evliliğe dair acımasız gerçekler

  • bekarlar yazmasın diyen arkadaş haklı ama kendisi de kaç evlilik yaptığını yazsın da görelim. 1 kişi ile evlenip 7 milyar insanı aynı kefeye koyacak kadar kafasız bir insanın evliliğini yürütmesi pek mümkün değil zaten.

    adam(!) tek kadın ile evlenmiş ömrü hayatında. o da kezban çıkmış farkında değil. nutuk çekiyor. "evlenince görürsün" diyor.

  • romantik akşam yemeklerinin sonrasında o ışıl ışıl masaların toplanması gerektiği,
    yeniden doldurabilmek için bulaşık makinesinin boşaltılması gerektiği,
    saatlerce uğraştığı makyajıyla dupduru görünen kadının o makyajı temizlemesinin de bir o kadar sürdüğü,
    hunharca seviştiğin çarşafların yıkanıp ütülendiği,
    çamaşırların yıkandıktan sonra kurutulduğu, hatta kurutma makinesinden çıkan çamaşırların katlanıp kaldırılması gerektiği,
    o hiç bitmeyecek gibi davrandığın tatillerin zırt diye bittiği, o umarsızca doldurduğun bavulun boşaltılıp komple yıkandığı,
    eve yorgun argın gelince öteye beriye saçtığın eşyaların bir süre sonra toplanması gerektiği,
    aç kalmamak için bir şeyler pişirmek gerektiği,
    sürekli dışarıdan yemek söylediğinde bir müddet sonra ev yemeklerinin özlenmesi...

    gibi gerçeklerdir aslına bakarsanız. siz şimdi 'e ama bunun evlilikle bir alakası yok ki, hayat bu' diyeceksiniz. deyiniz efendim, çünkü ben de onu diyorum; hayat bu. evli olmanın getirisi bu acımasız gerçekleri paylaştığınız birinin olmasıdır. hayatın ve evliliğin güzelliği de işte bu insandadır. yok yere acımasızlıklar aramayınız, sevdiği aynasıdır kişinin, o kadına/adama bakın ve kendinizi görün. hatalarını görmek istemeyen insanlar suçu başkalarına atmaya bayılır, karısına/kocasına olmadı evliliğin kendisine. yapmayın, fark edin...