim. ama hiçbir adım atılmaması daha da geleceğe dönük umutlarımı söndürüyor.

    bu sisteme zorunlu halde bizi sokan kişiler umarım güneş göremez olurlar! bu da bedduamdır.

    ek: şükür politikasını ödev edinmiş kişiler 45 saatin normal olduğunu savunarak bunu şımarıklık olarak göstermeye çalışmış. ne yazık ki bu da olayın ne derece vahim olduğunu gösteriyor. yazdıklarımın hiçbir yerinde 45 saattem fazla çalışanları yermedim, aksine 45 saat beter ama bundan fazla çalışılan daha beter işler de var dedim. fakat ne yazık ki her zaman olduğu gibi şikayet edilen durumdan daha kötü şartlarda yer alan kişiler bunu desteklemek yerine 'sen sesini kes al maaşını otur oturduğun yerde' yaklaşımında. kötü şartlarda çalışan kesim kendisine göre iyi şartlar altında çalışanın şartlarına gözü dikmek yerine olaya karşı çıkışta destek sunsa daha fazla yol alınacağını düşünüyorum.

    ek 2: daha okuduğunu anlayamayan nesiller yetiştiren eğitim sistemine de kafam girsin!

    ek 3: yaşadığım şehir istanbul. işim b.evlerde, evim b.düzünde. işe gidiş geliş süresinin fazlalığı bu yüzden. işe yakın oturamam çünkü bahçelievler dolaylarında yaşayabilmem için kazancım iki katına çıkmalı. haliyle mümkün değil.

    işsizliğin 5 milyon civarında olmasının nedenlerinden biri de çalışma saatlerinin fazlalığıdır. haliyle bardağa hep boş tarafından bakmak yerine biz bu boş tarafı nasıl doldururuzu düşünmek gerekir. fakat siz bu vizyonsuzluğa devam ettiğiniz, hak arayanın arkasında durmak yerine 'bu benden daha fazla kazanıyor ya ben kazanmıyorsam o da kazanmasın' dediğiniz sürece birilerinin cebi daha fazla dolarken biz hep pazar günü gelse de evde yatsam diye düşünürüz.

    ek 4: avrupada çalışma saatleri hk,
    https://tr.euronews.com/…n-uzun-oldugu-ulke-turkiye

    ek 5: bundan tam 5 yıl önce iş ararken açtığım başlık,
    (bkz: günde 12 saat çalışmaya aylık 1800 tl teklif etmek)
    5 yıl önce de şükretmedim, bugün de şükretmiyorum. biatçı kötü fikirli kininizi gidin ötede kusun! şu an türkiye'nin bu halde olmasının nedenlerinden biri de sizin bu her şeyi kabullenen, baş kaldıranı da ezmeye çalışan kötü düşünceleriniz.

    şükretmek/dua etmek üzerine güzel bir söz paylaşayım;

    "misyonerler afrika'ya geldiklerinde onların elinde incil, bizim elimizdeyse toprağımız vardı. bize gözlerimizi kapayarak dua etmeyi öğrettiler. gözümüzü açtığımızda bizim elimizde incil, onların ellerinde topraklarımız kalmıştı.
    kenyanın ilk devlet başkanı jomo kenyatta