fırat kalkanı operasyonu

  • yabanci yorumlari okumak isteyen reddit`teki syrian civil war bolumune bakabilir. malesef akp sagolsun türkiye olarak yurtdisinda cok olumsuz bir algimiz var. yeterli seviyede ingilizce bilen insanimiz da olmadigi icin pek kendimizi savunamiyoruz. ingilizce bilen egitimli kesimse tayyip dusmanligi yapacagim derken turkiye dusmanligi yapmak hatasina dusmus durumda.

    ic politika ile dis politikayi ayirmak gerekiyor. tayyipin dis politikasini savunacak degilim, batirdiklari asikar ama yabancilara turkiyeyi terörist ulke noktasina getirecek sekilde tezler one surmek hicbirimize bir sey kazandirmaz. elalemin amerikalisi 10 bin km oteden yorum yaparken abd askeri dunya barisini korumak icin isidle savasiyor diye yorum yaparken altina bir turkun tayyip orada kendisi icin savasiyor, ulkede referandumda oy almak icin yapiyor bunlari diye sirinlik yapmaya calismasi aci verici.

  • ışid, bir çatışmada askeri gücünün önemli bir kısmını yitirdiğinde, yani kazanma şansı kalmadığında çekilir. artık gelenekseldir. bab'da da çekilmiş, yani yenilgiyi kabul etmiştir.

    kısaca tsk ve öso için tartışmaya mahal vermeyecek derecede "net" bir zafer.

    ışid neden son bireyine kadar savaşmadı?

    yenilgi kaçınılmaz olduğunda, zaten azalmış olan insan kaynağını daha da kaybetmek istemediği için. şu an pyd rakka'ya çok yaklaştı, kobani'den ciddi garezi var ve şehri savunmak için adam lazım olacak.

    peki el-bab'ı nasıl boşalttı?

    en son tsk ile görüşmeler yürütülüyordu. ışid şehri ağır silahları ile ve güvenli şekilde terketmek istedi. bizimkiler "sadece tüfekleriniz ile çıkabilirsiniz, araba, tank, top, vs yok" dedi. son durumda ne oldu bilmiyorum ama boşaltma hızlarına bakılırsa ağır silahları bırakmışlar.

    neden hepsini öldürmedik?

    en baştan beri amaç bu değildi. el-bab, bzaa, kubaşin ve tadif hiç bir zaman 360 derece kuşatılmadı. güney cepheleri açık bırakıldı. buradaki amaç geri çekilmelerini sağlamaktı.

    neden?

    gidecek yeri olan ve olmayan iki birliğin savaşma motivasyonları hiç bir zaman aynı olmamıştır. üstüne bu adamların her biri canlı bomba olma potansiyeli taşıyan tipler. kendisi ile birlikte bizden 15 kişi götürebilme potansiyeli demek bu.

    kısaca gitmelerine izin vermeseydik, son adamlarına kadar savaşacaklardı. bu da kaçınılmaz olarak daha fazla kayıp vermemiz, daha fazla sivil ölmesi ve şehrin daha fazla tahrip olması anlamına geliyor.

    el-bab'ın alınması ile işid bitmeyeceğine göre, ve bizim ana amacımız ışidi bitirmek yerine şehri alarak kürt koridorunu engelllemek olduğuna göre, anacına uygun davranmak gerekiyordu.

    ayrıca el-bab'dan rakka'ya giden her sağ ışid'li, daha fazla ölü pkk/pyd'li demek. (rakka'ya ilk etapta katılmayacağımız kesinleşti artık)

    peki ışid neden şehri tamamı ile boşalttı?

    aslında isteyerek değil. çok büyük kayıp verdiler. teyitli 1600 ölüleri var. yaralılarla kayıp 2500'ü bulur.

    toplam 25.000 askeri olduğu tahmin edilen bir örgütün 10'da birini, sadece 2 ay içinde yok etmişiz.

    bu kayıp küçük gibi görünebilir ancak ışid ile abd ve rusya gibi iki süper güç başta olmak üzere suriye ve ırak rejim güçleri, artı iran, ypg ve öso grupları kaç yıldır aynı anda mücadele ediyor ve buna rağmen doğru düzgün bir başarı elde edilebilmiş değildi. hatta palmira gibi bazı yen'i yerler de kaptırıldı.

    ancak tsk mevcudunun 3'te 1'ini kaybetmiş, ülke ekonomisi krizde ve siyasi irade dalalet içinde olmasına rağmen 2 ayda, minimum sivil kaybı ile, üstüne meskun mahalde, ayrıca öso gibi düzenli olmayan bir birlik ile sadece 67 şehit vererek, her biri intihar bombacısı 2500 ışid militanını etkisiz hale getirmiş, üstüne şehri mutlak şekilde ele geçirmiştir.

    bu büyük başarıdır. tartışılacak yanı da yoktur.

    ha eksiklerimiz olmadı mı?

    oldu. hem de çok oldu. ancak onun için "umarız gerekli dersler çıkartılmıştır" demekten başka bir şey elimizden gelmiyor.

  • bataklığı kurutmaya falan gitmediğimiz operasyonlardır.

    adam gibi sınırlarımızı korusaydık sınırları yol geçen hanına çevirmeseydik zaten bu batağın içine hiç girmeyecektik.

    sen ülkeyi suriyeli'lerle doldur sonra onlar için git savaş böyle bi saçmalık görülmemiştir tarihte.

  • "2 ay eğitim verip askerimizi ölmeye gönderiyoruz."

    hayır, bu 90'lı yılların savı. güncel bir veryansın değil. ne terörle mücadele odaklı olarak doğuda sürdürülen operasyonlarda, ne de fırat kalkanı operasyonu dahilinde aktif harp alanında bulunan silahlı kuvvetler mensubu askerlerin hiçbirisi 2 aylık asker değil. her biri en az uzman statüsünde, profesyonel askerler. verilen şehitlerin künyesinden bu bilgilendirmenin sağlaması yapılabilir.

    operasyon doğrudan ökk komuta merkezi ve genelkurmay irtibatıyla sürdürülüyor. yaklaşık olarak 350 dolayında, 3 tabur kadar görevli asker var. tank kullanan askerler, değişen tanklara göre nişan eğitimi alacak kadar kapsamlı bir süreç sonrası bölgeye intikal ederken, subay kademesinde de okul mezunu, doğudaki arazi savaşında pişmiş askerler görev alıyor. elbette sahada deneyim sahibi olmak farklı bir mesele. nitekim operasyonun ilk 3 ayında, atgm saldırıları nedeniyle çok kayıplar veriliyordu. ancak yaklaşık 2 aydır bu tip saldırı haberi almıyoruz. çünkü sahada deneyim kazanıldı. öte yandan, başından bu yana sorun olan tankların korunması mevzuuna yönelik olarak zırhlı muharebe araçlarının uzaktan kumanda edilebilmesini olanaklı kılan ukks'ler geç de olsa takıldı. aynı şekilde modern ağ merkezli komuta muharebe tekniği de operasyonun uçak, tank, obüs gibi farklı birimlerinin eşgüdümünü sağlamak maksatlı olarak uygulanıyor.

    doğudaki operasyonlarda da silahlı kuvvetlerin eli önceki dönemlere kıyasla oldukça güçlü. pöh ve jöh alımlarının esas gayesi, terörle mücadeleyi profesyonel düzeye taşıyabilmekti. daha yakın zamanda 2800 özel harekatçı polis göreve atandı. bu sayede 20 yaşında manisalı mehmet dağda açık hedef olmaktan kurtuluyor.

    aslında, iyi niyetli olmasına karşın türk obüslerinin "iki bıyık bükümü sola, iki bıyık büyümü sağa" şeklinde tebliğlerle atış yapan klasik dönem osmanlı topçusu gibi iş yaptığını sanan, balkan harbinde açlıktan lojistikte kullanılan eşşekleri kesip yemek zorunda kalan askerler gibi görme hatasına düşen insanlara kızmamak lazım. şuan harekata ilişkin sağlıklı enformasyon akışı sağlayacak bir birimimiz yok. bu nedenle twitter odaklı birçok manüpülatif haber dolaşıyor. zaten sıkıntı da bu, operasyonun ardında siyasi irade yok. her şey askerlerin inisiyatifinde ilerliyor.

  • "ypg'yi neden vuruyorsunuz?" dese safı belli olacak. onun için diyor ki abd, türkiye'yi bu bataklığa soktu.
    hayır şeker kardeşim, bu kez öyle olmadı. abd oyalaya oyalaya, güvenli bölgeye karşı çıka çıka, muhalifler için olan eğit-donatı baltalayıp ypg-pyd'yi eğitip-donatıp-özel kuvvetler+hava desteği sağlaya sağlaya senin güney sınırında defakto bir terör devleti inşa ediyordu.
    geçtiğimiz yıl fırat kalkanı operasyonuna "evet" dedi sözde, sonra önce 7 haziran seçimlerinde oyları bölüştürüp polis lojmanlarından hdp'ye silme oylarla bu işi iptal etmeyi denedi, bu oyunu 1 kasımda millet bozunca da fetö eliyle rus uçağını düşürdü ve bir şekilde operasyonu yaptırmadı.
    bu yıl da yine mayıs ayında operasyon hazırlıklarının başladığı belirtiliyor, bu kez ne oldu? 15 temmuz.
    abd, türkiye'yi oyalayıp arada türkiye'yi başını kaldıramayacak sıkıntılara sevk ederek güney sınırımızda terör devletini inşa edecekti. 10 yıl geçmeden de türkiye'de güneydeki terör devleti maharetiyle iç savaş başlatacaktı.
    türkiye, en başında taraflara net bir şekilde söylediği, bütün çirkefliklere rağmen sabırla beklediği çözümü konjonktürün de net bir şekilde kendi lehine dönmesiyle sonunda uygulamaya koymuştur.
    bu plana karşı olanlar hem fıratın hem de okyanusun öbür tarafından fırat kalkanı operasyonunu mal mal izledikleri gibi gelip bu gibi platformlarda dezenformasyon yapmaktadırlar.

    hal böyleyken şimdi siviller ölüyor diye yaygara koparan bir terör örgütünden beklenir ki şayet abd seni kullandı kullandı sonra da bir kenara itti ise gidip bombaları new york'ta boston'da patlatman gerekir, cirze de şırnak da değil.
    sempatizanların ısrarla anlamak istemedikleri şey şu; bu coğrafyada kadim uygarlıklara rağmen devlet kuramazsın, ha olmaz ama diyelim ki kurdun, o zaman ne olur biliyor musun?? o zaman bugün patlattığın bombaların 100 misli her gün senin kucağında patlar, yok olur gidersin. şimdi testi kırılmasın diye vakur ve hassas davranan medeniyetlerin sillesi o zaman pek bir yaman olur.

  • dün cerablus'un güneyindeki amarni bölgesinde 2 tankımıza yönelik gerçekleştirilen saldırının ayrıntıları belli olmaya başladı.

    ilk saldırıda tankımıza atılan alman yapımı güdümlü tanksavar füzesi hedefi ıskalamış ancak ikinci saldırıda javelin ile vurulan tankımızda malesef tank şoförü uzman çavuşumuz şehit olurken tank ise kullanılamaz hale gelmiş.

    bu arada kullanılan füzenin aşırı yüksek maliyeti nedeniyle dünyada sayılı ülkenin kullanımında olduğunu hatırlatalım.
    öyle ki bu füzeyi envanterinde bulunduran ülke sayısı, f-16 kullanan ülke sayısının neredeyse yarısı kadar.

    daha düne kadar eşek siken örgütün elinde bu füze ne geziyor, orasını da size bırakıyorum.