genç annelerdeki bebeğime dokunma şımarıklığı

  • yazilanlara soyle bir goz gezdirdim. gozume carpan tum yorumlar saglikla iliskiliydi. dokunma yoluyla bulasabilecek hastaliklardan soz edilmis. haklilik payi var; ama benim deginmek istedigim konu baska: kisilerarasi mesafe.

    bir mekanin nasil kullanildigi kulture, toplumlarin gelismisligi, nufus yogunluguna, bireye, baglama degiskenlere bagli olarak degistirmektedir. yine bu degiskenlere bagli olarak kisilerarasi mesafeler belirlenmektedir. bu mesafeler ise ozerklik, denetim ve mahremiyet ile ilgilidir ve soyle siniflandirilmistir:

    1. kamusal mesafe: kamuya acik alanlarda insanlarin birbirleri arasindaki mesafe.
    2. sosyal mesafe: tanidik insanlarin etkilesimde bulunurken aralarindaki mesafe.
    3. bireysel mesafe: yakin arkadaslar ve aile ile etkilesimde bulunma mesafesi.
    4. ozel mesafe: sarilma, dokunma, fisildama mesafesi.

    turk kulturu, yuksek temasli kultur olarak siniflandiriliyor. yuksek temasli kultur hem fiziksel hem de iletisimsel olarak temasin yuksek oldugu kultur anlamina geliyor. cinsiyetler arasindaki temas cok daha dusuk olsa da arada belirli bir yas farki bulunuyorsa cinsiyetler arasindaki temas kabul goruyor ve dolayisiyla artiyor. hatta cinsel tacizlerin onunu de bu durum aciyor. koskoca adamlar, kucucuk cocuklari "sevme" bahanesiyle taciz ediyorlar ve bu durum "yetiskinler cocuklari tabii ki sevebilirler, sevecekler" diye savunuldugu icin varligini surduruyor.

    o is oyle degil. oyle olamaz.

    cocugun henuz kendisini ifade edecek bilissel gelismislikte olmamasi, sizin ona istediginiz gibi dokunabileceginiz anlamina gelmiyor; cunku siz, bir insanin ozel alanina girmis oluyorsunuz ve onun cocuk olmasi bu gercegi degistirmiyor. onun cocuk olmasi ya da sizin ondan daha guclu bir yetiskin olmaniz, ona her istediginizi yapabilme hakki vermez. ayrica, o kadar kucuk bir cocukla anne ve babasindan izin almadan fiziksel temasa gecmeyi dogru bulmuyorum. daha buyuk yastakiler icinse cocugun kendisinden izin alinmasi gerektigini dusunuyorum. cok yakininiz olmayan, hatta tanimadiginiz bir insanin gelip sizi minciklamasi, sapur supur opmesine iliskin neler dusunup hissedeceginize iliskin bir dusunun; siz de ona gore davranin.

    bunlari neden mi anlattim? kisilerarasi mesafe diye bir durumun bireysel rahatligimizi saglamada, kendi ozerkligimizi ve denetimimizi surdurmede, mahremiyetimizi korumada cok buyuk bir onemi var; ama cogu insan bunun farkinda degil. birbirimizin mahremiyetine sozel olarak muhahalede bulundugumuz yetmiyormus gibi ozel alanlarini fiziksel olarak da isgal ediyor ve hatta bunu kendimize hak goruyoruz. kosullarin insanlari dip dibe bulunmak zorunda birakmasi bir yana, birbirimizin mesafelere dikkat etmeyi ogrenmedigimiz surece sinir kupu halinde dolasmayi surdurecegiz. kamusal alanlarda cikan kavgalarin bir kismi bencillige varan bu ozensizlik nedeniyle cikiyor.

    ozetle, bu tartisma saglikla sinirlandirilamayacak kadar buyuk bir soruna isaret ediyor.

    duzeltme: yazim yanlisi giderildi. kerim89'a cok tesekkurler.

  • benim oğlum henüz 8 aylıkken o çok yakın denen bir şahıstan rsv virüsü aldı. ağzı burnu aka aka geldi bebeğimi mıncıkladı sevdi. şımarıklık olmasın diye ses etmedim. nihayetinde ciğerlerine inen rsv ile günlerce hastanede kaldık. küçük yaşta rsv benzeri hastalıklar geçiren çocukların çoğunda kronik bronşiolit oluyor. şuan oğlum 4 yaşında. bizim ikisi evde ve biri arabada olmak üzere 3 tane nebulizatörümüz var. yazın tatile giderken bile yanımızda taşıyoruz. ciğerleri hırıl hırıl. ventolin taşikardi yapıyor birde ama ne yapalım mecbur kalıyoruz. çok uzun zamandır koruyucu amaçlı kortizonlu fısfıslar kullanıyoruz.

    siz her boku çok iyi biliyorsunuz. biz bilmiyoruz. onlar bizim ciğerimizin en kıymetli köşesi dokunmayın diyorsak dokunmayın. her boka muhalif olmayın ve size söyleneni yapın!