evde salonun sadece misafire açıldığı efsane dönem

  • iyiliklerinin hoşluklarının yanı sıra muhtemelen her sik gibi bu da 80'lerin sonunda 90'ların başında çocuk olmak şerefine nail olan neslin yaşadığı travmalardan birini içeren dönemdir.

    göçmen ailesi olduğumuzdan mı bilinmez evde salon sürekli kilitli, misafirden misafire açılırdı amk. arada salonu temizleyecekleri zaman gizlice peşlerinden girer, o farklı dünyanın havasını iliklerimize kadar solurduk. evin en geniş odası olan odanın perde, halı, duvar kokusu bile farklıydı. ortadaki sehpada envayi çeşit kaçak sigara, vitrindeki alakasız yabancı içkiler ve objeler, duvar kağıtları, tablolar vs. sanki bambaşka bir eve gelmişsin gibi hissettirirdi. sadece bizim evimiz değil, misafirliğe gittiğimiz diğer evlerdeki salonlarda da durumun aynı olduğunu hatırlıyorum. salona giderken geçilen yerler bangladeş gibiyken salonun havası bambaşkaydı. günlerce kapalı kalmış, içinde yaşanmamış olduğu belliydi.

    bunca yıldır da neden çocukken ebeveynlere "ulan en geniş oda orada kabak gibi dururken neden göt kadar odada yaşıyoruz?" diye sorgulamadığımı düşünürüm. nesil olarak biraz maldık galiba, korkardık fazla yorum yapmaya, sorgulamaya. şimdiki nesil olsa lav silahıyla dalarlar amk..