eşcinsellik dizi ve filmlerde yaygınlaştırılsın

  • öncelikle böyle bir şeyin niye talep edildiği çok açıktır. alışın diye amk salakları. ısrarla "niye ki" diye soran tipler (hepsi silmiş entrylerini) , birisi "zeki müren gay miydi" diyecek olduğunda da "ne alakası var şimdi niye karıştırıyorsun" diye atarlanan gerizekalılarla aynı. ne demek niye ki? niye kadınla adam öpüşüyorsa o yüzden. elbette olmalıdır, olmadığı sürece toplum ve insanlar birbirlerine yalan söylemeye ve bu konuyu itelemeye devam edecektir, bu kadar mı zor bunu anlamak?

    şimdi dönelim öbür tarafa, bu durum böyle bir türkiye'de, şu anda olmayacaktır, herkesin derdi kendine sanırım, kör müsünüz eşcinseller? kadınların hakkı olmadan eşcinsellerin hakkı olamaz bi toplumda, geçin o işleri. ben de eşcinselim. al işte üstteki entry'de "kırık"lar, "ibne"ler havada uçuşmuş yine (o da silmiş, hepsi ayrı delikanlı..). sen bu herifin ne öğreneceğini düşünüyorsun? sen bu herifin bırak seni, karşı cinsiyle ilişkisinin ne düzeyde geliştiğini düşünüyorsun? eşcinsellik aksine her zaman toplumun kafasına medya yoluyla çok daha radikal ve olumsuz örnekler ile kazınır. bunun amacının da insanların asla kabul etmemesini sağlamak olduğunu düşünüyorum. aşırı feminen erkekler, aşırı feminen ve rahat hareketleriyle sürekli televizyonlardadır, türkiye de bu hiç değişmemiştir. bu karakterler genelde öylesine sivridir ki, benim hayatımda böyle bir eşcinsel görmüşlüğüm bile yoktur. oysa yukarıdaki çomar bilmez ki spor salonuna gittiğinde "abi çok iyi basıyorsunnn ya" diye yanaştığı kaslı tip de eşcinsel, patronu da eşcinsel sevdiği futbolcu da her gün takım arkadaşıyla yatıyor vs vs. türkiye ve dünya televizyonlarında eşcinsellerin sürekli ayol diye konuşan, kadınlar ve erkekler arasında yol bulucu, sürekli ama sürekli feminen hareketleriyle ön plana çıkarılan tipler olarak gösterilmesindense hiç gösterilmemelerini yeğlerim. insanların kafasında sürekli olarak "yalnızlıktan geberen, işsiz, dedikoducu, herkesle yatmaya hazır, sevimli tip" imajı çiziliyor ve buna hiç gerek yok. bu sadece türkiye'nin problemi değil, günümüzde hetero adamların favori filmlerinden olan "fight club" kitabının bile eşcinsel bi yazar tarafından hetero erkek dünyasına sert bir eleştiri olduğunu çok az insan biliyor. ben açıkçası bunun bile halı altına süpürülmeye çalıştığını düşünüyorum, sadece türkiye'de değil. vicdansız ve beyinsiz onlarca hetero adam, vasıfsız yaşamlarının acısını bu televizyonda gördükleri eşcinsellerin namusuna küfrederek veya onları toplumdan soyutlamaya çalışarak çıkarıyor. eşcinsel işte budur türkiye toplumunda: her zaman olmuş, hiç bir zaman azalmamış, hep bilinmiş ama -"seviyor musun"? -"hayır kardeşim ağzını açıp hakkında bir kelime edemezsin, sevemezsin, el ele tutuşamazsın, hatta aslında sen şu işte de çalışamazsın, pek uygun olmaz sana"... televizyonluk, dizilik, filmlik bi iş yok. olay önce kafada. çevresinde onlarca arkadaşının eşcinsel veya biseksüel takıldığını adı gibi bilen, duyan insanlar bir filmde, dizide veya sokakta iki adamı el ele gördüğünde linç etmeye kalkacak veya linç edildiğini gördüğünde kılını kıpırdatmayacaksa, o toplum daha beklenen haysiyet ve onur seviyesine gelmemiş demektir. bu kocaman yalan bulutu, orada bir yerde havada durur, elbette tekil bireylerin değil, toplumun dayanışmasıyla ayakta kalır, herkes bu yalanın orada bir yerde asılı durduğunu bilir, kral çıplaktır, kimse konuşmaz ve bu durum her geçen gün toplumu daha da ikiyüzlü ve daha mutsuz bir hale getirmekten başka işe yaramaz. dünyada henüz kadına saygısız, doğaya saygısız, din tüccarı, ikiyüzlü, çocuklara hallenen, laik takılan ama hala tek derdi eşcinseller olabilecek çapsızlıkta, radikal dincilere çomar diyen ama bir şekilde mesele eşcinsellik olunca onlarla aynı paydada buluşuveren yavşaklıkta, bilimi siktir eden, felsefeyi hiç bilmemiş, birbirine zerre kadar güvenmeyen toplumlarda eşcinsel haklarının desteklendiği daha görülmedi.

    eşcinsellerin, özellikle son yıllarda aklınıza gelebilecek her konuda ikiyüzlülük, magandalık, şerefsizliğin üst düzey örneklerini vermiş ve vermeye devam eden türk toplumundan saygı, sevgi vs aramaya ihtiyacı yoktur, bu hayalciliktir. eşcinsellerin, hala kadının yerinin tartışıldığı, kadının hiç edildiği, zamanında aşık olduğu kadınları, eski sevgililerini kesip biçebilecek şerefsizlerin yaşadığı bir toplumdan alacağı da hiç bir şey yoktur. bir eşcinsel ya türkiye'yi terk etmelidir ya da akıl sağlığını korumak için ne gerekiyorsa yapıp hayatta kalabilmelidir. bu ülkede "diva" olarak tanınan trans şarkıcı, ağzını açıp bir gün türkiye'nin trans cinayetlerinde avrupa birincisi olmasından söz etmemiştir, çünkü söz etseydi hala diva olamazdı, kalemi o an kırılırdı, yine de bu insan zerre saygıyı haketmez gözümde, işte bu kadar ince bir çizgi bu çizgi, bunu anlayabiliyor musunuz? zeki müren kendisiyle yapılan röportajda "unutamadığınız bir aşkınız oldu mu?" diye sorduklarında öyle bir bakar ve gözleri dolar ve doğru düzgün konuşamaz ki belki o zaman anlarsınız türkiye'de eşcinsellik ne demek. tüm bunları ve bu insanların kim olduğunu, ne olduğunu bilen toplum, bu soruyu ne kendisine, ne komşusuna sorar, kimse "napacağız bu insanları, sevmesinler mi? sevilmesinler mi?" demez, hatta o kadar "adamdır", o kadar "onurludur" ki bu toplum, sizin belki yıllarınızı verdiğiniz ilişkiniz hakkında aklına gelebilen tek şey üzerinden "hak yolu bok yolu" esprisi yapar, sonra da gider bi türk dizisi açıp, sevdiği kızı iki bölüm sonra tokatlayacak apaçinin attığı tiratlara ölür-biter, "adamsınn", "işte aşk budur" der, sizin sevginiz, mücadeleniz bir hiçtir. eşcinsellik ve bu insanların neler yaşayarak büyüdüğü, buraya her konu açıldığında umarsızca yazan onlarca şerefsiz için bir hiçtir, hiç! sizin bu konuyu anlatmaya çalışmak istediğiniz insanlar, başarısız oldukları her ilişki sonrası buraya "erkeklerden erkeklere öğütler" sayfasına, kadınlar ile ilgili ağıza alınmayacak hakaretler yağdıran vasıfsız, agresif ve onursuz tiplerdir. yani eşcinseller; ezikliği bırakın, bunu anlayın, bir tek kendiniz ve sevdiğiniz insan var bu dünyada, tıpkı bir çok seküler hetero çiftin, bir çok kadının hayatta kalmaya çalıştığı ve hissettiği gibi.. çünkü bu toplum, yüzleşmesi gereken her ama her şeyden kaçan korkakların, daha karşı cinsiyle ilişkisi ilkokul çocuğundan hallice tiplerin, korkularından ötürü her gün birbirlerine ne kadar agresif, ne kadar "adam" olduklarını gösterdikleri bir sirktir.