ekpe udoh

  • bence;

    mevzubahis para değildir.

    mevzubahis nba de değildir.

    mevzubahis adamın ülkesine dönmesidir arkadaşlar,

    aynı dili konuştuğu insanlarla bir arada olabilmesidir,

    izin zamanında kankalarıyla takılıp mangal yapabilmesidir,

    christmas zamanı maçtan çıkıp kendi ülkesinde sevdikleriyle beraber olmanın huzurunu yaşayabilmesidir,

    dostlarıyla oturup super bowl seyredebilmesidir,

    dört temmuzda patlayan havai fişekleri seyredebilmesidir.

    vs vs...

    her şey para veya mevki değil, iç huzur daha önemli.

    güle güle ekpe, yaşadığımız büyük sevince ortak olduğun için teşekkür ederiz.

    umarım her şey senin için de, bizim için de güzel olur.

    eyyorlamam bu kadar.

  • bir milyon mil kazandığına kendisi bile şaşırdı, "what?!" diye sordu. adamın kitap kulübü varmış; okuması için kitap tavsiye edilmesini istiyormuş, okuduktan sonra da twitter'da tartışıyormuş kitap üzerine takipçileriyle. blog'u varmış, çeşitli konularda araştırmalar yapıp "project" hazırlıyormuş. bir de işte böyle şahane sahada. gülünce de gözlerinin içi gülenlerden, gitme ekpe!

  • adam şu anda öyle bir durumda ki, mesela yarın çıkıp dese: "beyler elimde olmayan bazı sebeplerden dolayı galatasaray ile anlaştım, seneye ordaydım". fener taraftarı adamı omuzlarında boğaz köprüsünün ortasına kadar götürür, orda galatasaray taraftarına teslim eder, "aman canımıza iyi bakın" der.

    galatasaraylılar da "siz hiç merak etmeyin, o iş bizde" deyip adamı omuzlarda abdi ipekçi'ye götürürler.

    beşiktaşlılar da gelir tezahürat yapar ekpe udoh için.

  • baylor üniversitesi texas eyaletinde diğer ncaa takımlarıyla kıyaslandığında ismi küçük kalan bir takım.

    ama taraftar desteği oyuncularla ilişkiler konusunda "kolej havası" denilen kavramın tam olarak yaşandığı bir yer.

    ekpe'nin böyle nispeten küçük bir üniversiteden gelerek 6. sırada draft edilmesi çok büyük bir başarıydı. esasında bir çokları için sürprizdi de. ama onu izleyen scoutlar size dezavantajına rağmen o tutku ve motivasyonundan ve defansif becerilerinden çok etkilenmiş olsalar gerek bu şans verildi kendisine.

    ama bir kez daha çok çok ekstra yetenek ve isminiz yoksa doğru franchise doğru koç doğru kadro gibi konuların diğer oyuncular için ne denli önemli olduğu ortaya çıktı. nba duvarına tosladı ekpe.

    hayal kırıklığı yaratan bir performansı vardı ama ne gm ne koç ne taraftar nezdinde destek göremedi. aidiyet duyusu sağlayamadığı gibi trade edildi daha sonra free agent durumuna düştü, bir anda 6. sıra draftından hidayetle havlu sallayan bench warmera dönüştü.

    ama demek ki ordan oraya savrulmaktan o denli bıkmış ve basketbolu özlemişti ki daha çok para için bench warmer olarak devam etmektense avrupa'yı denemek istedi.

    bir röportajında "ilk defa kolejden beri böyle hissediyorum" demişti fenerbahçe taraftarıyla olan ilişkisi sorulduğunda.

    adam duygularıyla aidiyet duygusuyla motive olan biri.

    obradan sürekli övgüyle bahsetmesi ve bana güveniyor benim yeteneklerimi ortaya çıkarmamda yardımcı oluyor demesi de burda mutlu olduğunu gözler önüne seriyor.

    evet kendisine iki sezondur ne kadar minnettar olsak teşekkür etsek az ama kendi güveni yerle bir olan basketbola aç bir adamın iki senelik gelişiminden dolayı başta obra olmak üzere tüm fenerbahçe camiasına da minnettar olduğunu düşünüyorum.

    hayat ne garip obrayı kendine rehber alan o ne derse sorgusuz sualsiz yapan, her geçen gün gelişmeye devam eden bu adam avrupa' nın zirvesinde olağanüstü bir maça imza atarken - obranın basketbola karşı sevgi ve saygısı yok dediği - bir yaş büyük semih erden maç sonu programına yorumcu olarak katılıyor