gürses opel rezaleti

  • rezalete uğrayan kişi amacına ulaşmış.
    ekşicilerin tepkisini çekmesi için şirkete o kadar yazı döşeyen kişi çıkarını elde ettikten sonra entry'i siliyor.

    ekşiciler yine bir mendil gibi kullanılıp kenara atıldı. :)

  • gerçek bir rezalet.

    ya şöyle olsaydı: yetkili servise emanet ettiğiniz arabanızla firma personeli gezip tozuyor. bu sırada aşırı sürat yapıyor ve bir yayayı eziyor. panik olup kaçıyor. yaya kazanın etkisi ile hayatını kaybediyor. bu arada görgü tanıkları/ kamera kayıtları aracın marka/model ve plakasını kayıt altına alıyor.

    araç size teslim ediliyor. teslim tutanağı gargaraya getirilerek imzalatılmıyor. siz de alışık olmadığınız için ve aracınıza kavuşma heyecanı ile aklınıza bile getirmiyorsunuz teslim tutanağı istemeyi. düşünün, kaçınız aracını servisten alırken size tutanak gösterilmese bunun için ısrarcı olursunuz.

    birkaç gün sonra polis kapınızı çalıyor ve aracınızın ölümlü bir trafik kazasına karıştığını bildiriyor. kelepçelenerek savcının karşısına çıkıyorsunuz. savcı tutuklu olarak yargılanmanıza karar veriyor. avukatınız servise başvuruyor. o da ne? servis aracı size günler evvel teslim ettiğini beyan ediyor.

    yıllarca, ilişkiniz olmayan bir suçun cezasını hapis yatarak çekiyorsunuz. tüm bunların sebebi, dünya çapında bir araba markasına ve onun yetkili servisine duyduğunuz güven. onların müşterisi olmanız.

    anlatılan olaydan sonra, bu yazdığım varsayımın asla gerçekleşmeyeceğini düşünen birisi kaldı mı acaba? işte bu kaybedilen şeyin adı müşteri güveni ve ticari itibar.

  • kriz yönetimi konusunda tez yazmış bir iletişimci olarak söylüyorum. bir kurum nasıl kendini bu derece batırır, kurumsal algısını ve marka değerini nasıl bu kadar yerin dibine sokar aklım almıyor. 2016 yılında hala kriz yönetiminden bihaber kişilerin böyle kurumsal diye tabir edilen markalarda görev alması içimi sızlatıyor. hadi acil kriz durumları için bekleyen bir kriz yönetim ekibiniz yok da sizin hiç mi pr sorumlunuz yok? müşteri memnuniyetini sağlamak adına çalışan personeliniz ne iş yapıyor? kurumun yapacağı iş aslında gayet basitti.

    - öncelikle bir kriz masası oluşturup yönetimle koordineli olayı inceleyecekti
    - hatayı kabul edip özür dileyerek mağduriyetin giderilmesi adına hızlı bir şekilde çalışacaktı
    - yapılan her adımı tek tek yönetimden bir kişi arayıp müşteriye bilgi verecekti.
    - müşterinin mağduriyeti giderildikten sonra aracı geri alıp aynı aracın sıfırını hediye edecekti. hadi bu yapılmadı mağduriyet tamamen giderildikten sonra kurumsal prestij için ücretsiz bakım, kasko gibi ufak hediyeler verilecekti.

    peki siz ne yaptınız?

    - hatayı müşteriye yüklediniz.
    - sizin personelinizin sarhoş ve ehliyetsiz olarak arabayı servisten çıkarıp başka bir araca çarpması yeterince rezil bir olay değilmiş gibi karşı tarafın ücretini mağdura ödetmeye kalktınız.
    - müşteriyi geri kazanmak yerine dava açarsanız anlaşmayı çekeriz ona göre diye tehdit ettiniz.
    - müşteriyi kendi hatası olmamasına karşın otoparkta araç peşinde koşmak, kaza yapılan şahısla görüşmek zorunda bıraktınız. zamanını, enerjisini, sabrını, moralini, güvenini yediniz.
    - anlık ve interaktif bir ortam olan sosyal medyadaki tepkileri ciddiye almadınız. nasılsa yazarlar yazarlar susarlar sandınız.
    - müşteriyle tartışmaya girerek eşinize dostunuza burada karşı yazı yazdırdınız.
    - koskoca opel türkiye olarak olaya el koyup krizin büyümesini engelleyebilecekken kardeşler kebap salonu mantığı ile müşteriyi arayıp "naptın bayiyle anlaşabildin mi?" diye saçma sapan sorular sordunuz. işi uzattınız yokuşa sürdünüz.

    arkadaşım hadi kriz yönetimini bilmiyorsun bari tarihte yaşanmış örneklere bak. aç domino's pizza krizini incele. adamların dandik bir şubede 2 personel yüzünden nasıl küresel çapta kriz yönetimi yaptığını gör. bu olay yüzünden koskoca ceo'nun youtube'da video çekip nasıl özür dilediğini krizin tekrar yaşanmaması adına ne gibi önlemler aldığını anlatmasını izle. bu işler esnaf mantığı ile çözülecek işler değildir. siz kendinize göre belki 1 sıfır araba bedelinden kurtuldunuz ya da 20-30 bin tl ekstra masraftan kurtuldunuz ama milyonlarca lira reklamla bile kapatamayacağınız yaralar açtınız hedef kitlenizde. günümüzde en etkili pazarlama yöntemlerinden biri word of mouth marketing'dir. yani ağızdan ağza pazarlama diyoruz biz buna. siz opel'in televizyonda reklamını görürsünüz geçersiniz. bu reklamları her firma veriyor ve tüketici reklam olduğunun farkında. araç arayışındaki biri için seçici bir özelliği yok. fakat bir dostunuz size gelip "gürses opel mükemmel bir firma inanılmaz iyi bir servisi var" demesi bu olayı örnek vererek "bir tanıdık şöyle bir sorun yaşadı hemen şu şekilde çözdüler" demesi otomatikman sizi ve opel tercihini birinci sıraya yerleştirir. tam tersi de aynı negatif etkiyi gösterir. kendinizi opel ile alakası olmayan araç alma fikrine sahip sıradan bir hedef kitle olarak düşünün. biri size bu olayı anlatsa kendinizi kafadan elemez misiniz?

    burada krizi çözmüş olsaydınız belki de krizi fırsata çevirebilecek ve krizden daha güçlü bir şekilde çıkabilecektiniz. ama yaptıklarınızla şimdi burada binlerce kişi sizi aklına kazıdı. binlerce kişi aracını size bıraktığında güven duymayacak. bu yüzden diğer alternatiflere yönelecek. binlerce kişi siz fiyat verdiğinizde "olsun odak opel bin ikibin daha pahalı ama hiç değilse güvenilir" diyecek. tercih edilmeyeceksiniz. kısa vadede üç kuruş kazanmışken uzun vadede zarara gireceksiniz. üstelik olay opel turkiye ve opel global tarafından da takip ediliyor şimdi. kendi markanız tarafınızdan global ölçüde mimlenecek belki yaptırıma uğrayacaksınız. dua edin de opel global marka değerini zedelediğiniz için size dava açmasın. kendi elinizle, el birliği ile koskoca bir dealer nasıl yerin dibine batırılır şeklinde pr bölümlerinde tez konusu olacak seviyeye getirdiniz kurumu. zor iş gerçekten. bravo.

  • edit 2 (bilgilendirmek amacli): (yine arkadasimin kendi yazisiyla) araç benim üzerime değil şirket aracı (arabayı aile dostumuzdan aldık ama üzerinde rehin olduğu için tescil işlemini bu aya ertelemiştik). ben hasardan dolayı aracı, malesef bu firmaya kasko kapsamında yapılması üzere vermiştim. olaylar bu noktaya gelince de aracın vekaleti bana verildi ve tüm işlemlerini ben takip ediyorum. herkes ne kadar sabırlı olduğumu söylemiş, aslında şirket aracı olduğundan prosedürlerle uğraşmayı istemediğimden olayı kısaca çözmeye çalışmıştım. şirket bana yasal bir zeminde çözme imkanı sunmayınca, olayı hukuki sürece taşıma kararı aldım.

    edit: arkadaşım az önce arayıp son durum hakkında bilgi verdi ben de onun ağzından paylaşıyorum;

    öncelikle, verdiğiniz destek için çok teşekkür ederim, biraz önce şirketin hasar yetkilisi tarafımı arayıp eğer bu başlığı silmezsem hakkımda suç duyurusunda bulunacaklarını söyledi. hem suçlular hem güçlüler, hatalarını kabul etmek yerine beni baskı altına alıp tehdit ediyorlar.

    konu opel türkiye'ye iletilmiş akabinde şikayet dosyası açılmıştır. opel türkiye yetkilisi beni sık sık arayarak anlaşmaya vardınız mı diye sordu ve ben de en son taahhüt ettiklerini yazılı beyan yani sözleşme ile zabıt altına alırlar ise kabul edeceğim ama herşeyin fiyatı ve süreci açık ve net şekilde yazılmalı dedim. opel türkiye durumu bayiye ilettiğini söyledi. bayi de beni arayarak böyle bir sözleşme yapmayacaklarını genel kurullarının bunu kabul etmediğini zaten iş emri açacaklarını söyledi ben de reddettim. bunu da opel türkiye'ye söyledim artık dava etmekten başka çarem olmadığını güvenmediğimi söyledim ve opel türkiye bana magduriyetimin giderilmesi için anlaşma durumunda, taahhüt edilenlerin yapımını takip edeceklerini söyledi, anlaşmaz da dava yoluna gider isem şikayet dosyasını kapatacağını ilettiler.

    durumu öğrenir öğrenmez savcılığa suç duyurusunda bulunmuştum, insana mı çarptılar devletin malına mı zarar verdiler bilmediğim için kendimizi garanti altına almak adına hemen savcılıkla alakalı başvurularımı tamamlamıştım.

    not: özelden bir çok mesaj atıldı ve hala atılıyor, ilginiz için kendi adıma da teşekkür ederim. mesajların hepsi bu konu hakkında olduğu için yarın iş yerinde arkadaşıma gösterip cevap vereceğiz.

    bir arkadaşımın başına gelen olayı aktarıyorum.

    özet geç diyenler için: gürses opel yetkili servisine bıraktığım aracım, hasar danışmanı tarafından bayiden çıkartılıp alkollü ve ehliyetsiz bir şekilde kaza yapılmıştır. bundan dolayı aracım trafikten men edilmiş ve yürümez hale gelmiştir. yetkili servis ise hatanın bedelini kendi istedikleri şekilde karşılayacaklarını söyleyip hukuki sorumluluklardan kaçınıyorlar. ben yapıcı yaklaştıkça güvence vermedikleri için de yaklaşık 2 aydır mağdur edilliyorum.

    arkadaşımın anlatımıyla;

    27.08.2016’da gürses motorlu araçlar alım satım tic. a.ş. yenisbosna bahçelieveler/istanbul şubesi’ne chevrolet markalı aracımın sağ çamurluğu ve sağ ön tamponundaki çizikler yüzünden kasko kapsamında yapılması için bıraktım. yaklaşık bir hafta sonra arabanın yedek parçalarının yurtdışından geldiği için yapımının bayramdan sonraya kalacağını şirket teknik servisi yetkilisi telefonla iletti.
    aracın fotoğraflardan da görüleceği gibi sadece sol çamurluk ve ön tamponunda bir sorun olmasına ragmen yaklaşık 3 hafta sonra rot balans ayarına girdiğinde yürüyen aksamında sorun olduğunu, tekerde içe doğru eğilme olduğunu bu yüzden de yürüyen aksamının tamamen değişeceğini, yurtdışından bu parçaları sipariş ettiklerini ve parçanın 30.09.2016 tarihinde geleceğini söylediler.

    aracımın servise teslim ettiğim hali: http://i.hizliresim.com/qq50va.jpg

    arabada kalan ogs’mi almak için firma hasar danışmanı ile iletişime geçtim. fakat kendisi babasının 1 kere kalp 1 kere de beyin ameliyatı(!) geçirdiğinden dolayı daha sonradan benimle iletişime geçeceğini söyledi;
    http://i.hizliresim.com/9gz3m9.jpg
    http://i.hizliresim.com/qe0ag3.jpg
    http://i.hizliresim.com/mkqbd6.jpg

    daha sonradan benim ısrarlarım sonucu aracın test sürüşünde kaza yaptığını damperli kamyonun çarpıp kaçtığını, aracımın otoparka çekildiğini ve aracı ordan cıkarmak için hasar danışmanına(kendisine) vekalet vermemi soyledi. velhasıl kelam, ben nihayetinde aracımı, plaka sorgulayarak çekildiği otoparkı buldum bir de baktım ki aracım neredeyse pert halde ve trafikten men edilmiş. otoparkta çektiğim fotograflardan gorebilirsiniz;
    http://i.hizliresim.com/xdgjpo.jpg
    http://i.hizliresim.com/by1aby.jpg
    http://i.hizliresim.com/dxraoz.jpg

    aracın otopark belgesini çıkarttım.
    http://i.hizliresim.com/0yxaed.jpg

    aracım 10 eylül gibi tamir edilmiş, hasar danışmanı tarafından müşteriye teslim edeceğim diyerek alınmış ve aynı şahıs, 18 eylül saat 02:00 gibi florya şenlikköy polis karakolu’nun önünde kaza yapmıştır. kendisi alkollü(1.74 promil) ve ehliyetsizmiş. aracın tamir edildiği günden kaza yaptığı güne kadar da toplamda 115 km. yol yapılmış.

    kaza raporu: http://i.hizliresim.com/5y03dm.jpg
    http://i.hizliresim.com/a3vv17.jpg

    olaylar bundan sonra başladı, kaza raporuna göre hasar danışmanının ehliyetsiz yakalanmış (ehliyeti muhtemelen öncesinde de alkolden alınmış) ve park halinde 2011 model opel bir araca çarpmış. benim aracımda en az 15.000 tl hasar, karşı tarafta da aynı şekilde en az 15.000 tl hasar var 8değer kaybını hesaba katmıyorum bile).

    şirket tarafına gelince, hatalarını telafi etmek için pek birşey yapmıyorlar, aracımı satın alın diyorum yok efendim biz sadece 0 araç satışını desteklemek için 2.el araç alıyoruz diyorlar. aracımı yaptırın satın aradaki değer kaybını da ödeyin diyorum, yok yönetim kurulundan karar öyle çıkmadı diyorlar. kurul kararına göre aracımı yaptıracaklarmış (kazadan kaynaklı cezaları ödeyeceklermiş), deger kaybını ödeyeceklermiş ve o sırada arabasız kaldığım sürenin araba kiralama bedelini vereceklermiş. ben de teklifi kabul edeceğimi söyleyip verdikleri taahhütler üzerinden sözleşme imzalamayı önerdim. fakat bunu kabul etmediler ve benim zaman kaybına neden olduğumu öne sürüp 1 haftalık araç kirası bedelini vermemekle tehdit ettiler. üstüne aracın tamir edildiği tarihten değil de kaza yaptığı tarihi baz alacaklarını belirterek hatanın kendilerinde olmasına rağmen küçük hesapların peşine düştüler.
    bu kadar yüzsüz olmalarından dolayı lanet olsun bir an önce anlaşayım bitsin, hasardan dolayı oluşan değer kaybını da ne olursa kabul edeceğim dedim.

    ekimin 3. haftası gibi işlemleri başlatacaktım. aracım trafikten alkol ve ehliyetsiz kullanımdan dolayı men olduğu için cezaları ödetip otoparktan çıkartacaktım. fakat beni bugün arabasına çarptıkları 2. şahıs aradı, firmanın benim ile anlaştığımı, karşı tarafın değer kaybını ödemeyi kabul etmediklerini, bana dava açarak maddi kaybını karşılayabileceğini söylemişler. ben bu konuşma üzerine artık dayanamayarak çıldırdım tabi. adamlar bana aracına çarpılan kişiyle anlaştık, faturaları ödedik herşeyi hallettik demişlerdi. sanıyorum benim aracımı teslim ettikten sonra karşı tarafın hasar ve değer kaybını bana ödeteceklermiş.

    sonuç olarak ben bu kadar rezil bir firma, rezil bir yönetim ve lakayıt tavırlar görmedim. yalanların da bini bir para. bu firmadan araç almış, bakım yaptırmış, aracınızı hasardan dolayı servise vermiş olabilirsiniz. başınıza bu tarz olaylar gelebilir ve bunlara rağmen suçlu siz çıkabilirsiniz. bunlar, müşteriye değer vermeyen, yanlışlarını örtbas etmeye çalışan ve dahası güvelmez bir firma. bugünden sonra anlaşma ihtimalim de yok, davamı açıyorum. ayrıca zaten opel türkiye’ye şikayet dosyası da açtım. umarım bunların lisansını iptal ettirip başkalarının da bu tarz bir sıkıntılar yaşamasının önüne geçerim. dit: öncelikle, verdiğiniz destek için çok teşekkür ederim, biraz önce şirketin hasar yetkilisi tarafımı arayıp eğer bu başlığı silmezsem hakkımda suç duyurusunda bulunacaklarını söyledi. hem suçlular hem güçlüler, hatalarını kabul etmek yerine beni baskı altına alıp tehdit ediyorlar.