evlenmeden önce beraber yaşamak

  • canlar öncelikle bize dayatılan ezberleri ve kalıpları geçeceğiz. evlilik zorunluluğu olmadan, imkan varsa tabii ki ilişki aynı ev içinde yaşanmalı. etikse, etik olan budur.

    belediyenin işi kimin kiminle hangi şartlar altında aynı evi paylaşacağını tayin etmek değildir. belediye önce sokak köpeklerine ve kedilerine. baksın, kışın soğuğunda, yazın sıcağında dışarıda kalan evsizlere baksın. sikimizin derdi ile bir zahmet ilgilenmesin, buna da birileri “ahlak” masalı okumasın. dininiz, imamınız, hacınız, hocanız, memurunuz sizin olsun.

    aynı ev, aynı şehir, aynı bar taburesi, aynı bank, aynı arabanın arka koltuğu. dilediğimiz gibi yaşamaya devam.

    sikmişiz sizin ahlak anlayışınızı.

  • 20 yaşındayken adamın biriyle tanıştım, iki hafta sonra “sana aşık oldum benimle evlen” dedi “biraz birbirimizi tanıyalım, evlenmek için çok erken” desem de ne yaptı etti beni ikna etti, cahillik işte benimki. her güzel sözüne kandım, dışarıda süslenip püslenip buluşmakla birbirimizi tanıyamayacağımızı bilemedim. bir sene sonra evlendik ve hayatımın en berbat 5 senesini yaşadım. bunların hepsi cahilliğimden, tecrübesizliğimdendi elbet. boşandıktan sonra uzun bir süre evlilik böyle bir şeyse bir daha asla evlenmem dedim, yıllar sonra karşıma şimdiki kocam çıktı. başlarda iki iyi arkadaştık, sonra sırdaş olduk, bir iki sene sonra baktık ki aşık olmuşuz. ilişkimiz evliliğe doğru yol alırken farkettim ki hala evlilikle ilgili olan korkularımı yenememişim. bu sefer de benzer bir şeyler yaşamaktan korktum ve evlenmeden önce bir sene kadar aynı evi paylaştık. bunları konuşarak ya da planlayarak yapmadık, doğal akışında böyle ilerledik ama iyi ki böyle olmuş, hiç pişman olmadım. evet bizim toplumumuzda hoş karşılanan bir durum değil ama birbirini tanımadan yuva kurup hayal kırıklıklarıyla o yuvanın dağılmasına şahit olmak inanın çok daha acı.

  • "bunu yapan kadın dul sayılır, hatta ondan daha alttadır."
    demiş yazar arkadaş.

    "kim namus ve ahlak şövalyeliği yapıyorsa, bilin ki en namussuzu o' dur."
    nietzsche