hüseyin gülerce

  • fetullah picinin ibrikcisi terorist

  • ne zaman tv'de dolansam rastladığım şahıs. arada youtube'a dolanırken de rastlıyorum. gülen'le ilgili hep absürd bir hikaye, anı vs... ilgi çekici olanları açıp izlediğim de oldu. toplasan yarım saati aşkın bir süre dinlemişimdir bu adamın anlattıklarını. bu adam ne zaman gözüme görünse, aklıma bazı şeyler gelir, içimden bir şeyler geçer. anlatayım.

    gülerce aslında toplumumuzun ve şuan yaşanan cemaat trajedisinin en net örneği. bakın açık söylüyorum, tüm cemaatçi tip ve cemaate yakın durmuş insan türlerini damıtıp bir suret haline soksak bu adamın sureti çıkar. kendisi özettir.

    niye peki? ya da nasıl?

    bakın bu adamın anlattığı anılardan birinde, gazeteye müdür olduğu zamandan bahseder. gülen'i ziyarete gitmiş ve gülen de o sırada birini dövüyormuş. tabi bunu görünce kafasındaki hocaefendi imajına hiç uymayan manzara karşısında şaşırmış. ama bir de ne görsün, dövülen evli barklı şahıs da "hocaefendinin dövdüğü tek adam benim" deyu havasını atarmış. daha müdürlüğünün ilk zamanlarında bile böyle hadiselerle karşılaşırmış. falan filan...

    böyle bir çok cemaatçiden laflar dinlersiniz. geçen ahsen tv'ye mail atıp telefonla bağlanarak bildiklerini anlatan bir cemaatçi yayını izledim. işi gücü bırakıp bir saat boyunca izledim. adam bir çok şey anlattı. şaşırdım mı? hayır. ama eleman daha 1996'dan bu yana, türlü haksızlıklar görmüş. şüphe çeken garip olayların haddi hesabı yokmuş.

    tepkiler hep aynı. bizim mahallede oturan dayı bile, şike zamanında stv'ye ve gülen'e azıcık laf attığı için müşteri kaybetmişti. şimdi o alışverişi kesen cemaatçi müşterilere gidip sor, "abi ben zaten eskiden beri gülen'den şüphelenirdim, bu adam abd'de kaldığı için hep şüphelenirdim." diyor.

    bir de bunların "zaten bu adam değil miydi erbakan için bırakın diyen" şeklinde konuşan cinsleri vardır. yani gülen'in 1998'de ettiği lafı bugün eleştiriyor. ama aradaki 15 sene?

    zaten sorun da burada. o yüzden diyorum ya, bu tiplerin hepsini al, yoğur, tipi gülerce olur. gülerce hepsinin özetidir. peki nedir bu özet?

    şöyle sorayım ya da... kardeşim, 1996'dan beri olan olayları görüyorsunuz madem, polisli sınavının sorularını başkalarına verirken görüyorsunuz madem, evli barklı adamları döverken görüyorsunuz madem, adam abd'de yaşıyor diye şüphe ediyorsunuz madem... madem, madem, madem... niye 2013'e kadar sarsılmaz bir bağla bağlı kaldınız?

    hüseyin gülerce gülen'in yakınına kadar ulaşmış bir insansa, niye tüm gördüklerine rağmen senelerce gülen'e hizmet etti? bak beyim, kocaman adamsın, emrinde bir sürü müridin var, paran var, polis teşkilatın var, bir sürü gücün var... deyip yaşar usta misali kaldırıp masanın üstün vurmadı? vuramadı?

    öyle ya, siz zaten her türlü pisliği ve yanlışlığı görmüş insanlarınız neden adamların hükümeti düşürmeye teşebbüs edeceği vakte kadar hizmete devam ettiniz? bırakmadınız? haramın ve günahın yanında bulundunuz? niye?

    kandırılan adam, kandırıldığını anladığı an gülen'den uzaklaşan adamdır. ama sen 1996'da gördüm diyorsun? o zaman kandırıldığını anlamadın mı?

    bu serzeniş uzar gider. işin aslına dönelim. gülerce ve onun sıfatına oluşan özete dahil tüm cemaatçi tip ve türler, aslında gülen'in ne tür biri olduğunu az çok biliyordu. yani bu adamların "abi ben zaten şüpheleniyordum" demeleri doğru. yalan değil. hakkaten şüpheleniyor ve bir takım yanlışları görüyordu. sorun burada değil. sorun, bu yanlışlara rağmen gülen'in yanında durabilecek denli düşük karakterli olmalarıdır.

    yani bu insanlar, gülen'in adam döven, yakınlarını dinleten, yalan söyleyen ve diğer her türlü pislik yanını görmelerine rağmen onu terk etmeyerek aslında bu pisliğe ortak olmuştur. ve günü geldiğinde "gülen'e" hizmet etmeyi terk etmişlerdir. niye? çünkü gülen'in pisliklerine tahammül demek hükümetle papaz olmak demekti.

    yani gülen'in pisliklerine tahammül etmeyi kaldıran karakterleri vardı ama hükümetle ters düşüp menfaatlerini kaybetme cesaretleri yoktu. zira, hizmete adanmış bir yüreğe değil, menfaatlere sahiplerdi.

    ned stark abimizin de söylediği gibi, "ona hizmet etmek güvenliyken ettiler" hem de tüm pisliklerine rağmen. ama ne zaman ki hükümetle çakıştı, işte o zaman daha az tehlikeli olan tarafa geçtiler, yani hükümetin yanına.

    tabi bazı çakallar bu kavgadan hükümetin zararlı çıkacağını düşünerek hükümete cephe aldı. işte o çakallar bugün teker teker hapsi boyluyorlar. çünkü kumarı kaybettiler.

    şimdi gülen'in tüm pisliklerine rağmen yanında olan karakter yoksunları, hükümetin yanındalar. tabi, bizzat hükümette de böyleleri vardı ama kafa karışıklığı yaratmamak adına o kısma girmiyorum.

    bir de bu adamların sık kullandığı bir yalan vardır: biz bunların islama hizmet ettiğini düşünüyorduk. tam bir kuyruklu yalan. kardeş, sınav sorularını çalıp kul hakkına giren adamın islama hizmet ettiğini düşünmek nedir? islama hizmet ettiğini düşünmüyordunuz. cebinize para giriyordu, makam mevki sahibi oluyordunuz ve bu nedenle tüm yanlışlara göz yumup kendinize "islama hizmet ediyoruz" yalanını söylüyordunuz.

    işte, ne zaman hüseyin gülerce'yi görsem aklıma hep istemsizce bunlar gelir. ha, hüseyin gülerce böyle biridir diye mi söylüyorum. haaayır, hüseyin gülerce hiç böyle biri olur mu? sadece benim içimden böyle şeyler geçiyor. tövbe bismillah.

  • ben 17 yaşımda necip hablemitoğlu'nun köstebek kitabını okuyup da bu adamın ne olduğunu çözmüş ve 17 yaşımdan bugüne (özellikle de akp döneminde) gittikçe daha güçlendiği gözlerimle görüp eleştirmişim ama hüseyin gülerce bütün ömrünü bu harekete verip 60ından sonra çözmüş ne amaca hizmet ettiğini öyle mi?

    hassiktir ordan hüseyin.