et yemekle tecavüz etmek arasında bir fark yok

  • merhaba. bu konuda kendimle bir röportaj yaptım. evet. kendimle. çünkü olayın mantıklı ve mantıksız yanlarını ancak kendimle çelişe çelişe bulabileceğimi düşündüm. başlıyoruz.

    -merhaba sefer bey. ömür gedik'in "etçilim her canlıyı yerim demekle erkeğim istediğime tecavüz ederim arasında bir fark görmüyorum" sözü hakkında ne düşünüyorsunuz?

    + merhabalar. ilk olarak mantıken çok hatalı bir söz. denklem olarak iyi kurulamamış.
    tecavüz "karşılıklı rıza olmadan cinsel ilişki" demek. bunun pozitif hali ise malumunuz "karşılıklı rıza ile cinsel ilişkiye girmek"tir. et yeme konusunun ise pozitif bir karşılığı olmadığı için karşılıklı rıza arayamazsınız. hiçbir danaya "abi biz seni biftek yapmayı düşünüyoruz, rızan var mı" diyemezsiniz.

    -biraz açabilir misiniz?

    + bu sözünüz çok yanlış anlaşılabilir (kahkaha atar) (benden yüz bulamayınca toparlanıp devam eder) yani birinci durum çok basit bir denklem ile pozitif hale dönüşebilir. ikinci durum, yani et yemek ise tamamen biyolojik bir durum. bir iyi ve bir kötü yok denklemde. yani sırf ceylan yiyor diye bir kaplana "orospu çocuğu kaplan, senin ben tiyniyetini sikeyim" deme durumunuz yok.

    -peki, insan nasıl tecavüz etmemeyi tercih edebiliyorsa, et yememeyi de tercih edebilir. buna ne dersiniz?

    +eyvallah derim. ama biyolojisine sadık kalarak et yemeye devam etmesi onu kötü yapmaz.

    -e peki tecavüz de aslında bir biyolojik durum değil mi? insanın tek yaşam amacı genini devam ettirmek sonuçta. ve tecavüz de bu amaca hizmet ediyor. yani bu durumda tecavüzü ve et yemeyi biyolojik anlamda benzer temellere oturtabiliriz. yani ikisi de fizyolojik olarak benzer eylemler haline geliyor.

    +bu sefer siz açın biraz (güler).

    -şöyle ki: birinci konu gen aktarımı. bunun bir pozitif bir de negatif yöntemi var. pozitif yöntemi karşılıklı rıza ile. negatifi ise malumunuz rızasız şekilde. ikinci konu ise kendi yaşamını devam ettirmek için yemek yemek. bunun da bir pozitif bir de negatif yöntemi var. et yemek ve et yememek. sonuçta nasıl ki tecavüz etmeden de gen aktarımı yapabiliyorsak, et yemeden de hayatta kalabiliyoruz.

    +bir saniye (sigara sarar). (sigarasından derin bir nefes alır) siz diyorsunuz ki et yemek negatif ve rızasız bir hayatta kalma, yaşama yöntemi. yanıldığınız nokta da burası işte. aynı analoji ile başka herhangi bir canlıyı yemenin de size negatif olduğunu söyleyebilirim. sonuçta dereotunu yerken de onun rızasını almıyorsunuz. bu bağlamda tüm hayatta kalma yöntemlerini rızasız bir hale getiriyorsunuz.

    -eh bir nevi. bana kalırsa ot yemek et yemeye göre kötünün iyisi. her iki durum da bana aslında kötü geliyor. her iki durumda da kendi hayatımın devamı için başka bir hayatı sonlandırmam gerekiyor.

    +ve işte en büyük hatanız. hatanız şu: hayatın bir döngü olduğunu anlayamamış olmanız. evrendeki her enerji bir şekilde ve sürekli başka bir enerjiye dönüşüyor. hiçbir hayat sonlanmıyor. sadece dönüşüyor. hiçbir enerji kaybolmuyor. sadece dönüşüyor. bunu anladığını zaman aslında çoğu şeyin anlamsız olduğunu da anlayacaksınız. ben, sen, dereotu, dana, küçük oğlak, dağdaki nine, kerim abdül cabbar... hepimiz bir yerden sonra zaten başka canlıların besin ve enerji kaynağı olacağız zaten. bizler bu döngünün sadece küçük parçalarıyız. önemsiziz.

    -e peki o zaman tecavüz de mi önemsiz?

    +öyle bir şey demedim. tecavüzdeki faydalanma ile yemek yemedeki faydalanma gerçekten çok farklı konular. tecavüz zannettiğiniz gibi "tamamen" bir gen aktarımı değil. bir cinsel faydalanma. insanlar her cinsel davranışını genini devam ettirmek için gerçekleştirmez. öyle olsaydı mastürbasyon diye bir şey olmazdı.

    -e ama yemek yemede de her davranış hayatta kalmak için değil. hatta artık çoğu zevk için. zevk için olmasaydı nusret diye bir adam bu kadar popüler olabilir miydi?

    +işte burada size biraz hak verebilirim. yemek yemenin veya et yemenin bu kadar pornografik hale getirilmesine ben de karşıyım. ki zaten food-porn denilen akım da tamamen bunu temsil ediyor. ki içinde et olmasa bile her yönüyle bence rahatsız edici. yemek yemenin bu kadar estetize edilmesi ya da pornografi haline dönüştürülmesi tamamen hatalı. ama işte bu da bizim estetik kaygılarımızdan ileri geliyor. ki bu da bizi sanatın aslında kötü bir şey olduğuna getiriyor.

    -oraya nasıl geldiniz yahu?

    +dünyadaki hemen her kötü şeyin müsebbibi aslında sanattır. bizim estetik kaygılarımızdır. estetik kaygı denilen şey aslında yaşamı farkında olmadan daha az yaşanabilir hale getirmeye çalışmamızdan başka bir şey değildir. sonuçta kutu şeklinde bir araçla da hayatımızı kolaylaştırabilecekken 1.000 beygirli 350 km yapabilen araçlar yapmamızın sebebi budur. 10.000 insanı tek binaya toplayıp kalan kısımları tarım ya da hayvancılık için kullanabilecekken doğaya bu kadar düzensiz yayılmamızın sebebi de budur.

    -ayn rand - the fountainhead'ten bahsediyorsunuz sanki biraz.

    +biraz.

    -bence hem konu çok dağılıyor hem de geç oldu. ki bence ömür gedik bile bu sözü söylerken bu kadar geniş düşünmeye çalışmamıştır. çok dağıldık. yatalım isterseniz.

    +beraber mi (kahkaha atar)?

  • pirzolanın kilosu 60 lira
    harbi bu fiyatı verince sikilmis gibi hissediyorum kendimi