doktorların dayağı hak etmesi

  • edit; özelden geçmiş olsun diyen ve benimle küfürlerimi en içten dilekleriyle paylaşan arkadaşlara teşekkürler öncelikle.
    okuduğunu anlamaktan aciz hastanede makina olmadığı için isyan ettiğimi düşünen sığırlara da burdan selamlar. sizi okutan öğretmenlerin amk size bişey olmasın. memleketin bim'ine kasiyer de lazım.

    gel gelelim yazının tamamını okuyup, anlayıp hala orospu çocuğuna toz kondurmayanlara. ki gittiğim bölüm yaptığı mallığın farkında bölüm başkanı bana torpil sağlayıp başka hastaneye naklediyor, buna rağmen!
    o orospu çocuğu eşşşek gibi bana bilgi vermek zorundaydı. beni sanki sorun hastamdaymış gibi yanlış yönlendiremez götünden kan alırım adamın. keza alacağım da, tabi ki döverek değil hangi devirdeyiz. annemin diğer böbrekte taş dolu, onu da halledeyim şu torpil sağladıkları hastanede ondan sonra.
    kraldan çok kralcısınız, kendi canınız yanmadan da karşınızdakini katiyen anlamıyorsunuz. ne yaşadınız böylesine kötü olmak için onu merak ediyorum.
    orospu çocuğunun "dikte" ettiği şekilde anneme yok yere açılacak olan 15cmlik, aylarca geçmeyecek, soğuk havalarda sızlayacak, enfeksiyon kapma tehlikesi olan yaradan hiç bahsetmedim bile daha. bilgisiz, sorgulamayan, cahil biri olsam işinize gelirdi tabi.

    açılın bende anlatcam bi orospu çocuğunu.

    geçen ay istanbul'un nadide eğitim araştırma hastanelerinden birindeyim. annem böbrek taşını aldıracak, 3 ay önce semtimizdeki hastanede ameliyat oldu, idrar kanalına stent takıldı fakat taşların tamamı temizlenemedi çünkü yepisyeni inşaat kokan hastanemizde gerekli makina yoktu, bizi eğitim araştırmaya yönlendirdiler. neyse gittik tahlil, film, bt, muayene falan yaptırdık. biz sizi ararız dediler, 3 ay sonra arandık.
    eyvallah dedik devlet hastanesi, olur böyle şeyler dedik.
    ha bu arada evimiz ve eğitim araştırma hastanesi arası mesafe 2 buçuk saat.
    salı günü gelin dendi. sabah 6da gittik belki o gün girer operasyona diye, akşam 4e kadar bekletildik sonra siz gidin yarın gelin dendi.
    çarşamba çıktık yola, yarısına kadar gitmişiz hop telefon gelmeyin diyorlar. sebep? odanızı başkasına verdik.
    ıyi, peki. yarın yani perşembe gelelim mi diye sordum, yok cuma gelin dendi.
    cuma oldu gittik. yine bekle bekle bekle... saat 3 civarı siz gidin pazartesi gelin dendi. nasıl sükûnet ve sabır içerisindeyim izah edemem. dişlerim ağrıdı sıkmaktan.
    neyse pazartesi oldu dr'lar viziteye çıkacak dediler sonunda bi uzmanla görüşeceğiz. ıçimden çok şükür çekiyorum.
    bu arada bilen bilir böbrek taşı ameliyatı 3 yöntemle oluyor. ıdrar yolundan, laparoskopi denilen 3 küçük delik açılarak ve komple açık ameliyat şeklinde. bizim önceliğimiz idrar yolu tabi durduk yere kadını kesmeye gerek yok, keza semtimizin dr'u da o şekilde önerdi. yaparlar orda problem çıkmaz dedi falan filan neyse.
    burdan sonrasında orospu çocuğumuz sahne alıyor.
    vizite sırasında refakatçileri çıkartıyorlar hastayla yalnız görüşüyorlar. anneme seni açık ameliyat yapmak zorundayız başka türlü alınmaz o taş diyorlar.
    kadın zaten pimpirikli neşteri duyunca panikle gidicem diye tutturdu. dur dedim bi de ben konuşayım ne alaka diye.
    gittim yanına hocam böyle demişsiniz fakat sebebi? diye sordum.
    gayet sakin ve meraklıyım.
    ha senin annen mi o hasta dedi tersleyerek.
    evet??
    o hasta başka şekilde tedavi olamaz kabul ediyorsanız yarın alalım yoksa meşgul etmeyin bizi!
    ıyi de hocam (ismini de bilmiyorum ki pezevengin) biz böyle böyle geldik, muayene esnasında da bahsetmediler açık ameliyattan, nerden çıktı dememe kalmadı sözümü kesti.
    sen benden iyi mi biliyorsunlar, doktor olan benimler, kat inliyor beni fırçalıyor pezevenk.
    önce o tonunuza dikkat edin dedim, ben bilsem evde mutfak robotuyla yapardım zaten aylardır sıra beklemezdim dedim.
    uzatmaya gerek yok dedi, kararınızı bildirin işlem yapalım dedi.

    ya sabır çekerken uzaklaştı bu puşt, stajyer dr dur bi de şu hocaya soralım bekle dedi gitti.
    bankoda bekliyorum. stajyer ve orospu çocuğu aynı anda döndüler. tam stajyer bişey diyecek onunda lafını kesti "uğraşmayın o hastayla başka türlü olmaz o operasyon" dedi.
    tam ağzımı açıcam sikicem belasını stajyer siz dönün odaya ben gelcem size dedi. kafamda milyon soru işareti arkamı döndüm odaya gidiyorum, arkamdan bağıra bağıra "sorun bunlara! kabul ederlerse de etmezlerse de imza alın! ımza atmadan giderlerse tutanak tutun!"
    ben orda onu sikmeyi bilirdim de işim düştü pezevenge işte napcan mecburuz bi yerde artistlik yapmaya gerek yok, kendimi telkinleyerek stajyer bekliyorum odada.
    2 buçuk saat sürdü o bekleme de :))))))
    bana bekle diyen stajyer gitmiş yerine nöbetçi gelmiş bizim semtin dr'unun öğrencisi efendi bi çocuk.
    anlattı.
    önce biraz geveledi sonra baklayı çıkardı.
    kanaldan girerek taş kırdıkları makina bozulmuş geçen ay. tanıtım için başka bi makina gelecekmiş, dolar kuru yüzünden firma yan çizmiş o yüzden 1 haftadır oyalanmışız özetle. laparoskopik ya da açık yapmak zorundalarmış.

    dedim sizi sikeriiiiiiiimmm.
    nerde o orospu çocuğu bana artistlik yapan?
    çıktı dediler.
    yemin ederim o an hastanede olsa domaltıp sikerdim. sonra dinlenip tekrar tekrar sikerdim.
    şu an yazarken hala sinirleniyorum sıfatını siktiğime.
    özür mahiyetinde başka bir eğitim araştırmadan kanal ayarladılar 1 ay içinde ameliyat oldu annem, neştersiz!

    bakın ben bekletilmekten oyalanmaktan şikayetçi değilim farkındaysanız, o orospu çocuğunun tutumuna ifrit oldum. bu hikayede o orospu çocuğu olmasaydı ben bu başlığa yazmazdım bile çünkü ülkemin de hastanelerinin de farkında bir insanım. genelde bu durumlarda napalım kaderimizmiş ortadoğu coğrafyasında sürünmek der geçerim.
    şimdi siz benim yerimde olsanız bırak dayağı yatırıp sikmez miydiniz bu orospu çocuğunu delikanlı gibi söyleyin.

    not: aşırı orospu çocuğu oldu yazıda özür dilerim, fakat bizim burda orospu çocuğuna orospu çocuğu deriz bunun başka tanımı yok malesef.

  • çoğu insan için aslında hak diye bir şey yoktur. hak etmek diye de bir şey yoktur. sadece güç diye bir şey vardır.
    kime gücün yetiyorsa onun dayağı hak ettiğine inanırsın.mesela çocuğuna, karına gücün yettiği için dayağı hak ettiklerini düşünürsün.
    yani hep doktorlar mı hak ediyor dayağı?
    kimsenin götü yemiyor polise, subaya, hakime, savcıya, kalantor bürokrat ve sanayiciye, iş adamına bir şey demeye. neden? çünkü gücü yetmez. bunların içinde dayağı hak eden yok mu? neden bunlara böyle başlıklar açılmıyor da zırt pırt doktorlar gündeme getiriliyor?
    bir grup gözüne doktorları kestirmiş işte. hasetle birleşmiş nefrete dönüşmüş duygular. başka yerlerden kaynaklanmış doktara yönelmiş şiddet.
    he de geç.