gurbetçilerin türkiye'deki kural tanımazlığı

  • böyle bir şey var. yurtdışında, daha doğrusu batılı muasır medeniyetlerde yaşayan gurbetçilerimizin, anavatanlarına gelince kuralları hiçe sayan garip davranışlar sergilemesi durumudur.
    yaşadıkları ülkenin kurallarını harfiyen yerine getiren gurbetçilerimiz, ülkemize tatile geldikleri sıralarda nedense ipi çözülmüş gibi kuralları çiğneme girişimlerine şahit olmuşuzdur bir çoğumuz.

    başıma gelen bir kaç olaydan bahsedeyim ki ne demek istediğim daha iyi anlaşılsın.

    bundan bir kaç yıl önce, bir yaz günü, püfür püfür esen rüzgardan daha fazla yararlanmak için motosikletle gezintiye çıkılmıştır. öndeki aracı takriben 50-100 metre uzaklıktan takip etmekteyken arabadan atılan sönmemiş sigara izmariti gömleğimden içeri girer. panikle durup yanan göbek bölgesinden sigara çıkarılır ve arabayı yakalamak için peşinden gidilir.
    yaklaşık 5-6 km sonra arabayı yakaladım, baktım yabancı plaka. yanına yanaştım, elimle camı açmasını söyledim. cam açılana kadar içeridekileri görmediğim için arabanın içinde oturan iki kadına avrupa'da da pisliklerinizi sokağa mı atıyorsunuz diye sordum, cevap gelmeyince elimdeki izmariti arabanın içine atarak uzaklaştım.

    bundan yaklaşık 6 ay önce, işe gitmek için acele bi halde pastaneye girip bir kaç hamurlu gıda alayım dedim. sırada beş kişi falan bekliyor, sıra bana gelince içeri yeni giren çomar görünümlü bir adam, iki tane simit versene ordan dedi. pastaneci simitleri vermeye teşebbüs edince ben, biz hayvan mıyız burda dedim. adam, görmedim kardeşim dedi. halbuki sıradaki beş kişi de gayet görünür, insan formundaki canlılardık. dışarı çıktım, adam hollanda plakalı arabasına biniyordu.

    bir hafta önce, iki şeritli ve ortalama 70 km hızla gidilen bir yolda ilerliyorum. önümdeki araba şeridi ortalamış ve sağdan soldan araç geçmeyecek şekilde 20 km hızla ilerliyor. selektör yapıyorum, değişen bir şey yok. korna çalıyorum, el kol yapıp aynı şekilde ilerliyor. ne sağa yanaşıyor, ne de hızlanıyor. yaklaşık bir km böyle gittikten sonra yanına yanaşıyorum. bizim gurbetçi yanındaki hatunla muhabbet ediyor. geldiğin dağda da böyle mi kullanıyorsun diyorum, s.ktir deyip gazlıyor. araç fransız plakalı.

    dün akşam, tek şeritli ve dar yolda rampa aşağı ilerliyorum. önümdeki araç ani bir fren yapıp geri vitese takıyor. korna çalmama rağmen aldırmayarak geri gelmeye devam ediyor. geri giderek aracıma çarpmasını önlüyorum. ne yapacak diye merak ederken yaya dolu kaldırıma çıkıyor öküz. hem yayaların üzerine sürüyor hem de yaya yolunu kapatıyor. arabanın altı vurunca vazgeçiyor, kaldırımdan inip yoluna devam ediyor. bu da alman plakalı olduğu için yanına çekip ne yaptığını sormaktan vazgeçtim.

    bu adamlar ülkelerinde bırak kaldırıma çıkmayı, yaya görünce 100 metre önceden yavaşlayan insanlar. türkiye'de zaten kuralları takmayan bir çoğunluk trafikte dolaştığı için araziye uyum mu sağlıyorlar, yoksa çobanın peşinden giden koyun misali hareket mi ediyorlar pek anlayamadım. bu ikili davranış biçiminin açıklanmaya muhtaç olduğunu düşünüyorum. yoksa ülkelerine dönünce bir kaç tanesi, yah mahmuth bir dayakh yedim türkiye'de ki sormah, diye eşe dosta anlatabilir.