eş seçiminde en önemli faktör

  • krizleri yönetebilmesi. kriz anında tansiyonu yükseltmeyerek yapıcı olabilmesi…

  • empati yeteneğinin gelişmiş olması gerekli.

    bakmayın aklı seksten başka bir boka basmayanlara siz. ten uyumuymuş da öpüşürken iğrenmemekmiş de bilmem ne. lan öperken iğrendiğin insanla değil evlenmek, ilişkini de sürdürme zaten süzük!

    vicdanı, merhameti yerinde olan insanla mutlu olursunuz.

  • milyon tane şey yazılabilir buraya huyundan tut dış görüntüsüne kadar. hepsi de mantıklı olur sonuçta eş dediğimiz kişiyle bir ömür geçireceğiz hastalıkta sağlıkta. herkes gönlüne göre olsun ister haklı olarak.

    ama benim için kriterlerin en birincisi nezakettir. daha evvel yazıldı mı bilmiyorum. kavga anında dahi nezaketi elden bırakmayan bi adamla olur sözlük. ne olursa olsun kırmamaya çalışmalıyız birbirimizi. boşansak bile saygıyı elden bırakmamalıyız.

    yaşadığımız çağ ve coğrafya gereği nazik erkek bulamıyoruz. kaba kaba adamlara da tamah etmediğim için eşsiz kaldım galiba.

  • yalanını yakalarsanız ayrılın. küçüğü büyüğü olmaz yalanın. yalancılık bir hastalıktır.

  • yanında kendinizi olduğunuz gibi hissetmeniz...

    bir ömrü bir başkası gibi yaşayamazsınız, hele bir ilişkiyi bu şekilde asla devam ettiremezsiniz.

    o nedenle, eş adayınızın yanında köşeye sıkışmış ya da yeterince özgür hissedemiyorsanız o iş de o eş de olmaz...

  • güzellik hiçbir zaman önemli değildir. suratını tabağa koyup yemeyeceksiniz çünkü. bana göre en önemli faktör anlayıştır. karşılıklı anlayış varsa, o evlilik devam eder.

  • şu sebepsiz sevmeleri anlamıyorum.

    bir insan diğerini neden sebepsiz sevsin ki??

    anneleri anlarım. ama onların nedeni de sebepsiz değildir.

    en basiti gebelik sonrası artan prolaktin erkekten uzaklaştırıp, cocuga yakınlaştırıyor.

    neyse ve fizyolojik şeyleri geçelim. böyle anlatılınca kimse siklemez zaten.

    gelelim mevzuya.

    sebepsiz sevmek.

    sebepsiz sevmek nedir ya?

    hele ki ömrünü geçirmek istediğin birini seçerken “sebepsiz” nedenlere mi güveneceksin??

    benim anlamadiğim şey
    insanlar araba alırken onlarca kriter araştırır
    çocugunu okula gönderirken
    ev alırken
    don alırken bile düşünüyorsun, eliyorsun, kritik ediyorsun da

    eş seçiminde mi sebepsiz olacaksın

    geç allahaşkına
    2 yıl sonra götünde cocukla ortada kalınca
    “ sebepsizce sevmiştim”

    dersin.

    bunun adı romantizm değil bence

    olsa olsa mallık olur.

  • hemcinsiniz olsa arkadaş olmayacağınız insanla eş olmayın.

  • eş seçerken, ne kadar güçlü olduğuna değil, sizin için ne kadar fedakarlık yapacağına ve ne kadar mücadele edeceğine bakın.
    güç kaybedilir. ama mücadele, sevgi var olduğu sürece devam eder.

  • güzel güzel yazılmış. kimi cinselliğe vurmuş, kimi zekadan gitmiş, kimi görünüşe tutulmuş, kimi sevgi demiş, kimi samimiyet aramış, kimi fikirlere takılmış, kimi anlaşabilmek istemiş...
    hepsi çok güzel.
    ben ise şu anki duygu ve düşüncelerim itibarıyla denklik diyorum, tüm bunların hepsini bir potada eriterek. eh tabii yök'ün türkiye'de geçerli diploma denkliği gibi değil bu. karşınızdakinin ve kendinizin hayattan beklentilerini tartıp olabildiğince her konuda denk olduğuna inandığınız biriyle elinizde fırsat olduğu müddetçe hayatlarınızı birleştirmek çok mantıklı geliyor bana.
    kendimiz dahi öyle değilken tabii kimseden dört dörtlük olmasını da beklememek lazım. ama denklik zaten anlayışı da muhtevasında barındıracağından bu tarz pürüzler hep sümen altı edilebilecektir.
    dilerim bir gün herkes dengine kavuşur.

    (bkz: davul bile dengi dengine çalar)