gülseren budayıcıoğlu

  • artık etik sınırları çoktan aştığını düşündüğüm psikiyatrist. şu anda ekranda yanılmıyorsam dört tane dizisi oynuyor. gerçek hayattan alıntı kisvesi altında her hafta dramın dozunun kökletilerek hasta hikayelerinin istismar edilmesine ses çıkartmıyor.

    hadi diyelim ki bir tane farkındalık yaratmak adına böyle bir iş yaptın tv'de. mesela okb muhabbeti aslında yararlı. insanların içlerinde yıllardır tuttukları yaralarını kusmalarına ve belki psikolojik yardım almalarına sebep olabilecek bir artısı var. ancak anlaşılan bu hanımefendi bu işi bunun için yapmıyor. hatta hiçbir payı yok. salt kazanca bağlanmış bir sömürü göze çarpıyor.

    öte yandan hikayedeki kişilerden izin alınmış dahi olsa ya da hikayeleri bir ölçüde değiştirilse de o kişiler bunu izlediklerinde tekrar travmatize olabilirler. yakın çevreleri sadece onlara has detaylardan kişileri tanıyabilir. bu gibi handikapları etik sınırlar içinde es geçmelerini kafamda oturtamıyorum.

    bunun dışında toplumun psikiyatriyle barışması adına bu tür çalışmalar yapılabilir ama 3 saat süren dram pornosuna çevirmeden yapılırsa hem şu an sinirleri çok yıpranmış olan halk daha da gerilmez hem de mesaj yerine daha düzgün ulaşır diye düşünüyorum.

    ben bu dönemde ortanın bilinçli olarak bulunamadığını gözlemliyorum. ya survivor gibi tamamen uyuşturmaya yönelik yapımlar ya da halimize şükredelim tadında yapımlar pompalanıyor. (ki bu durumun nedenini neil postman'ın iletişim fakültelerinde de okutulan "televizyon öldüren eğlence" adlı kitabını okuyarak daha net anlayabilirsiniz)
    her diziye psikiyatrist şartı getirilmiş gibi. ya da insanlar tamamen alakasız bir şekilde kumlarda yuvarlanan, top atan yarışmacıları falan izliyorlar. ve ne hikmetse iki uç da acun yapımı. ve ne hikmetse işte anlıyorsunuz..

    tamam biliyorum işler güçler ya da kardeş payı tadında yapımlar ekranlarda artık yayınlanamıyor. hem eleştirel bakış açıları rtük bariyerini geçemiyor hem de insanlar entrika ile beslendiğinden sadece senin benim izlememiz ayakta durmasına yetmiyor. ancak en azından psikoloji üzerine kaliteli programlar yayınlanabilir. hem de herkes bilinçlenir. örneğin 'başka gündem' tadında programlar. ben o programı oldukça faydalı buluyorum.

    son sözüm şudur ki, hiçbir reyting, hiçbir para ya da hiçbir şöhret hasta gizliliğinden önemli değildir. elbet örnek teşkil edecek kitaplar yazabilirsin ya da filmler çekebilirsin. fakat bunu ticarete dökmek..işte bu hiç etik değil.