hacettepe onkoloji hastanesi rezaleti

  • edit: imla hatalarına takılanlar olabilir hızlıca yazdığım için gözden geçiremedim affola.

    edit 2: uyarısından dolayı (bkz: kirk karakterlik nick yazan yazar kisisi) ne tesekkurler.

    edit 3: basligi yanlis bir saatte actigimin farkindayim, kaybolup gitmemesi icin ugrasan herkese tesekkurler.

    edit 4: doktor ismi ve isimleri konusunda çok mesaj alıyorum. isteyene bu isimleri de gönderdim. isimleri yazmama sebebim bir arkadaşımın hukuki süreçte bu isimleri entryde paylaşmanız
    sizin adınıza sıkıntı yaratabilir demesiydi.
    hukukçu arkadaşlar bilgi verirlerse isim paylaşmaktan da çekinmem.

    edit 5: babamın durumunu soran çok fazla kişi var. tek tek teşekkür ederim. babam 6 kg verdi iştahı yerinde. fakat çok aşırı yorgunluk var. bugün bizzat iki kat merdiveni zorlanarak çıktığına ve eve girince kendini koltuğa attığını gördüm. moral vermeye pozitif tutmaya çalışıyoruz.

    edit 6: birçok doktor, tıbbi araştırmacı mesajlarını, iyi dileklerini ilettiler. hala sonuçlara bakarak yardımcı olmaya çalışanlar var hepsine sonsuz teşekkürler.

    şunı atlayamak istemiyorum, tersi fikirde olan doktorlarda şahsıma ulaşıyorlar. doktorları kötülemek, asmak, kesmek için fırsat kolluyorsunuz, yapacağınız hukuki işlemlerden bir sonuç alamazsınız gibi söylemlerde bulunanlarda var. şimdi soruyorum aynı dert kendi ailesinden herhangi birinin başına gelse tüm hastaneyi seferber eder mi etmez mi, bizim çektiğimiz onca sıkıntıyı bu kişiler çeker miydi. hadi olmaz ama bekletildi, başımıza gelenler onlarada oldu diyelim tepkisi ne olurdu. hastanede bundan sorumlu kim varsa uğraşılıp cezaları verilmez miydi. se ki koca profesörsün hiç böyle şeyleri sana karşı yapabilirler mi değil mi? bu insanlara gerçekten üzülüyorum.

    sorun ne biliyor musunuz..matematiği, fiziği, biyolojiyi iyi yaptın gel doktorsun demekten kaynaklanıyor. keşke birazdan insani vasıflar üzerine gelişebilseydiniz.

    bu söylediklerim bir genelle değil bilhassa sözlükte o kadar çok kaliteli doktordan mesaj aldım ki anlatamam. işinize ve insanlara gösterdiğiniz bu davranışlar için hepiniz önünde saygıyla eğiliyorum.

    hala insan olamayanları da vicdanları ile başbaşa bırakıyorum.

    ------------

    maalesef ki sorumsuzluklar sonucu birkaç gün önce ankara onkoloji hastanesinde meydana gelen rezalettir.

    uzun bir yazı olacak vaktiğinizi çaldığım için şimdiden özür dilerim.

    kardeşimin ısrarı ile babamın gittiği hastanede basit bir tomografi çekimi ile başladı sürecemiz ardından akciğer kanseri olduğunu öğrenmemiz ve şu an geldiğimiz nokta... boş yere kaybedilen zaman, elde kalan ufacık umutların bir hastanenin sorumsuzluğundan dolayı kaybedilmesi. anlatacaklarımın hepsi bizzat yaşadığımız ve belgelerle ispatı olan bir konudur ve dava süreci kısa süre içinde başlayacaktır.

    kardeşim çalıştığı eskişehir yunus emre devlet hastanesinde babamın incelemeleri yapıldıktan sonra akciğer ca olduğunu öğrendik. evraklarımızla beraber eskişehir osmangazi tıp fakültesinde işlemlerimize davam ettik. tüm araştırmalar yapıldı, biyopsi sonucu, belgeler bir dosya halinde bize verildi ve tedavinizi istediğiniz hastanede yapabilirsiniz ister burada, isterseniz kendinizin seçeceği bir hastanede diyerek bizi yolladılar. ayrıca tedavi sürecenin hemen başlaması gerektiğini zira babamın zaten son evrede olduğunu ayrıca eklediler.yine eskişehir de bulunan özel bir hastanede alanında uzman bir hekime başvurduk. tedavi sonuçlarımızı inceledikten sonra hacettepe onkoloji hastanesinde immünoterapi adında bir tedaviden bize bahsetti ve düşünmemiz için kısa bir süre verdi. zira tedaviye acilen
    başlamamız gerektiğini kendisi de üzerine basa basa vurguladı. ya hacettepeye gidip immünoterapiye başlayacaktık veya bu özel hastanede kemoterapiye. babam kararını hakkında söylenenlerden de etkilenerek immünoterapiden yana kullandı.

    hacettepe onkoloj hastanesinde gerekli hocadan randevumuzu aldık. immünoterapi koordinatörü ve hocayla bir araya geldik. görüşmeden sonra eskişehir tıp fakültesinde yapılan biyopsi işleminin kendilerinin bir işine yaramadığı farklı bir yöntemle (tru-cut) biyopsi işlemi ile tekrar tanı konulması gerektiğini ve alınan parçanın parafin bloğa yatırılarak yurtdışına gönderilmesi sonucunda ilaçların gönderileceğini ve tedaviye başlanacağını koordinatör tarafından bizlere söylendi. ikinci kez biyopsi işlemi yapılacağından dolayı bu bizi doğal olarak tedirgin etti zira kanama riski, ciğerlerin patlama riski gibi
    birçok durumdan söz ediliyordu.denize düşen yılana sarılır misali bunu da kabul ettik. bu operasyon farklı hastanelerde de yapılabildiğini bize ilettiler ve seçimi ister burada ister başka bir hastanede diyerek bize bıraktılar. zaman kaybı olmaması adına
    koordinatöre işlemin ankara da hastanenizde yapılmasını istediğimizi belirttik. bize girişimsel radyoloji bölümünden randevu talebinde bulunmamız gerektiği söylendi.

    randevu alındıktan sonra 31 mayıs tarihinde biyopsi için gittiğimizde belki günde onlarca yüzlerce hastanın geldiği bir hastanede bt cihazının arızalı olduğu randevumuzun 22 haziran tarihine ertelendiği söylendi.
    bundan önce aynı gün yaşanan komik şaka gibi olaylarıda atlayamam. başımıza verilen artık rutine bağlamış bir personel bizi kolumuzdan tutarak zorla beyin mr ı bölümüne sokmak istedi ne yaptığını şaşırarak sorduğumuzda dosyaları inceledi ve salakça bir ifade ile sanki ne yaptığını bilmeyerek yanlış yerde olduğumuzu söyledi. bu arada yine aynı gün cihaz bozuk olmasına rağmen yatış yapılması gerektiğini ilettiler. cihazın bozuk olduğunu işlemimizin ertelendiğini söylememize rağmen babama 2 koldan birden damar yolu açtılar. bu işlemler için de ayrıca bir ücret istediler. gelin görün ki cihazın arızalı olduğunu bilmiyorlar bile, birbirlerinden
    haberleri yok. cihazın arızalı olduğunu öğrendiklerinde işlemler iptal edildi. oradan oraya sürüklendiğimizle kaldık. 22 haziranda gelin diyerek bizi gönderdiler.

    22 haziranın önceki günü gece 00.00 dan sonra herhangi bir şey yememesi hususunda uyardıkları için ilk trenle yola düştük yine babamın şeker hastası olduğunu bildikleri ve bizim de tekrar tekrar uyarılarımıza aldırmadan önemli olmadığını söylediler.şeker hastalığıda olan babamın saat 9.00 da yapılması gereken operasyonu 16:00 da ancak yapılabildi ve o saate kadar da babam aç bekletildi.

    babamızın çektiği acıyı yalnızca kendisi ifade edebilir diye düşünüyorum fakat operasyondan sonra söyledikleri korkunçtu. tüm batırılan iğneleri saydığını uyuşmadığını yatağa bağlandığını anlattığında biz bir şok daha geçirdik. üstüne saatlerce yine aç bırakıldı. alınması gereken parça da bir doç. dr. taranfından alınarak operasyon gerçekleştirildi ve (operasyon esnasında) kardeşimden yazılı onay alınarak +400tl bir ücret daha operasyonu yapan doktora vermek zorunda bırakıldık.

    parça alındıktan sonra orada olması gereken koordinatör de beklemediği için parçanın direkt patalojiye incelenmesi için gönderildiğini öğrendik çabalar ve ricalar sonucu parçanın parafin bloğa yatırılarak yurtdışına gideceğini anlattık ve talimat bu
    yönde verildi.
    temmuz başında sonucumuzun çıktığını bize ilettiklerinde tekrardan hastaneye gittik. patalojiye gidip parçayı almak için gerekli evrakı teslim ettiğimizde herkesin suratında tuhaf bir ifade belirdi ve bir aksilik olduğunu anladık. sonuç; alınan parçada hiçbir tümöre rastlanmadığı açık açık yazarken raporu inceleyen doktor hanımın bu temiz parçayı yurtdışına göndermenin hiçbir faydası olmayacağını söyledi. koca doçent operasyona girmeden önce yarım saat bulguları incelemesine rağmen temiz yerden parça alarak alinan parcada tümöre rastlanmamıştır raporu çıkarabilmeyi başardı.

    tekrar koordinatöre ulaştık ve prof a durumu izah ettiğinde beklememizi bizimle görüşmek istediğini belirttti. biletlerimizin saatlerini değiştirip 16.00 yı beklemeye başladık. randevulu hastaları bittiğinde ilk önce bizi aldılar içeri ve yanlış operasyon olduğunu vicdaden ve bir doktor olarak rahatsız olduğunu, çektiğimiz acının da boş yere olduğunu izah etmeye çalıştı. kısaca kararı yine bize bıraktı. ya 15-20 gün daha beklersiniz parça tekrar alınır diye söyleyince babam yaşadıklarından mütevellit ikinci kez bunu yaşayamam ve sedyede kalırım diye karşı çıktı. hiçbir şekilde özür dahi dilenmeyip yapılan hatadan dolayı affedilmeyi dilemediler bile.. babam ümidinin kırıldığını ve bu durumu yaşayana kadar korkmadığını söyledi bize. babamızın morali hastalığını kabullenişi ve kendini güçlü hissetmesi önce kendisi sonra da bizim için çok iyi bir durumdu ta ki bu ana kadar. tüm umutlarımızın yerle bir olduğu ana kadar.

    şimdi ilk başta bahsettiğim eskişehirdeki özel bir hastanede kemoterapi tedavisine başlayacağız. umudumuz, zamanımız elimizden alındı tutunabildiğimiz ne var ise hepsi tek tek elimizden alındı. işin en ağır tarafı ise kardeşimin çalıştığı hastanede son yapılan tetkikler sonucunda tanıdığı bir doktorun "hastalık ilerlemiş lenf bezlerine de sıçramış. yakında sesi kısılacak.çok büyük ihtimal ile 2. ya da 3. kemoterapiyi göremez" demesiydi. babamızın gözlerinin içine baka baka, onun bu durumdan haberi olmadan kemoterapiyi kabul etmesine içim dayanmıyor. bizim için 1 gün hatta 1 saat bile önemliyken vicdan yoksunu birisi tarafından kaybettiğimiz onca zamanın elbet bir bedeli olacak.

    tüm bu süreçte geçen olayların evrakları, makbuzları, raporları hepsi elimizde mevcut. hukuki işlermleri başlatmak için birkaç avukat arkadaşımdan yardım istedim, ayrıca bimer' e de bir yazı yazacağım. ne talep edebilirim, bu işin sorumlulularının yanlarına bırakmadan neler yapabilirim bilmiyorum ama elimden geleni ardıma koymayacağımı biliyorum.

    kaybedilen maddi şeyler yerine konulabilirdi evet ama kaybedilen umut ve kaybedilen zaman yerine konulamıyor. çünkü babam 53 yaşında ve bu tedaviden çok umutluydu. bu süre zarfında babam işini kaybetti, kendi babasının ve annesinin üzüntülerine ve üzüntüden hasta olduklarına hatta kendi babasının felç geçirmesine şahit oldu ve daha neler neler… evet hukuki sürecmiz başlayacak ama ben insanların bu kadar ümit bağlayıp farklı farklı şehirlerden kalkıp bir umut yollara düşüp zamanlarının ve ümitlerinin sorumsuz insnalar tarafından yokedildiği bu durumu insanlara duyurmam gerektiğine inanıyorum. umarım bizden başka kimse bundan sonra böyle bir olayla karşılaşmak zorunda kalmaz.