evlenmek istemeyen insanların ortak özellikleri

  • mantıklarının ilkel üreme içgüdüsüne baskın gelmesi

  • bekarların uç örnekler vererek evli çiftlere çemkirdiği başlık. sokaktaysa gözü yaşlı evli çiftler, bekarları evlilik çukuruna itmeye çalışıyor. millet durduk yere nasıl sinirlenmiş he, çok eğlenceli. evlilik tiki olanları sıraya dizip tek tek muççuk yapmışlar sanki alttan. şu sinire, şu hakaretlere bak. gece rüyanızda beşik kertmenizi mi gördünüz topluca? hayır, düğün bitmedi, izmir marşı çalmıyorlar, kabus görüyorsun sadece.

    evlilik üzerine yapılan tartışmaların bir çoğunu saçma buluyorum. misal, evli kadının bir kilo kıyma yahut antrikotun fiyatını bilemeyeceğinden, hele hele site ve apartman aidatı denince kafasını kuma gömdüğünden bahsedilmiş. aslında öyle denmemiş de bilmiyormuş işte. bak güzel kardeşim, mesela benim annem bunların fiyatını bilir, apartman aidatını da cebinden öder. neden? çünkü emekli bir kadın birey. site aidatının ve antrikotun ne kadar olduğunu bilmeyen insanlara denk geliyorsanız, orası sizin probleminiz. "bilen"i huhatam alacaksınız. mesela annem'i. siz yine de annemle evlenmeyin bence. ya da evlenin, sevenlerin arasına girilmez.

    belli bir yaşa gelmesine rağmen kıyafetlerinin yerini bilmeyen, çamaşır-bulaşık makinesini kullanamayan, yemek-temizlik yapamayan erkekleri bana kalırsa gulag'larda çalıştırmak lazım. diktatör olsam çalıştırırdım, iyi ki diktatör değilim. erkeğini geçtim, bir insan evladının bunları bilmesi, yalnız kalabildiği ilk anda mala bağlamaması adına gereklidir. eski sevgilisinden flörtasyonlara kadar ilişki kurduğum erkeklere bakıyorum, onları eleştirecek bir ton meseleyi masaya yatırabilirim. meseleleri gerekirse excel'de tek tek düzenlerim, renkler atarım aralara. bu koçero olsa olsa sarı renktir derim. toplayıp çıkarırım. yine de yemek yapamayan, donunu yıkayamayan biri yoktur içlerinde. yüce rabbim, ay ışığım, eğer donunu yıkayamayan birini bulursam tüm oklar beni gösterir.

    çocuk meselesi yapmayarak, çocuk istemeyen birini bularak çözümlenebiliyor. evet birkaç paragrafta evlilik kurumunu çökertmeyi başardım.

    arkadaşlarım, siz bu kafa yapılarıyla zaten evlenmeyin. evlenmeye karşı değilim, tek korkum birlikte olduğum insandan sıkılmak. yemek yapmasını bilmiyormuş da donundaki kirleri pipetle hüptrikliyormuş bilmem ne. olm zaten öyle insanları ne yapayım. tövbeler olsun sıkılabilme potansiyelim çok yüksek. bir de rol yapamıyorum. herkesin, x kişi geldi diye aşırı mutlu olması gerektiği durumlarda kabız bir surat ifadesi takınıyorum. sonra, herkes bana bakıp zoraki gülümsediğimi anlıyor. "ehehe tnetennba pek mutlu değil galipa" değilim işte. bana biraz zaman verin yarım saat gezip geleyim. sıkılıp yarım saat gezmeyi evlenmeye uyarlayabiliyor muyuz? bahsettiğim şey, tek başına kalmak. ağacın dibine çömüp oturmak mesela. tek başına olma arzusu, isteyince çıkıp gitme özgürlüğünü bana bir tek bekarlık verebiliyor. tam bir dızo gibi konuştum şu an.

  • 34 yıllık bekarım, evin düzeni, hijyeni, faturaları, kirası, alışverişi gibi sorumluluklarını yıllardır üstlenirim.

    evli adam donunun çorabının yerini bilmez, evli kadın bir kilo kıymanın ve antrikotun kilosunun fiyatını bilmez. evli adam çamaşırlarını makineye atsa kaç derecede ve rpm de çalıştıracağını bilmez, evli kadın site veya apartmanın aidatının ne kadar olduğunu. ben hepsini bilirim ama.

    şimdi ben mi sorumsuz ve beceriksiz oluyorum?

    artı enik gibi o çocukları yapıp ellerine birer tablet vermeyle, haftada 1 avm gezmesine götürüp marketten devam sütü almakla o çocuk yetişmiyor, uyandırayım.

    sorumluluğum kendime kadar evet, ama hakkıyla. asıl sorumsuz sizsiniz, önünü arkasını düşünmezden çocuk yaparak bunu gayet de güzel kanıtlıyorsunuz.

    şimdi siktirin gidin.