dunkirk

  • beğenilmeyince " seyirci anlamıyor" kafasına girmek nedir acaba? 1 hafta, 1 gün, 1 saat olayını anladım, filme de monte ettim , yine de beğenmedim. görüntü ve sesler harika olabilir ki seslerin sürekliliğini ve gerilimini , senaryo eksikliğine bağlıyorum. senaryonun veremediği duyguları seslerle aktarmaya çalışmışlar. bu da olabilir, tercihtir. fakat üzgünüm ama senaryoyu zayıf buldum. hiç bir karakter yok ortada. film tiplemelerden oluşuyor. nolan,natüralist bir tarza yönelmiş olabilir bu filmde, fakat bu durumda da müzikler natüralizm den uzak kılıyor filmi.

    akademiye göz kırpıyor mu? fazlasıyla. peki akademinin yansızlıgına ve kriterlerine güveniyor musunuz? üzgünüm ama akademi uzun zamandır benim için bir kriter değil.

    yine de filmi sevmedim diyemem , nolan oldugu için yüksek perdeden bakıyorum olaya. benim puanım: 7/10.

  • nazi'siz 2. dünya savaşı filmi,

    zombisiz zombi filmi, dinozorsuz jurassic park, peynirsiz künefe, sütsüz nuriye ve bıyıksız ibrahim tatlıses ile aynı klasmanda değerlendirilmeli.

  • filmin başlarında askerin mutsuzluğunu unutmak için montla sıçması gözlerden kaçmamıştır.
    usta yönetmen nolan, üstad umut sarıkaya'ya selam çakmış. helal olsun.

  • filmin türünü boşverin. düşünün, sizi uçağın biri alıyor, savaş alanının ortasında bırakıyor ve siz 107 dakika boyunca orada debeleniyorsunuz. öyle gerici bir atmosfer. film bittiğinde, yan koltuğumda oturan kız, ayaklarını koltuğun üstünde cenin pozisyonuna getirmiş, önümdeki orta yaşlı bey de öndeki koltuğa abanmış bir haldeydi. işte böyle insanı içine alan bir film. üstelik, nolan bunu yaparken, oradaki askerlerle çok da fazla bir duygusal bağ kurmanıza da izin vermiyor. ne bir aşk hikayesi var. ne de bir duygu sömürüsü... filmde resmi bir başrol veya öne çıkarılan kişi yok. film boyunca tek istediğiniz, o 400.000 askerin sağ salim evine dönmesi. verilmek istenen duygu, izleyiciye 100% oranda geçiyor.

    gelelim oyunculara: cillian murphy belki 10 dakika görünmüştür ama kalitesini ortaya koymuş. bu kadar kısıtlı zamanda, böyle gri bir karakteri yansıtabilmek, her oyuncunun harcı değil. tom hardy, yine gözleriyle oynamış. nedir şu yönetmenlerin adamcağızın ağzına olan gıcıklığı? bu arada, müzisyen oyuncu kontenjanından harry styles da rolünün hakkını vermiş. game of thrones yönetmenleri, meşhur ed sheeran vakasından sonra, şu filmi izleyip biraz feyz alsınlar. başrole en yakın kişi diyebileceğimiz, fionn whitehead, 97'liymiş. kendisinde genç bir merlin havası sezdim. bana göre onun da önü açık.

    son söz olarak, bu filmi izlerken arada biraz buruklaştım. elalem, nasıl da ordusunu yüceltiyor. savaşamayıp, sıkışan askerlerinin kurtarılması hakkında bile filmler çekiyor. bir de bize bakıyorum: 15 temmuz afişlerinde aşağılanan, suratlarına tükürülen askerler, halk tarafından boğazı kesilen mehmetçikler...