geceye bir şiir bırak

  • gidersen yıkılır bu kent, kuşlar da gider
    bir nehir gibi susarım yüzünün deltasında
    yanlış adresteydik, kimsesizdik belki
    sarışın bir şaşkınlık olurdu bütün ışıklar
    biz mi yalnızdık, durmadan yağmur yağardı
    üşür müydük nar çiçekleri ürperirken

    gidersen kim sular fesleğenleri
    kuşlar nereye sığınır akşam olunca

    sessizliği dinliyorum şimdi ve soluğunu
    sustuğun yerde bir şeyler kırılıyor
    bekleyiş diyorum caddelere, dalıp gidiyorsun
    adını yazıyorum bütün otobüs duraklarına
    öpüştüğümüz her yer adınla anılıyor
    bir de seni ekliyorum susuşlarıma

    selamsız saygısız yürüyelim sokakları
    belki bizimle ışıklanır bütün varoşlar
    geriye mapushaneler kalır, paslı soğuklar
    adını bilmediğimiz dostlar kalır yalnız
    yüreğimize alırız onları, ısıtırız
    gardiyan olamayız kendi ömrümüze her akşam

    gidersen kar yağar avuçlarıma
    bir ceylan sessizliği olur burada aşklar

    fiyakalı ışıklar yanıyor reklam panolarında
    durmadan çoğalıyor faili meçhul cinayetler
    ve ölü kuşlar satılıyor bütün çiçekçilerde
    menekşeler nergisler yerine kuş ölüleri
    bir su sesi bir fesleğen kokusu şimdi uzak
    yangınları anımsatıyor genç ölülere artık

    bulvar kahvelerinde arabesk bir duman
    sis ve intihar çöküyor bütün birahanelere
    bu kentin künyesi bellidir artık ve susuşun
    isyan olur milyon kere, hiç bilmez miyim
    sokul yanıma sen, ellerin sımsıcak kalsın
    devriyeler basıyor karartılmış evleri yine

    gidersen yıkılır bu kent kuşlar da ölür
    bir tufan olurum sustuğun her yerde

    (bkz: gidersen yıkılır bu kent)
    (bkz: ahmet telli)

  • tütün tiryakisi bir oruçlunun gazeli

    vezinli olsun müezzin vaktinde oku daha
    kuşluktan başlıyorum ağır ağır sarmaya

    beni otla sınayan ve dumanla sınayan
    ve yangınla sınayan tanrı’yı sınamaya…

    haşa allah’ım haşa, beni tutuyor sular
    çaylar beni tutuyor, kuşlarım uyumaya

    küncüler karıncayı andırır pidelerde
    yusuf’u oruçluyken atsalardı kuyuya

    her saniyesi aklımda tanımlı ayrılığın
    her saniyesi aklımda tanımlı kavuşmaya

    sevemez bir mevsimin tiryakisi olmayan
    ondan her sevgilinin borcu var bağlanmaya

    hurma hicaz’dan gelir ve zenginlik mecazdan
    gümüş kaşların bakar birazdan dolunaya

  • ılık süt gibiydin
    sen, uf uff.
    benim ağzımda bir zehir vardı,
    beni bu dünyaya ağzımda,
    hoh,
    bu zehirle bıraktığında
    ben senin kötü olduğunu
    anlamamak için,
    çok çalıştım.
    benim seninle ilgili
    bildiğim her şey bir
    yalandı. buna çalıştım.
    tersinden bir adaletsizliği
    anlamam gerekti benim,
    ve ben
    hoh,
    ben bunun için bir afrikalı gibi çalıştım.
    ılık süt gibi,
    ılık süt gibi olduğun,
    hooohhh
    benim uydurmamdı.

  • bir zamanlar kendimi
    bulunmaz hint kumaşı sanmıştım.
    kaç metredir benim yokluğum?
    benden daha çok var sanmıştım.
    benim yokluğumdan dünyaya
    bir elbise çıkar sanmıştım.
    dünyanın çıplaklığına bakmaya utanmadan
    sonunda ben de alıştım.
    ah...dedim sonra,
    ah!

  • karadutum, çatal karam, çingenem
    nar tanem, nur tanem, bir tanem
    ağaç isem dalımsın salkım saçak
    petek isem balımsın, ağulum
    günahımsın, vebalimsin. dili mercan, dizi mercan, dişi mercan
    yoluna bir can koyduğum,
    gökte ararken yerde bulduğum,
    karadutum, çatal karam, çingenem,
    daha nem olacaktın bir tanem?
    gülen ayvam, ağlayan narımsın
    kadınım, kısrağım, karımsın.. ıı sigara paketlerine resmini çizdiğim,
    körpe fidanlara adını yazdığım,
    karam, karam,
    kaşı karam, gözü karam, bahtı karam
    sıla kokar, arzu tüter
    ılgıt ılgıt, buram buram.
    ben beyzade, kişizade,
    her türlü dertten topyekun azade
    hani şu ekmeği elden suyu gölden.
    durup dururken yorulan,
    kibrit çöpü gibi kırılan,
    yalnız sanat çıkmazlarında başını kaşıyan,
    artık otlar, göstermelik atlar gibi bedava yaşayan,
    sen benim mihnet içinde yanmış kavrulmuşum. netmiş, neylemiş, nolmuşum,
    cömert ırmaklar gibi gürül gürül,
    bahtın karışmış bahtıma çok şükür.
    yunmus, yıkanmış adam olmuşum. karam, karam
    kaşı karam, gözü karam, bahtı karam
    sensiz bana canım dünya haram olsun... şiir:bedri rahmi eyüboğlu

  • "bir misafirliğe gitsem
    bana temiz bir yatak yapsalar
    her şeyi adımı bile unutup
    uyusam..."

  • uyumayacaksın
    memleketinin hali
    seni seslerle uyandıracak
    oturup yazacaksın
    çünkü sen artık o sen değilsin
    sen şimdi ıssız bir telgrafhane gibisin
    durmadan sesler alacak
    sesler vereceksin
    uyuyamayacaksın
    düzelmeden memleketin hali
    düzelmeden dünyanın hali
    gözüne uyku giremez ki...
    uyumayacaksın
    bir sis çanı gibi gecenin içinde
    ta gün ışıyıncaya kadar
    vakur metin sade
    çalacaksın.

    (bkz: melih cevdet anday)
    #hayır!