eski sevgilinin unutulmayan sözleri

  • "sen hep naif taraftın, hep daha çok sevdin, daha çok kırıldın"

    be am*n evladı, madem biliyordun ona göre davransaydınya.

  • 4 yıllık ilişkimiz bittikten 6 ay sonra tekrar denemek istedi. ben de onu hala deliler gibi sevdiğim için kabul ettim.

    ilişkimiz eskisinden daha güzeldi. bana bakarken gözlerinin içinin güldüğünü görebiliyordum. öyle mutluydum ki anlatamam. geziyorduk, tozuyorduk ve hep gülüyorduk. gün içinde beraber zaman geçirmemizin yanında geceleri de 1-2 saat telefonda konuşmadan uyuyamıyorduk. 7 ay sonra abisi 1 haftalığına yanına geldi. davranışları keskin bir bıçak gibi değişti. artık gülmüyordu, aksine suratından düşen bin parçaydı. abisi gittikten sonra da davranışlarındaki soğukluk devam etmeye başladı. telefonu 3-4 saat meşguldü. daha sonra aradığında da ablasıyla ailevi bir konuyu görüştüğünü söylüyordu. bu şekilde 1 hafta aynı olayları yaşadık. en son ablasını arayıp durumu sordum. ben en son 1 ay önce telefonla konuştum kız kardeşimle dedi. bir sorunumuzun olduğu çok açıktı. arayıp bana neden yalan söylediğini sordum. yanıma gelip her şeyi anlatacağını söyledi. çalıştığım ofise geldi. tam anlatmaya başlayacakken ağlamaktan anlatamadı. telefonunu almaya çalıştım ama vermedi. bana zaman ver akşam anlatayım dedi. yanımdan gittikten 1 saat sonra dayanamadım, ben gittim bu sefer onun çalıştığı ofise. artık ne olduğunu öğrenmek istiyordum. daha fazla bu belirsizlikle duramazdım zira. insanı en çok yıkan şeydir belirsizlik. ben daha bir şey soramadan ağlamaya başladı yine. dizlerine çöktüm. gözlerim doldu. bir kelime etsem gözlerimden şelale misali yaşlar boşalacaktı. anlat diyebildim, anlat. ben ki ağladığımı hatırlamam, hıçkıra hıçkıra ağlıyordum. senin eve geçelim anlatacağım dedi.

    başkasıyla konuştuğuna adım gibi emindim ama ona konduramıyordum. öyle gözlerimi kör etmişti bu aşk denen illet. eve geldik. yatağıma oturdu. yine dizlerine çöktüm. bu tamamen bir çaresizlik belirtisiydi. dizlerimin bağı çözüldü de kendimi yatağa kadar götüremedim dizlerinin önüne çöküverdim. n’olur anlat neler oluyor dayanamıyorum dedim. yine ağlamaktan bir şey anlatamadı. kalktım yanına oturdum. biliyordum, bunlar son dakikalarımızdı. sarıldım ve yanyana yatağa uzandık. ikimizde yüzüstü yattık tavana bakarak konuşmaya başladık. ben bu zamana kadar onu nasıl sevdiğimi anlattım o ise sadece dinledi. ha bir de ağlamaktan bir saniye vazgeçmedi. ardından git hadi dedim. ikimizde ayrılık konuşması yapmadık ama neler olduğunu çok iyi biliyorduk.

    taksi çağırdım. taksi gelene kadar sarıldık ve ağladık. taksiye kadar götürecek gücü kendimde hissedemedim ve kapıdan veda etmek istedim. her zaman yaptığın gibi beni eve kadar taksiyle sen götür dedi. taksiyle eve bıraktım. son defa sarıldık ve “beni affet. ne olur beni böyle hatırlama, beni hep iyi hatırla. beni affet.” dedi. neden bu cümleyi kurduğunu o an idrak edemedim. taksiye geri döndüm. taksici de çok samimi arkadaşımdı. gözlerimiz kıpkırmızı olduğu için anlamıştı bir sorun olduğunu. eve dönerken sadece “ah be kardeşim.” diyebildi.

    ayrıldıktan 6 ay sonra düğünü oldu. düğünü olduktan sonra çok yakın ortak arkadaşımızdan öğrendim ki çok büyük aldatılmışım. benimle beraber bir çocukla daha konuşmuş 3 ay boyunca. çocuk da kendi köylüleri. abisi yanına geldiğinde bu çocuktan bahsediyor. bu da benimle çocuğu kafasında mukayese ediyor. en son beni silip çocukla devam ediyor. o çocukla da evlendi işte.

    ben seni affedeyim etmesine de, kendi vicdanın affedebilecek mi?

    edit: imla
    edit 2: ufak bir ekleme yapmak istiyorum sevgili dostlarım. çocukla beni mukayese edip çocuğu seçmesinin nedeni; çocuk memur ve güzel bir şehirde yaşıyor. ben ise henüz okulunu bitirememiş bir adamdım o zamanlar. eski kız arkadaşım da benim ona henüz güzel bir gelecek kuramayacağımı düşünüp o çocuğu seçiyor. eski kız arkadaşım benimle aşık olduğu için değil, güzel bir gelecek yaşayacağını düşündüğü için ilişki yaşıyordu. mühendis adayıydım ve istanbul’da yaşayacaktım. yani kız arkadaşımın asıl amacı aşk değil, güzel bir hayat yaşamaktı. para sorunu çekmesin, az biraz da eli yüzü düzgün olsun evleneceği kişinin, yeterdi onun için. o yüzdendir ki sevgili dostlarım, yüreğinize dokunan insanları sevin. sizi, siz olduğunuz için seven insanlara emanet edin yüreğinizi. güzel yüreklerinizden öpüyorum. esen kalın.

  • "dolar 2 tl olmuş"

    son sevgilim demişti. bayadır yalnız olduğumu farkettim.

  • ‘hayatta en çok annemi severdim seni annemden de çok seviyorum’ dedi ve moldov bir kızla aldatarak terk etti. ne bir ses ne de yazı yoluyla bir iletişim. yeşil bir su yılanı gibi sessiz sessiz sürünerek gitti. moldova diye bir ülkede öldüğünü düşünüp panikle ailesini aradım onlar da telefonlarımı açmadı. sevgiyi bilmeyen sevgiye dair her yalanı söyler çünkü ucuzdur. bu başlık da sevgiyi pazarda satılan macun zannedenlerin saçma sapan sözleri ile dolu.

  • -kafanı kullan, ben seni o kadar kolejlerde okuttum dedi babam bana.
    -sessizlik
    -denk değilmişiz.

    27 yıllık hayatım boyunca türlü türlü haysiyetsiz insanlarla tanışmışımdır herhalde. ama bu kadarını beklemiyordum. söyleyene mi, söyletene mi kızayım bilemiyorum her aklıma geldiğinde.

  • -ben sensiz yaşayamam
    bunu derken beni aldatıyormuş kevaşe.o zamanlar da saftım ciddi ciddi inanıyordum,bu beni çok seviyor lan falan diyordum.aklıma geldikçe deliriyordum insan nasıl bu kadar iki yüzlü olabilir diye.ne zaman biri bana böyle aşk dolu sevgi dolu cümleler kursa gülesim geliyor.ailemden başka beni böyle sevebilecek biri olacağına inanmıyorum artık.valla çok değer verdiğiniz insanları aldatmayın,kadın erkek fark etmez.az insan olun amk,istemiyorsanız siktirin gidin ayrılın,kelepçeleyen yok kimseyi.sonra insanın psikolojisi bozuluyor paranoyak oluyor.gece gece yine sinirlendim durduk yere.

  • "ben ayrıldığım kişiye geri dönmem"

    evlendik.

    hatırlamakla kalmıyor haftada bir kaç kez kendisine de hatırlatıyorum.

  • + beni terk etme. lütfen!

    - hah! (acı acı gülme efekti) seni baban bile terk etmiş. ben niye etmeyeyim?

    hangi insanoğlu bunu yapar ya?