felsefenin faydası var mı

  • schopenhauer'ın da dediği gibi: "felsefem bana asla bir şeyler getirmedi ama çok şeyi benden uzak tuttu."

    (bkz: yaşam bilgeliği üzerine aforizmalar) s.32

  • "her insan doğal olarak bilmek ister." (aristo)

    insan dünyaya geldiği andan itibaren, içsel bir güdü olarak çevresini anlamlandırmaya çalışır. insanın bilme /öğrenme ihtiyacında , felsefe bir sonuç değil, bir süreçtir.

    dolayısıyla "insan neden öğrenmek ister ? " diye sormak, ne kadar saçma bir soru ise felsefenin bir faydası var mı diye sormak da o kadar saçmadır.

  • felsefenin fayfaları vardır ve çoktur. ancak felsefe, fayda için yapılmadığı takdirde felsefedir.

    insanlığın (özellikle batı'nın) düşünce serüveni şu aşamalardan geçerek ilerler: mitolojik dönem > teolojik dönem > felsefi dönem > bilimsel dönem > teknolojik dönem. bir ulusun medeniyet kurması, o ulusun filozoflarına bağlıdır. filozofu olmayan milletler medeniyet kuramazlar. bu bağlamda felsefe bir ulusun yücelişindeki olmazsa olmaz bir aşamadır.

    bu felsefi aşamanın yaşanabilmesi için ise düşüncenin özgür bir biçimde işlemesi ve hiçbir pratik kaygı gütmemesi gerekir. ancak bu şekilde gerçekleştirilen bir felsefi faaliyetin meyvesi yüksek bir medeniyet olabilir. felsefenin faydası budur. ama bu fayda hemen elde edilemez. sancılı süreçler sonucunda ve uzun bir süre sonra meyvelerini verir. insanlık tecrübesine kısaca baktığımızda bu durumu somut biçimde görebiliriz:

    düşünce tarihi mö 500'lü yıllarda hindistan'da, çin'de, iran'da ve ege havzasında eş zamanlı olarak başlar. hindistan'da buda, çin'de konfüçyüs, iran'da zerdüşt ve yunan'da thales felsefi düşüncenin öncüleri olmuşlardır. ancak felsefe tarihinin başlangıcı thales'tir. çünkü felsefeyi pratik bir amaç için yapmayan ilk kişidir thales.

    doğu düşüncesinde bilgi ahlaki/dinî/sosyal gayeler için istenir. yani fayda gözetilir. buna göre, mutluluk, devletin iyi yönetilmesi, toplumsal huzur ve ahlaki yaşam için biricik yol düşünmek ve bilmektir. bu yolla ruhu arındırmaktır. görüldüğü üzere doğu'da bilgi fayda için aranır.

    thales'le başlayan yunan düşüncesi ise bilgiyi herhangi bir şey için değil, bilgiyi sadece bilgi için istemiştir. thales ve öğrencileriyle başlayan bu filozofları araştırma için tahrik eden yegâne unsur meraktır, bilme isteğidir. yani geçtim kız düşürmeyi, ahlaki bir gaye için yapıldığında dahi felsefe felsefe olmaktan çıkar.

    sadece bilme iştiyakıyla yapılan felsefe faaliyetinin sonucunda büyük yunan ve roma medeniyeti doğmuştur. avrupa'da rönesansla başlayıp aydınlanmayla zirveye çıkan felsefe ve bilim faaliyetinin de en büyük referansı antik yunan'dır. hatta islam düşüncesinin cihanşümul hâle gelmesi de müslümanların 8 ve 9. yüzyıllarda yunan felsefesiyle tanışmasının sonucudur.

    özet geçecek olursak: felsefenin pratik faydası yoktur. ulusal bazda getirisi medeniyettir. kişisel bazda getirisi ise hüzündür.