gardiyan kadın teorisi

  • (bkz: beyefendiye literatür gönderelim)

    "her nasıl erkek ve dişi -biyolojik anlamda- birbirlerinin değil ama türlerinin kurbanıysa, karı ve koca da kendilerinin yaratmadığı bir kurumun* boyunduruğu altında ezilirler. eğer erkeğin kadını baskıladığı fikri ileri sürülürse, koca yapılan bu haksızlığa içerler; baskı görenin kendisi olduğunu düşünür – ki öyledir de; ama gerçek şudur ki erkekler tarafından, erkeklerin menfaatleri gözetilerek oluşturulmuş maskülen kurallar, kadının yerini her iki cinsiyet için de bir zulüm kaynağı olmasına neden olacak şekilde konumlandırmıştır."

    "biologically - males and females are never victims of one another but both victims of the species, so man and wife together undergo the oppression of an institution they did not create. if it is asserted that men oppress women, the husband is indignant; he feels that he is the one who is oppressed - and he is; but the fact is that it is the masculine code, it is the society developed by the males and in their interest, that has established woman's situation in a form that is at present a source of torment for both sexes."

    -simone de beauvoir

    yani diyeceğim o ki yazar kardeş bahsetmeye çalıştığınız sorun yeni keşfedilmiş olmadığı gibi sayın simone de beauvoir tarafından etraflıca incelenmiştir. toplumumuzun sorunu erkek ya da kadın değil maskülenliktir. bu yüzden feminenlik sözcüğü ile kökünü paylaşan feminizm de yalnızca kadının hakkını değil, kadın ve erkeğin hakkını birlikte savunur. eril deyince size bir gülme geliyor biliyorum ama eril de maskülenin öz türkçesidir. tereciye feminizm satıyorsunuz, komik oluyor...

    edit: türkçe çeviri eklenmiştir.