doğumu yaklaşınca aile hekimine giden kedi

  • haber çok güzel sonuna kadar keyifle izledim ama bu işte bir kurgu var gibi. eğer bu adamlar 'hamile bir kedi gelse de kapımızı çalsa biz de seferber olsak' diye beklemiyorlarsa kedinin kapının önünde beklediği vakitten içeriye girmesine, veterinerin aranmasına, adamların arabayi park edip kediyi kafese koyup tekrar arabaya binmelerine, hatta veterinerlik binasına girişte önce dışardan sonra birebir kaldığı yerden içerden cekmesini nasıl organize ettiler. ya gerçekten kediyi içeri alınca baktılar durum bu, doğurdu doğuracak hikayeyi baştan çekelim diye kediyi kapıya koydular, veteriner gelmeden şu sahneyi bi çekelim dediler sonrasında da olaya biraz müdahale ettiler 'abi sen yürü içeriye, heh tamam, abi çık şimdi yeniden gel içeriden çekeyim ben de' diye. ya da başka bir senaryo kedi zaten birinin evinde beslediği ya da mahallede besledikleri bir kediydi ve doğum zamanı gelince böyle bir kurgu yaptılar. her ikisi de bence güzel ama bir yoğun çekim çabası ve 'sen çık tekrar gel, olmadı şimdi yine ara' var haberde. olsun, güzel yine de hep savaş görmeyiverelim biz de haberlerde bunları da görelim güzel şeyler bunlar.

  • ya haberi izlerken nasıl mutlu oldum anlatamam.
    yıllardır amerika'nın yerel haberlerini takip ederim. eğer bir ruh hastası eline silah alıp okul, üniversite, benzin istasyonu falan basmadıysa haberlerin genel başlıkları şöyle oluyor:
    - dans eden goril videosu.
    - ağaçta mahsur kalan kedi kahraman itfaiyecilerimizce kurtarıldı.
    - doğum gününe kimsenin katılmadığı çocuğa kasaba polisleri sürpriz parti hazırladı.
    - yüksek irtifa balonuna takılıp stratosfere çıkan peluş ayı 4 yaşındaki sahibine geri verildi.

    bu başlıklar şaka değil ha, aklımda kalanlar. %100 gerçek.
    her yerden bir kahraman, her başlık altından bir insanlık dersi, her haberde bir mutluluk çıkıyor... böyle huşu içinde okuyorsunuz haberleri. sonra olur da yanlışlıkla türkiye'de bir gazetenin sayfasına gidince etrafı kan götürüyor. herkesten ve her şeyden bir anda nefret etmeye başlıyorsunuz.

    işte ben bu haberi izlerken kendimi sanki amerika'da yerel bir gazete okuyormuşum gibi hissettim.
    hastaneye giden kedi, ona yardım eden hemşire, hemen çağrıya kulak verip kediyi almaya gidenler, ameliyat eden veterinerler, durumları iyi yavrular, hepsinin korumaya alınması...
    sadece şunları dert edeceğimiz bir ülke istiyoruz halbuki.
    çok şey mi istiyoruz?