gençler artık çalışmak istemiyor

  • ben niye çalışmak isteyeyim? yaşım 30 2 senedir evliyim eşimle ilk defa bir araya geldik. çünkü ben işim dolayısı ile oradan oraya savrulmak zorundayım. çünkü büyüdüğüm istanbul'da artık yaşanmıyor. memleketimde ise iş yok.

    güzel bir ilçeye taşındık küçük ama kötü değil çok şükür ancak 15bin lira kiraya anlaştık. şehirde doğalgaz yok henüz. evimizi taşıma derdindeyiz şu sıralar nakliye, depozito, ilk ayın kirası ve git gel diğer giderler toplam 60bin lirayı buldu şu an. eşinle ayrı geçirip zar zor kenara attığın birikiminin bir kısmı çat diye gitti bak. şak diye.

    geçen sene düğün altınlarını satıp 2011 model bir fiesta alabildik onun da borcu önümüzdeki ay bitecek. aracın ederi 15bin dolar, avrupa'da aynı araç muhtemelen 2-3bin dolar. yazık değil mi?

    kiradan kurtulalım ulan lanet olsun 10-15 sene borç ödeyelim kira yerine diyoruz ve ev kredisi soruyoruz bakın en baba banka 500bin lira kredi veriyor. oğlum 2 milyon liradan aşağı bir daire alamayacağım zaten, benim 1,5 milyon lira param yok ki. olsa bile faize yatırır aylık 50bin lira gelir elde ederim.

    hanım diyor ki yav ikimiz de çalışıyoruz neden bir tatile gitmiyoruz. çünkü koştur koştur hiçbir şeyden tat alamayacağım 3 günlük bir tatile 30bin lira bayılmak istemiyorum.

    bakın bu ülke insana kendini enayi gibi hissettiriyor.

    düzenli bir hayatım olmadı ki ticarete girip risk alayım. 6 senedir şantiye şantiye dolaşıyorum.

    bu ülkede yeteneği ölçecek bir mekanizma yok.

    bu ülkede bize 60 yaşından önce emeklilik yok.

    almanca çalışalım göçelim diyoruz 2 sene kendimizi gömüp her gün aynı disiplinle çalışmamız gerekiyor ve sonu da garanti değil. gittin sefil olmayacağının da garantisi yok. bir de ben almanca mı çalışayım kariyer mi yapayım çocuk mu yapayım yoksa memur zihniyetiyle bunların hiçbirini düşünüp sorgulamadan her gün ciğeri 5 para etmez insan müsveddeleri tarafından mobing yediğim işime mi gideyim?

    tek hedefim borsadan vs sermayemi arttırıp ekonomik özgürlüğümü elime alıp bu piç kurularından kendimi kurtarmak.

    işte anca o zaman kendi memleketimde özgürce yaşayabilirim.

    işte benim hayattaki tek hayalim bu. çalışmamak. benim gibi üretmekten iliklerine kadar haz alan bir adam bile şu an bunların hiçbirini sikine bile takmıyor.

    ülke elden gitmiş sokaklarda it gibi sığınmacı sürüsü, züppe piçleri kokain partilerinde eskortları götürür, kusura bakmayın bu dünyanın enayisi biz değiliz.

  • internet sayesinde her şeyden haberleri var ve kölelik etmek istemiyorlar. bir insan çalışarak evini arabasını alabilmeli, ailesine bakabilmeli. biraz da olsun kültürlenebilmeli. hangisini vaat ediyorsunuz ?

  • artık genç işsizliğine ne bahane yaratacağınızı şaşırdınız. ortada korkunç bir rakam var. üstelik "okuyor" diye işsiz kabul etmediğiniz kişiler bu rakama dahil değil, düşünün neden olduğunuz felaketi.

    çalışmak istemiyormuş. peki evlenmek istemiyor mu? hiç hayali yok mu? annesinden babasından para istemek koymuyor mu? akademik başarıların 5 para etmemesi normal mi? gelecek kaygısı çekmiyor mu? daha neler neler eklenir bu listeye. benim çevremdeki gençlerin yarısından fazlası işsiz. şaka değil bunlar.

  • fatih altaylı'nın köşe yazısında dile getirdiği tespit.

    gerekçe ise kronik yüksek enflasyon, gelecek belirsizliği, düşük maaş gibi sıkıntılar.

    üniversiteyi bitirmiş ve meslek sahibi olmuş çoğu genç çalışmaya değmediğini, elde ettikleri kazancın emeklerine karşılık gelmediğini ve bazı durumlarda çalışmamanın daha karlı olduğunu belirtmiş.

    şöyle demiş fatih altaylı:

    --- spoiler ---

    birkaç gün önce gazetede bir grup gençle oturduk sohbet ediyoruz.

    20’li yaşların ortalarında, üniversiteyi yeni bitirmiş, pırıl pırıl, her şeye rağmen neşeli ve keyifli gençler.

    hepsinin bir işi var.

    kimi 1 kimi 2 yıldır çalışıyor.

    ne yapmak istediklerini soruyorum.

    bir ikisi hariç yanıtları şaşırtıcı:
    çalışmamayı ve evde oturmayı düşünüyorlar.
    nedenini soruyorum.

    “çok daha rahat ve daha az masraflı” diyorlar.

    aldıkları maaşlar asgari ücretin biraz üstü.
    aldıkları ücret iş yerine gelip gitme ve işyerinde yemek masraflarını ve giyim masraflarını karşılamıyormuş.

    “evde oturunca ailemize daha az yük oluyoruz” diyorlar.

    biri “abim 32 yaşında 4 senedir evde oturuyor.

    süper rahat etti. ben de ona katılacağım” diyor.
    ilerde maaşlarının artacağına dair beklentileri yok çoğunun.

    “abi de ki dayandık. şirket batıyor. hop kapı önüne. yeniden iş bulmak zor. bulsan da aldığın maaş yine başa dönüyor. gerek yok çalışmaya” diyor biri.

    bazı arkadaşları partiye kaydoluyormuş. onların iş bulması daha kolay oluyormuş ama daha torpilli bir partili gelince onların da işi garanti olmuyormuş.

    birkaçı şansını yurt dışında denemek istiyor.
    “abi iş önemli değil. üniversite bitirdim ama benzincide de çalışırım. 2-3 bin euro kazanırım” diyor.

    “evlilik, aile kurmak” diyorum.

    hep beraber gülüyorlar.

    “abi ne evliliği. parasız evlilik mi olur.”

    “peki ilişki?”

    “o da yok abi.

    haftada bir dışarı çıkıyoruz.

    iki bira.

    kız erkek aynı kafadayız. seks ortak ihtiyaç.

    yaparız, kaçarız.

    iki bira parasını zor bulan adam nasıl evlensin.

    böyle iyi.”

    “peki bira içmeyenler?”

    “onlar da nargileci.”

    ilginç olan keyiflerinin gayet yerinde görünmesi.

    iki gündür bu çocuklarla yaptığım sohbeti düşünüyordum.

    genç işsizliği olmuş yüzde 27.4.

    asgari ücret yeni olmuş 2 bin 324 tl.

    iş bulmak mı daha iyi yoksa bulmamak mı gençler bunu hesaplamaya çalışıyor.

    dünün sorusu ise “gençler niye evlenmiyor?”

    müesseseye saygı yok diye mi?

    zihinlerinde kaygı çok diye mi?

    --- spoiler ---

    https://m.haberturk.com/…da-sengor-aslinda-ne-diyor