emlakçı

  • emlak/gayrımenkul danışmaları. uzmanlar. hey yavrum hey. çok tuhaf insanlar lan. yani insan ama değil gibi de, aynı dili konuşuyoruz ama kelimeler farklı anlamlara geliyor sanki. man in black hikayesi misali, aramıza sızmış uzaylılar. adam her an gömleği çıkarıp, karnına sakladığı elyını gösterebilir.

    istanbul'da kiralar iyice insan onuruyla taşak geçer seviyelere çıktığı için küçük de olsa ev bakalım, zaten atadan babadan kalan bir şey yok, bakarsın bi sik beceririz dedik, ev bakıyoruz. 2 sene evvel kendileriyle muhattap olma şerefine nail olduğumda da adamlar zaten piyasayı ele geçirmişti zaten de, artık vaziyet iyice içinden çıkılmaz raddeye gelmiş. internetteki ilanların neredeyse tamamı yalan. resimler yalan, bilgiler yalan, yalan oğlu yalan. bazen ikinci el araba galericilerinden mi emlakçılardan mı daha çok tiksiniyorum diyorum ama sanırım emlakçıdan daha çok tiksiniyorum. bir kere türkiye'de emlakçı gariban ev arayanı sikmeye çalışıyor. gördüğüm tüm memleketlerde, ev sahibi emlakçıya komisyon verir ki evine alıcı, kiracı bulsun. bizdeki yavşaklar ev sahiplerine geçmeyen dişlerini kiracıya, fukaraya geçirirler. normalde emlakçının komisyonu %3 alıcı, %3 satıcı. hem kdv de dahil ha, şişş. bizdeki piçler ev sahibinden alamadığı komisyonu senden almaya çalışır. tapu harcı için %2 alıcı, %2 satıcı öder ama bu arkadaşlar bu meblağın tamamını sana itmeye çalışırlar. sanıyorum mal sahipleri dile getiremeye yüzleri olmadıkları tüm talepleri bu adamlar üzerinden yürütüyor. günün birinde emlakçının biri "selçuk, siyah deri don giyiyip geliyorsun. ağzında kırmızı top olsun, satış detaylarını konuşalım" diyecek diye ödüm kopar oldu. çünkü ben bu yaşıma kadar iffetimi koruyarak geldiğimden dolayı. hmm. gerçi mal sahiplerinin bazıları da arsız. bir tane inşaata gittim bakmaya emlakçıyla, inşaat sahibi oralarda. evim şöyle olacak, böyle olacak anlatıyor. baktım herif iyice uçmaya başladı, düşüneyim deyip müsade istedim.

    -düşün tabii kardeşim. yalnız almaya niyetlenirsen emlakçı kardeşim olmadan gelme. ben kimsenin hakkını yiyemem.
    +peki satın almaya karar verirsem siz veriyor musunuz emlakçı kardeşinizin hakkını?
    -ne hakkı?
    +satıştan %3. yasal hak.
    -eoo, biz onu aramızda, hehe, :dddd

    amına koduğumun salağı seni.

    genel olarak güçsüzü değil güçlüyü, emeği değil sermayeyi savunmanın en mikro göstergesi emlak sektörü. bence yakın zamanda taksi şöförlerine duyulan nefreti de haklı olarak yakalayacaklar. bir kere bu adamların neredeyse tamamı yalancı ve köylü kurnazı. hepsi kolay yoldan, emeksiz zengin olmanın peşinde. fiyatların da amına koydular. ha, sorsan ev sahibi suçlu hep, çünkü aç gözlü. hep daha çok istiyor. yoksa emlakçılara kalsa, böyle mi olurdu hiç :( ya bi siktir git. adam ucuza satmaya çalışsa araya girip fiyatı şişirirsin, "oağbi buranın piyasası bu" diye. millet ömrünü ev diye harcar, senin sikinde olmaz di mi amcık seni. alacağın avantaya bak sen. tövbe tövbe. hayır arkadaş, emek veren herkes de ekmeğini kazansın derim. fakat durum öyle değil. en azından istanbul için konuşabilecek kadar fikir sahibi olduğuma inanıyorum, adam da benim gibi sahibinden.com'a bakıyor, oraya ilan koyan adamın evini araya girip kendi kiralamaya, satmaya çalışıyor. nerede emek? bir komisyon bedeli olacaksa eğer, hak internet sitesinin. ki ben yerlerinde olsam düşerdim bu ibnelerin peşlerine.

    asıl uyuz olduğum bu kadar aleni yalan söylemek. ya o kadar garip yalanlar, o kadar tuhaf tanımlamalar duydum ki gülüyorum lan artık. yani normalde duysan, adamı dövmen lazım ama gülüyorsun. mesela kapısı olan ev ultra lüx. bak lüks değil, lux değil. lüx. bi de ultra. sanırsın klozet oturanın götünü otomatik yıkar, bulaşık kendini toplar, el çırpınca ışık yanar. 2 oda 1 salon ev lan. helası var alafranga. nasıl ultra lüx ben anlamıyorum. sonra o kadar karanlık olmayan oda. dsnkjfkshkfjs. bu da şu demek; kör şafta bakıyor oda, bildiğin ışığa hasret kalır, mutasyon geçirir köstebek olursun ama yani o kadar da karanlık değil. saat 4'te kararırmış oda, bu da makulmuş. amına koyim izlanda çünkü burası, 4'te karanlıkta kalmak normal. itin öldüğü yere bakan ev dağ manzaralı. sonra her yerde bir deniz manzarası. deniz manzaralı evin manzarasından istifade edebilmek için asgari boy 190 yalnız, ondan bahsedilmiyor. otursan göremezsin denizi amına koyim, öyle manzara. pezevenk öyle yazmış ki boğaz'da yalı alıyorum sanırsın. sonra 2+1+1 ev var. evet var. ya oğlum nerden aklınıza geliyor lan. yatak odasında giyinme odası varmış da, ev aslında 2+1 -es ver ve coş- +1'miş. çünkü 3 m2 dediğin çok ciddi bir yaşam alanı. metro muhabbetleri var bi de. metroya yakın olan ev pahalı, çünkü metro var. metroya en uzak ev zaten yürüyerek 10 dakika. o kadar uzak olmadığından pahalı. metro olmayan yer baksan, e oraya da ilerde metro olacak, o yüzden pahalı. metro olmasa da bu sefer minibüs geçiyor. hayır ne istiyorsunuz anlamıyorum lan, valla anlamıyorum. dağ başında mı oturalım, asfalt yola hasret mi kalalım. öyle yapsan da 5 seneye yol geliyor derler gerçi. 1 yaşında binalar var unutmadan. bina 1 yaşında ama köpek yaşına göre 1 yaşında. evin anası sikilmiş ama 1 yaşında. tövbe tövbe.

    bir tane ev var, emlakçıyla konuşuyoruz;

    -abi inanılmaz bi ev. yani bi ev ancak bu kadar olur. kız olsam veririm. hatta şimdi de veririm. vereyim geleyim mi abi?
    +yok gerek yok. ev yeni mi?
    -yeni abi, 1 yaşında bina.
    +metroya yakın mı?
    -10 dakika abi.

    görelim dedim. aga, yani öyle yerlerden, öyle yollardan geçtik ki anlatamam. eve girdik. aslında ev mi desem, payölçerli ortaçağ şatosu mu desem, bilemiyorum. kapı gıcırdyarak açıldı, o kadar söyleyeyim.

    +hani yeniydi ev?
    -abi içi yeni. parkeler full yeni. ahşap abi. çam ahşabı ve meşe. ayrıca laminant. ultra lüx.
    +burası metroya da uzak, emin misin 10 dakikada yüründüğüne?
    -ben yürüyorum abi.

    her şeyi geçtim, yürüme mesafesine takıldım. evin yerine bakıyorum, metroya bakıyorum, lan mümkün değil yürünmez. o mesafeyi 10 dakikada yürüyorsan toplu taşımaya ihtiyacın yok zaten. 1.6 turbo motor var herhalde pezevenkte. aklıma yürü lan, arabayla gelicem peşinden, 10 dakikada in, alıyorum evi demek geldi. lan dedim sonra siktiret. koşar moşar yaban çakalı, neme lazım. öyle de sikindirik süper kahramanım.

    sonra başka. telefon gördüm bir tane, arayayım bilgi alayım dedim.

    +ilanınızı gördüm, ev ile ilgili bilgi almak istiyorum.
    -ev çok iyi abi. 100 m2 ve çok ferah.
    +net mi 100 m2?
    -yok abi, neti 75 m2 ama çok ferah.
    +ne istiyorsunuz peki?
    -803694629462974802 milyon yuro.
    +komisyon?
    -var abi.
    +düşündüğümden fazla, teşekkür ederim.
    -abi bi saniye. bu apartmanda ben de oturuyorum abi, kendi abim, annem de oturuyor. evi hep nezih insanlara verdik. nerelisin sen?
    +karadenizliyim.
    -meslek ne?
    +mühendisim.
    -ne mühendisisin?
    +sicil numaramı da vereyim mi?
    -abi yanlış anladın. diğer dairelerden birini elektronik mühendisine verdim abi, birini doktar bir çifte verdim. bir daireyi de belediye'de bir amir abimize verdim. apartman çok nezih abi. bina zaten bizim abi, komşu olmak istemediğimiz kimseye vermiyoruz ev. seni gözüm tutarsa indirdim yaparım. biz her sene 100 daire satıyoruz abi, bize insan lazım.
    +sizin meslek neydi?
    -müteahhidim abi ben. ayrıca gayrımenkul danışmanıyım.
    +ya benim gözüm sizi tutmazsa?
    -ne diyosun kardeşim sen?
    +asıl sen ne diyorsun yarram? sen kimsin de beni gözün tutacak lan, dalyarak.

    doğma büyüme paris'li, kraliyet ailesinden geliyor da adam beğenecek antilop siki, memleket soruyor. adamı yoldan, izandan çıkarırlar yemin ediyorum.

  • 1. minibüsçüler
    2. emlakçılar
    3. galericiler

    kendilerine küfür edildiğini söyleyerek etrafa küfür ederler. sonra insanlardan saygı beklerler. hassiktirin gidin. uzak durun, mümkünse selam bile vermeyin. sözlükte varsa basın engeli geçin.