galip tekin

  • türkiye gibi gerçeğin, hayal edilenden bile daha korkunç olabildiği bir ülkede, bilim kurgu , metafizik , gerilim , gerçeküstücülük, bilinçaltı temalı olağanüstü çarpıcı kimi zaman kısa, kimi zaman uzun süreli çizgi roman eserleri vermiş büyük üstadıdır.

    çizdiği dergileri okurken mizahi sayfaları tebessüm ile geçer ve sıra galip tekin'in sayfasına geldiğinde evin gölgeli karanlık bir köşesine oturur öyle okurdum.

    yeryüzünde (bkz: ridley scott) (bkz: stanislaw lem) gibi kişilere denk düşen bir hayal gücü vardı ve gölgeler diyarının soğukkanlı anlatıcısıydı.

    galip tekin'in ölmüş olması da, onun sayfalara çizilmiş bir öyküsüdür sadece. hayalleri, onun ölmesini de işlevsiz kılmıştır. tıpkı bu entrynin de hikaye ve kurgunun bir parçası olduğu gibi.

    bir milyon yıl ileri ya da geri gidip gelen bir adam öldü mü diyorsunuz? hadi canım sende ! hikayenin bir yerinde galip'in ölmesi gerekiyordu. devamı haftaya belki kim bilir?

  • son acayipliğini bana yapmış çizer insan.

    şöyle ki...

    çok iyi bir arkadaşım galip tekin'i iyi tanıyor, ona abi diyordu, arada sırada ufak tefek işlerini yapıyordu.

    90'larda kemancı'ya gittiğimizde, bu arkadaşım, galip abi'nin minicik odasına uğrar, selam verirdi, sonra biz içeri geçerdik, galip tekin de bilgisayarda neyle uğraşıyorsa, işine geri dönerdi.

    bir gün bu arkadaşıma bir silah emanet etmiş ve silahı ankara'ya götürmesini rica etmiş. arkadaşım bunu bana anlatmıştı, çok özel bir tabancaymış.

    yıllardır aklıma bile gelmeyen bu saçma anı, dün gece 3:30'da uyanmamla aklıma geliverdi. "acaba silahı kime göndermişti, nasıl bir silahtı, arkadaşımı polis o silahla yakalasa ne olurdu" diye düşünürken uykum kaçtı ve yaklaşık 10 saattir ayaktayım.

    az önce ölüm haberini okuduğumda inanamadım, yemin ederim galip tekin son garip hikayesini yazdı uykumu bölerek.